Mısırlıoğlu : Hiçbir iddianız yok ki davanız olsun…
Basın toplatışına başlarken öncelikle yaklaşan Ramazan Bayramı’mızın hayırlara vesile olmasını dileyerek şimdiden bayramınız mübarek olsun demek istiyorum. Rabbim on bir ayın sultanı ramazan ayına tekrar kavuşmayı nasip etsin inşallah…
Sözlerime başlarken geçtiğimiz günlerde dile getirdiğimiz bir konuya tekrar değinmek istiyorum. AKP’nin bu seçim ne kadar panik içinde olduğunun bir kanıtı olan Zafer Müzesi’nin reklam afişleriyle kaplanması olayını ben içime sindiremiyorum. Kendi menfaatleri uğruna şanlı tarihimizi yok saymalarına sessiz kalamıyorum. Seçim propagandası yapma uğruna milli ve manevi değerlerimizi ayaklar altına almalarını hazmedemiyorum. Eminim ki içinde zerre vatan sevgisi olan herkes bundan rahatsız olmuştur ve benim gibi düşünüyordur.
İktidara geldikleri günden beri milli bayramlarımızı sabote etmeye çalışıyorlar. Atatürk isminden rahatsız olup her yerden kaldırmaya çalışıyorlar. Cumhuriyeti kendi sözde saltanatlarına bir tehdit olarak görüyorlar. Ama bu kadarı fazla. Burası Afyonkarahisar… Burası büyük zaferin kazanıldığı topraklar. Zaferin başkentinde Zafer Müzesi’ni siyasi emellerinize alet edemezsiniz! Yapana da, yaptırana da, sessiz kalana da yazıklar olsun…AKP’nin seçim mitingi için manevi değerlerimizi harcamaya kalktıkları gibi milli servetimizi de harcamaktan çekinmediler tabi ki…
Biz bu ayıbı yüzlerine vurmaktan bıktık onlar aynı ayıbı işlemekten bıkmadılar. Zafer Müzesi üzerinden şanlı tarihimize yapılan saygısızlığı dile getirmemiz AKP il başkanının zoruna gitmiş olacak ki vasat bir açıklama yaparak art niyetlerini ele vermiş. Sayın Uluçay, basın açıklaması yaptığımız gün bizi dinleyen engelli vatandaşımız üzerinden siyaset yapmaya kalkmış. Karşımıza çıkmaya cesareti olmayanlar bu olayı provoke etmek için engelli vatandaşımızı üzerimize gönderiyorlar. Gösterdiği tepki üzerine bu kardeşimize gerekli açıklamayı yaptık. Şimdi de asıl muhatabımıza açıklayalım. Şimdi terörist dediğiniz partiyi meclise sokan sizsiniz. Elebaşları ile boy boy fotoğraf çektirip sofralar kuran sizsiniz. Türk isminden, Türk Bayrağı isminden rahatsız olan HÜDA-PAR ile işbirliği yapan sizsiniz. Bize Milliyetçilik üzerinden laf söyleyecek en son parti de sizsiniz!Parti lideri Cumhurbaşkanının seçim mitingi için ilçe ve beldelerden yine akın akın vatandaş getirdiler alana.
