"Obezite cerrahisinde 50 hastayı geçtik"
AKÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Akıcı, Tıp Fakültesi Hastanesinde yaklaşık iki yıldır obezite cerrahisi uyguladığını söyledi.
Gün FM’de yayınlanan Sağlık Olsun programına katılan Akıncı, AKÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı’nda 7 öğretim üyesinin bulunduğunu hatırlattı.
Akıcı, “Gerek laparoskopik kanser cerrahisi, gerekse obezite cerrahisi kliniğimizde aktif olarak uygulanıyor. Obezite cerrahisinde şu anda 50 hastayı geçtik. Hastanemizde yaklaşık iki yıldır obezite cerrahisi uygulamaktayız. Obezite cerrahisi oldukça gündemde bir konu. Obezite ameliyatlarını yapabilmek için endokrinoloji onayı gerekiyor. Obezite, vücut kitle indeksi denilen bir tanımlamayla, yani kilo ve boyun oranlanmasıyla hesaplanır. 35’in üzerinde çıkan kişiler obez kabul edilir. Her obez olan kişi bu tarz ameliyatları olamaz. Hasta bütünüyle değerlendirilir ve şartlar uygunsa kişiye obezite cerrahisi uygulanır” diye konuştu.
Obez kişilerde diyabet ve tansiyon gibi bir takım ek hastalıkların da bulunduğuna işaret eden Akıcı, “Konuyla ilgili yayınlara baktığımızda tüp mide ameliyatı olmuş kişilerde ameliyat sonrası diyabetin yüzde 70 azaldığını, kolesterolün yüzde 80 azaldığını görüyoruz. Bu kişilerden tansiyon ilaçlarını bırakanlar da var. Dolayısıyla kilo verdikçe metabolizma bunları kontrol altına alabilmeyi başarıyor. Zaten amaç da bu” diye konuştu.
Tüp mide ameliyatlarının genelde kapalı yöntemle yapıldığını belirten Akıcı, “Bu ameliyatlar ile midenin yaklaşık yüzde 75 ila 80’ini çıkarılıyor. Karından dört veya beş tane yarım santimetre delikler açılarak yapılır. Midenin yüzde 80’i çıktıktan sonra kalan midenin hacmi yaklaşık bir su bardağı kadardır. Ameliyattan sonra hasta 3 ila 5 gün hastanede kalır ve sonra taburcu olur. Bu ameliyat özel zımba cihazıyla yapılır. Tüp mide ameliyatlarından sonra hastanın kilo verme oranı da gayet iyi oluyor. Bu nedenle tüp mide ameliyatları daha fazla tercih ediliyor” dedi. ●Kurtuluş