Enerji Bir-Sen Başkanı Tonbul : TÜRKŞEKER Özelleştirme Kapsamından Çıkarılmalıdır

28 Nisan 2020 - 15:23

 
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı “Sözleşmeli Tarım” programının TÜRKŞEKER himayesinde gerçekleştirilecek olması üzerine Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul yaptığı açıklamada “Şeker Fabrikaları bu kadar önemli ve büyük projeleri yapabilecek kapasitededir fakat özelleştirme engeli fabrikalar üzerinden bir an önce kaldırılmalıdır” dedi.
 
Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul yaptığı açıklamada “Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Berat Albayrak’ın koronavirüsle mücadele kapsamında pancar üreticisi çiftçilerimize destek olmak ve ülkemizin şeker başta olmak üzere etil alkol, kolonya, küspe, yem, melas, maya gibi yan ürünlere olan ihtiyacını karşılayarak ithalatı azaltmak adına geçtiğimiz hafta duyurduğu finansal destek programıyla birlikte Şeker Fabrikalarımıza önemli bir görev düşmüş oldu.”dedi.
 
Genel Başkan Tonbul açıklamasına şu sözlerle devam etti: “Münavebe sistemine göre şeker pancarı hasadından sonraki iki yıl boyunca başta hububat olmak üzere diğer tarımsal ürünleri ekmesi gereken çiftçilerimiz üretimde ve satışta büyük mağduriyetler yaşıyordu. Bakan Albayrak’ın açıkladığı destek paketine göre; TÜRKŞEKER himayesinde çiftçilerimiz sözleşmeli tarım sistemine geçecek ve tarımsal masrafları TÜRKŞEKER desteğiyle karşılanacak, çiftçilerimiz krediye muhtaç olmadan, piyasanın üzerinde fiyatla alım garantili üreticilik yapacak.
 
TÜRKŞEKER’in de açıkladığı verilerle birlikte; 4 Milyon Dekar alanda tarım faaliyet yapılması, 50 Bin kişilik tarımsal istihdam oluşturması, 2,5 milyon ton hububat üretimi planlayarak yıllık 3,5 milyar çiftçilerimize gelir oluşturması ve ülkemizin tarımsal ürün ithalatını 500 milyon dolar kadar azaltması bu projeyi ekonomi ve tarım konularında daha da önemli kılıyor.
 
Öte yandan son 10 yılda Türkiye’nin toplam tarım arazisinin %8’ini çeşitli sebeplerle kaybettiğimizi göz önünde bulundurursak 4 milyon dekar arazinin desteklenerek ekime teşvik edilmesi ülkemiz adına çok kıymetlidir.
 
Fakat 2000 yılından beri Özelleştirme İdaresi Başkanlığının (ÖİB) özelleştirme kapsamına aldığı Şeker Fabrikaları özellikle 2008 yılından sonra yeni personel takviyesinden, yatırım projelerinden mahrum bırakılmış, bakım onarım ve yenileme faaliyetlerinin dışında kalmış, gittikçe yıpranmış ve atıl vaziyete düşmüştür.
 
2018 yılında satışı gerçekleştirilen fabrikalardan sonra TÜRKŞEKER’in elinde şeker üretimi yapabildiği 15 fabrika kaldı. Bu fabrikalar da imkanlarını zorlayarak Türkiye’nin şeker ihtiyacının üçte birini karşılamaya çalışıyor.
 
Daha önce özelleştirme ve satış sürecinde defalarca dile getirdiğimiz üzere “TÜRKŞEKER milli bir meseledir, özelleştirmeye kurban edilemez.” Stratejik öneme sahip kurumlarımıza kar/zarar gözüyle bakarsak yanlış yapmış oluruz. Neler yapılabileceğine bakıp kurumlarımızı daha faydalı daha üretken hale getirmek kıymetli yöneticilerimizin elinde. “Sözleşmeli Tarım” projesi bu bakımda çok kıymetli. Enerji Bir-Sen olarak, TÜRKŞEKER’in ülkemiz için ne kadar kıymetli ve işlevsel olduğunu bir kez daha gözler önüne sermesi hasebiyle bu projeyi önemsiyor ve destekliyoruz.
 
TÜRKŞEKER özelleştirmelere rağmen ülkesi için mücadele etmeye devam eden güzide kurumlarımızdandır. Özellikle koronavirüs mücadelesine verdiği destek ortadadır. Öyle bir süreçten geçiyoruz ki; parasıyla bile temin edip ihraç edilemeyen etil alkolü TÜRKŞEKER şeker üretiminden elde ederek 1 milyon litre etil alkol üretmiş, hastanelerimize ve dezenfektan üreticilerimize hızlı bir şekilde temin etmiştir.
 
Biz böyle bir kurumumuzun özelleştirme kapsamında ivedilikle çıkarılmasını, fabrikaların daha etkin şekilde çiftçilerimize ve ülkemize hizmet etmesinin önünün açılamasını talep ediyoruz. TÜRKŞEKER bünyesinde bulunan Makine Fabrikaları ve Elektromekanik Aygıtlar Fabrikası da yine ilk kuruluşundaki amacına döndürülerek çiftçilerimizin ihtiyaç duyacağı her türlü tarımsal makinenin yanısıra ülkemizin ithal etmek zorunda olduğu sanayi makinelerini de imal edebilecek kapasiteye sahiptir. Bu fabrikalar ülkemizin stratejik değerleri. Üreterek değer katabilecek potansiyelleri var. Bu potansiyeli ortaya çıkarmak da yöneticilerimize düşüyor.”