Miting alanını taşımalı sistemle doldurmaya çalışmalarını anlarız da belediyelerin ve başka kamu araçlarının bu işe tahsis edilmesini anlayamıyoruz. Vatandaşın dini duygularını sömürüp dinimizce haram ve yasak olan her şeyi yapan AKP zihniyeti, kendi seçim çalışması için kul hakkı yemekten de çekinmiyor ne yazı ki… Belediyeler siyasi partilerin maşası değildir. Belediyeler, halka hizmet için var olan kurumlardır. Ancak AKP, halka hizmet yerine kendine hizmet ettirmeyi uygun buluyor. Sayın Cumhurbaşkanı Afyon mitingine geldiğinde askeri havalarına iniyor. Ve mitingde konuşurken Afyonkarahisar’a havalimanına indik. Orandan da buraya ulaştık. Bir zamanlar bunlar yoktu. Şimdi bunlar oldu” diyor. Her halde Sayın Cumhurbaşkanına askeri havalarına indiği söylenmedi veya bu havaalanını akp yaptı sanıyor. Güler misin? Ağlar mısın? Tekrar etmekte fayda görüyorum; Sayın Cumhurbaşkanı bile ilimize gelirken Zafer Havalimanı'nı kullanmıyor. Askeri havaalanı üzerinden ilimize geliyor. Üstelik bir de 'biz bu havaalanını yapmasaydık nereden gelecektik' diye büyük bir gaf yapıyor. Bu cümleden anladığımız kadarıyla ya Cumhurbaşkanımız hangi havaalanına indiğinin farkında değil ya da 1970 yılından beri kendini iktidar sanıyor. Çünkü askeri havaalanı 1970 yılında yapıldı.Afyonkarahisar'daki askeri havaalanı Türkiye’nin en büyük askeri havaalanı. Aynı zamanda NATO’nun da 2. büyük havaalanı. "Ana Jet Bakım Üssü" olarak kullanılan üs sivil uçuşlara kapalı. Halkının bu havaalanını kullanmasına izin vermeyen Sayın Erdoğan bu havaalanına iniyor ve burayı biz yaptık bir zamanlar yoktu demeye getiriyor.Atalarımız ne güzel demiş balık baştan kokar diye… Cumhurbaşkanı siyasi emelleri uğruna kamu görevlilerini, muhtarları, sivil toplum kuruluşlarını, toplumun pek çok kesimini alana toplatırken benzer bir hareketi İscehisar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yaptı geçen hafta. Afyonkarahisar Belediyesi’nin iftar programına katılım için, üstelik Akp seçim bürosunun açıldığı gün, kurum içi Whatsapp gruplarına mesajlar atılmış. Öğretmenlerin, idarecilerin, öğrenci velilerin whatsap mesajları ile iftara gelmelerinin sağlanması istenmiş. Hatta o iftar programında siyasi söylemlerle seçim propagandası yaptılar. Yetkilileri buradan uyarıyor ve gereğini yapmaya , bu mesajları atanları da istifa ederek siyaset yapmaya davet ediyoruz.Dün Akp ilimizde miting yaptı.Alanlar boş kalacak diye akılları çıkıyor gördüğünüz gibi. Kamu kurum ve kuruluşlarının siyasi çıkarlara hizmet etmesi ne kadar doğru? Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi düzeni kurarlarsa kursunlar, başaramayacaklar. Bu çırpınışlar son çırpınışlar. Alanları cebren doldurmaya çalışıyorlar. Devletin her türlü imkanını siyasi çıkarları için kullanıyorlar ama tüm bunlar nafile…
Bakın Afyonkarahisar’da iftar çadırlarını dolduramadıkları gibi miting alanını da dolduramayacaklarından korktular ve alanı üçte bir oranında daralttılar. Bunlar gidişin ayak sesleri. Bunlar sözde saltanatın çatırtıları. Bunlar AKP’nin son çırpınışlarıdır. Gidiyor gitmekte olan, geliyor İYİ’lerin, cesurların, Millet İttifakı’nın iktidarı… Az kaldı, çok az kaldı… Tek adam rejimi bitecek, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’i Başbakan olarak göreceğiz Allah’ın izniyle…
Yıllar içinde ekonominin altını üstüne getirdiler. Kamuya ait olan pek çok kurum ve kuruluşu satıp özelleştirdiler. Bir vatandaşımızın CİMER’e yaptığı başvuru sonucunda özelleştirilen kurum ve kuruluşların listesi elimize ulaştı… Uzayıp giden bu listeye bakınca canım acıdı…
Milli servetimizin nasıl heba edildiğini gözümüzün önüne seren şu listeye bir bakın… 8 tane termik santral, 9 tane hidroelektrik santrali, 10 tane şeker fabrikası, 15 tane tekel binası, Sümer Holding’e bağlı 9 şirket, 11 liman, 19 farklı şirket var… Sata sata doymadılar. Memleketimizi karış karış sattılar.
Sonra ne oldu ? Sözde şahlanan ekonomimiz sayesinde Soğanı, baklavayı, limonu taneyle alır olduk. Çiftçi tarım yapamaz, hayvancı yem alamaz, üretici üretmez hale geldi. Şirketler çığ gibi büyüyen sermayeleriyle mazlum işçiyi ezer oldu. Mobbinge ve geçim derdine direnemeyen vatandaş hasta oldu, hastanelerde sıra, eczanelerde ilaç bulamadı. Evlerde ekonomik sıkıntılardan dolayı huzur kalmadı. Gençlerde umut, yaşlılarda derman kalmadı. Bakın size bir örnek vereceğim. Hızlı tren şantiyesinde çalışan işçiler mobbinge maruz kalıyor. Asgari ücret zammı maaşlarına yansıtılmamış. Ha bugün ha yarın derken işçiler oyalanmış. Baş kaldıran tabi ki işten atılmış. Şimdi işçiler çaresiz sesini duyurmaya çalışıyor ama işlerinden olmaktan da korkuyorlar. Çünkü ülkemizde tepeden tırnağa öyle bir yönetim anlayışı var ki, ali kıran baş kesen herkes. Azıcık sesini çıkaranın kafasına vurulup susturuluyor. Herkes güçlünün yandaşı olmak zorunda bırakılıyor. Hiç kimse özgür iradesiyle fikrini düşüncesini söyleyemediği gibi hakkını da savunamıyor. Bu işçi kardeşlerimiz de öyle çaresiz haklarının verilmesini bekliyorlar.Bir yanda hakkını alamayan işçiler baskı altında ekmeğinin peşinde koşmaya devam ederken diğer yanda aldığı maaşı yetiremeyen belki de maddi yönden ömrünün en zor ramazan ayını geçiren vatandaş, bu kez de bayram sofrasını nasıl kuracağını düşünüyor.Vatandaşlar ucuz et alabilmek için saatlerce kuyrukta bekliyor. Hatırlar mısınız bir zamanlar dönemin iktidarını eleştirmek için hep söylenirdi, yahu işte yağ kuyruğu, tüp kuyruğu olurdu diye…
Yıl 2023 olmuş, TOGG yaptık diye vatandaşa gaz veren hükümet hayat pahalılığına çözüm bulamıyor.
Vatandaş metrelerce uzayan kuyruklarda sofrasına yemek koymaya çalışıyor. Sonra da alay eder gibi kalkıp diyorlar ki ‘biz TOGG diyoruz, onlar soğan diyor’ bunu söyleyen AKP’li Numan Kurtulmuş… Onun karnını TOGG doyuruyor olacak ki böylesine küstah bir açıklama yapabiliyor. Utanmıyorlar bu sözleri söylerken. Şu kuyrukları görünce utanmıyorlar. Ülkemizde soğansız yemek pişmiyor. Yemekte, salatada soğan kullanıyoruz. Tabi ki bundan bahsedeceğiz. Soğandan, patatesten, yağdan bahsedeceğiz.Beğenmediyseniz kıymadan etten de bahsederiz.
14 Mayıs’ta vatandaş size en güzel yanıtı verecek. Vatandaşın oy pusulasına vurduğu mühürler tokat gibi yüzünüze çarpacak. O zaman anlayacaksınız vatandaşın karnı açken TOGG’dan bahsetmenin ne demek olduğunu… Bir de kalkmış diyorlar ki seçimden sonra şunu yapacağız, seçimden sonra bunu yapacağız… Yahu sizin kazanmayı beklemenize gerek yok. Zaten iktidardasınız. Yapmanız gerekeni yapsanız ya. Vatandaşa vaat verecek konumda değilsiniz. İcraat yapacak konumdasınız. Verdiğiniz vaatleri duyanlar muhalefet partisi zanneder sizi… Kendi kendinizi eleştiriyor, hatalarınızı ortaya döküp ‘seçimden sonra’ düzelteceğiz diyorsunuz. Madem farkındasınız düzelmesi gereken şeylerin. Neden vatandaşa şart koşuyorsunuz?
Neymiş efendim? KPSS’de mülakatı kaldıracaklarmış. E… kaldırın, elinizi tutan, engel olan mı var? Bu liyakatsiz sistemi siz getirdiniz zaten. Yanlış olduğunu düşünüyorsanız şimdi kaldırın. Böyle bir şeyi neden seçim vaadi yapıyorsunuz ki? Herhalde dünyanın hiçbir yerinde bir iktidar önce vatandaşı zora sokup seçim vaadi olarak da sizi rahata kavuşturacağız dememiştir. Burada amaç vatana millete hizmet olsa bu sözleri sarf etmezlerdi zaten.
MHP’nin yeni İl Başkanı Ahmet Kahveci, ‘Biz bu davadan kaçanlardan, satanlardan olmadık’ demiş.
Davayı satan başta sizin genel başkanınızdır. Siz satılmışların, tabi olmuşların arkasında yürüyorsunuz zaten Sayın Kahveci… Sizin bir davanız mı kaldı ki satmayacaksınız? Yancısı olduğunuz AKP’nin kuklası oldunuz. Hiçbir iddianız yok ki davanız olsun… MHP’li milletvekili Taytak da çok iddialı konuşuyor ama vatandaş öyle demiyor. Herkes sandıkta görecek. Taytak 2 milletvekili garanti, biz üçüncü için çalışacağız diyormuş.
Soruyorum kendisine, AKP ile birleşince mi 2 milletvekilini garantiliyorsunuz? Biz İYİ Parti olarak Afyonkarahisar’ımızda birinci parti olacağız Allah’ın izniyle… Sizi de sahte siyasetinizi de sandığa gömeceğiz. Sahte siyaset diyorum çünkü siyaset, devlet ve millet menfaatine yapılır. AKP’nin millete ve devlete zarardan başka bir getirisi yok ne yazık ki…
Zafer Havalimanı’nı biliyorsunuz. Afyon’un hava alanı olacak diye diye yaptıkları yer şehrimize 1 saat uzaklıkta… Üstelik buraya yolcu garantisi vererek yaptılar ve faturası da tabi ki millete kesildi.
Karşılanamayan yolcu vaatleri milletin cebine külfet olarak geri döndü. Burayı Ocak-Mart döneminde 329 bin 433 yolcu garantisine karşın yalnızca 13 bin 75 yolcu kullandı. Yap-İşlet Devret modeli ile inşa ettirilen ve özel sektöre işlettirilen bu havalimanı, ocak-mart dönemine yönelik garanti edilen yolcu sayısının yüzde 4’ünü karşılayabildi. Sonuç ne oldu? Devlete ve millete külfet… Kazanan kim oldu peki?
Müteahhit ve İşletmeci özel şirket kazandı. Ölü yatırım bile değil bu arkadaşlar, ölü yatırım olsa bu kadar zararı olmazdı…
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın “düsturuyla inşa edilen devlet geleneğimizin yıpratıldığı günlerden geçiyoruz.İşte bu yüzden biz İYİ Parti olarak; milletimize Cumhuriyetin 100. Yılında yaşatan bir Türkiye’yi ve yeni bir toplumsal sözleşmeyi vaat ediyoruz.Bildiğiniz gibi hafta sonu Ankara’ da Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener tarafından tarihi öneme sahip bu toplumsal sözleşme Türk halkı ile paylaşıldı. Ben izninizle bu tarihi sözleşmeden bazı maddeleri sizlerle paylaşmak istiyorum.-Her bir vatandaşımızın eşit fırsatları ve eşit saygıyı hak ettiğine inanıyoruz. Nitelikli ve güçlü bit Türkiye için eğitime, sağlığa, altyapıysa ve teknolojiye yatırım yapılması gerektiğine inanıyoruz.-İYİ Parti olarak biz, öncelikle; her bir vatandaşına eşit yaklaşan ve her birine aynı fırsatları sağlayan bilen sosyal devlet anlayışını inşa edeceğiz.-Gelir dağılımındaki adaletsizliği ortadan kaldıracağız. Türkiye’yi karnı aç, mutsuz çocukların ülkesi olmaktan çıkaracağız.-Gençler ve kadınlar başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın; eğlenme, rahat bir nefes alma, dilediğince gülme, mutlu bir yaşam sürme hakkını güvence altına alacağız. -Hayatta eşitlenen vatandaşlarımızın kanun önünde de eşitlenmesini sağlayacak ve hukukun üstünlüğünü tesis ederek yargı bağımsızlığını güçlendireceğiz.-Seçim beyannamemizde de vaat ettiğimiz gibi Cumhurbaşkanının bir dönem seçilebilmesini kabul ederek görev süresini 7 yıl ile sınırlı tutacağız.-Cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisine son vereceğiz.-Cumhurbaşkanının uçak sayısını ve kara taşıtlarını azaltacağız.-Kamu görevine alınmada her aşamada liyakat ve eşitlik ilkelerini hâkim kılacak ve şeffaflığı sağlayacağız.-Mülakat uygulaması son bulacak, işe alımlarda yazılı sınavlarda en yüksek puandan başlamak üzere personel alımı yapılmasını sağlayacağız.-Kamu çalışanları arasında eşit ücret ve maaş adaletini sağlayacağız.-Ücretsiz kira sigortası uygulamamız ile işsiz statüsüne geçen Asgari ücretli çalışanların kiralarını ödemelerini destek alacağız. Yeni bir İş bulana kadar en fazla 12 ay boyunca kiralarının sigorta tarafından ödenmesini sağlayacağız-Tarımda indirimli elektrik tarifesi uygulayacağız-Belediye Başkan ve yardımcılarının birinci ve ikinci derece kan ve sıhri akrabalarının; özel kalem müdürlüğü, müşavirlik, danışmanlık görevlerine getirilmesini yasaklayacağız. -İmar affı düzenlemelerine son vereceğiz.-İlk kez konut alımında tapu harcı almayacağız.-Varlık fonuna aktarılan Türk Telekom ve Turkcell hisselerini hazineye devredecek ve bağımsız bir şekilde yönetilmelerini sağlayacağız.-Sosyal yardımlar insan onurunu zedelemeyecek şekilde yapılacak.-Rüzgar gülü projesi ilk, okul öncesi, ilk ve ortaokuldaki çocuklara ve lise öğrencisi gençlere ücretsiz kahvaltı ve öğle yemeği imkanı sağlanacak.
-Aile sağlık merkezlerindeki her türlü sağlık hizmeti ücretsiz olacak, ilaç ve tedavilerden katkı payı almayacağız.-Bütün doğumların her yerde ücretsiz ve uzman sağlık personeli tarafından yapılması sağlanacaktır.-Çiftçilerimizin traktör, biçerdöver ve tarım makinaları gibi tarımsal üretim araçlarının ve canlı hayvan varlığının hiçbir şekilde haczedilmemesini sağlayacağız.-3 yıl boyunca mazotta yüzde 30, gübrede yüzde 25; yemi tohum, ilaç, elektrik ve sulama içinde yüzde 20 destek vereceğiz-Tarım sektöründe kullanılan mazottaki ÖTV yükünü kaldıracağız.-Esnafımızı zincir marketler, büyük marketler ve AVM’ler karşısında gerekli yasal düzenlemeleri derhal yapacağız.
-Medyada tekelleşmeye, sermaye yapısı ve kaynağın gizlenmesine, yasaya aykırılığa izin vermeyeceğiz.-İnternet gazetecilerinin Basın iş kanunu’ na tabi çalışmalarını ve basın kartı alabilmelerini sağlayacağız.-Kadınlarda iş gücüne katılım oranını yüzde 32’den yüzde 50’ye çıkaracağız.
-Tüm öğrencilerimize uzaktan eğitim ve bilimsel araştırma platformlarında geçerli sınırsız internet eğitimi sağlayacağız.-Tedavi edici poliklinik hizmetlerin erişimi kolaylaştırmak için hastaneler ile bütünleşmiş Mahalle Tıp merkezlerini hizmete sunacağız.-Sanatçıların bir araya geleceği; konaklama, sağlık ve bakım hizmetlerinin verileceği Sanatçı Dayanışma Merkezleri kuracağız.-Kadın haklarına. Çocuk haklarına, doğmamış çocukların haklarına, hayvan haklarına, çevre haklarına siyasi ve yaşam tercihlerine, her bir vatandaşımızın nüfus cüzdanına saygılı bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz.
-Güçlendirilmiş Parlamenter sisteme geçerek seçim barajını yüzde 3’ e düşüreceğiz.-Basın özgürlüğünü güçlendireceğiz.Gazetecilerin sendika kurma ve toplu sözleşme yapma haklarını güvence altına alacağız.-Çalışma ve sosyal koruma bakanlığı bünyesinde müstakil bir engelliler genel müdürlüğü kuracağız.-Yaşlılık aylığını artıracağız.-Zorunlu eğitimi 1 yıl okul öncesi eğitim, 5 yılı ilk okul, 3 yılı orta okul, 4 yılı lise olmak üzere 1+5+3+4şeklinde uygulayacağız.-Her türlü eğitim öğretim hizmetlerinden alına KDV’ yi indireceğiz.-Yükseköğrenim kredilerinin geri ödemesini mezuniyet sonrası gelir getirici bir iş bulununcaya kadar erteleyecek, geri ödeme gücüne sahip olmayan hiçbir mezuna icra takibi yapmayacağız.-Tüm mezunlara kredi geri ödemesinde sosyal sorumluluk faaliyetlerine katılma yoluyla geri ödeme seçeneği sunacağız.-Öğretmenlik mesleğinin itibarını yeniden tesis edecek bir Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkaracağız
-Meslekte 5 yılını tamamlayıp bir derece kazanacak öğretmene en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 60’ı kadar eğitim öğretim tazminatı ödeyeceğiz.- İlk etapta 25 Tarım Meslek Lisesi açacağız, bir yıl içeresinde bu sayıyı 50’ye çıkaracağız.-21 yıldır “Güçlü Türkiye” ile başlayan nice vaatler dinledik. Ancak bu vaatler sadece Türkiye’yi yönetenleri ve etrafındaki dar bir zümreyi güçlendirdi. Türkiye ise her geçen gün gücünden güç kaybetti.-Avrupa’nın göçmen hendeği olmayan , tefeci lobileri tarafından yağmalanmayan ve istikrarın sembolü olan güçlü bir Türkiye’yi inşa edeceğiz.-Enflasyonu 2 yıl içesinde tek haneli, düşük bir düzeye indireceğiz.-Kaynakları” Kanal İstanbul” gibi rant projeleri için değil, GAP,DAP,DOKAP kapsamındakiler başta olmak üzere tarımsal sulama projelerinde kullanacağız.-Uyuşturucu ticareti ile ilgili kapsamlı bir veri tabanı oluşturacağız.-Uzaktan çalışmayı ve istihdamı mümkün kılan E- vatandaşlık platformunu kuracağız ve E- vatandaşlık yasasını çıkaracağız.
-İstanbul depremine karşı risk azaltmayı hedefleyen Hayat İstanbul Projesi’ni başlatacağız.-Atatürk Ormanı Projesine sahip çıkarak AOÇ Tarım Bilimleri Akademisi kuracağız.-Ulusal Tarım Master planının hazırlayacağız.-Kapalı mera alanlarını hayvancılığın kullanımına açacağız.-Sığınmacılara hiçbir şart altında vatandaşlık vermeyeceğiz Tanınan tüm hakları iptal edeceğiz.-“Hudut Namustur” ilkesini benimseyerek açık kapı politikasını terk edeceğiz.-Tüm kaçak göçmenleri geri gönderme merkezi üzerinden peyder pey iade/ sınır dışı etmeye başlayacağız.- Memleketimizin geleceği için; gençlerimizin, çocuklarımızın ve kadınların, istikbali için, milletimizin iradesini korumak zorunda olduğumuz için ve siyasetteki pusulamız her zaman milletimizin yanı başı olduğu için bu seçimi kazanmak zorundayız.
Bize İYİ Partiyi kurduran irade budur.
İYİ Partiyi bu günlere getiren güç budur.
Ve İYİ Partiyi geleceğin mimari yapanda budur.
Kıvılcım olarak başladığımız bu yolda büyüdük ateş olduk.
Şimdi ise vakit;
Güneş olup memleketin üzerine doğma vaktidir.
Vakit, ayağa kalkma vaktidir.
Vakit, öfkeden bir umudur yeşertme vaktidir.
Haklı itirazımızdan güç alıp Türkiye’yi yüceltme vaktidir.
Vakit, ayağını öz vatanına basma; elini öz kardeşinin omuzuna koyma vaktidir.
Vakit kollarını sıvama, yumruğunu sıkma; iradesi çiğnen bir milletin bağrından, çelik gibi bir “biz” çıkarma vaktidir.
Asla unutmayın Biz iyi partiyiz biz medeniyet yolunun taşlarını döşeyenleriz, Biz Türkiye'nin hak ettiği gibi Yarınların güvencesi Cumhuriyet değerlerimizin bekçisiyiz
Biz Bilge Kağan'ın Kürşat'ın Fatih'in torunları Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasçıları ve biz aynı atamızın söylediği gibi dinlenmemek için yola çıkıp asla yorulmayanlarız.
Genel başkanımız Sayın Meral Akşener’in sözleri ile basın toplantısını sonlandırmak istiyorum
“Bütün kalpleri yorsalar da huzuru getireceğiz!
Bütün çiçekleri yolsalar da baharı getireceğiz!
Bütün yolları kesseler de aşıp geleceğiz!
Başka bir aşk istemez aşkınla çarpar Kalbimiz!
Ey Vatan! Gözyaşların dinsin, yetiştik Çünkü biz!”