Salgın Krizi Döneminde Ebeveynlik

14 Nisan 2020 - 11:43


Alışılmışın dışına çıkmak tedirgin edicidir. Olağanüstü yaşam olaylarında da bu geçerlidir. Dünyamızı etkileyen bu salgın gibi.. Travmatik etkilerinin olduğu küresel bir salgınla karşı karşıyayız.
Rutinlerimizin bozulduğu bir dönemdeyiz. Öngöremediğimiz ve dengelerimizi bozan durumlarda çeşitli duygular yaşayabiliriz; korku, kaygı, üzüntü, öfke, şüphe, çaresizlik, umutsuzluk.. Olağanüstü koşullar altında verilen normal duygusal tepkilerdir bunlar. Etrafınızda bu durumu inkar edenler görebilirsiniz, öfkeli söylemler, kaygılı konuşmalar, kendini yalnız hissedenler, bu sürecin ne zaman son bulacağını bilememenin getirdiği üzüntüyü taşıyanlar… Bunlar olabilir ve bu süreçte önemli olan sizin nasıl baş ettiğinizdir. Başkalarının yaptığına bakmak, onları yargılamak yerine ‘Ben kendim ve etrafımdaki insanların sağlığı için dikkat ediyorum’ diyebilmek.. Şu aşamada kendiniz ve aileniz için iyilik halinizi koruyacak ve dayanıklılığınızı arttıracak adımlar atmanız önemlidir. Baş etme becerilerinizi kullanarak, size iyi gelen şeylere daha çok zaman ayırarak, sevdiğiniz insanlarla etkileşimi sürdürerek, birbirinize anlayışla yaklaşarak ve umut etmeye devam ederek bu sürecin geçeceğini kabul edin. bugünü yaşamanız önemlidir. Kontrol edebileceğimiz tek şey aslında şu an yaptığımızdır.
Çocuklar da etrafındaki değişikliklerin farkındadır. Düzenin bozulmuş olması, okulların olmaması, arkadaşlardan uzak olmak, dışarı çıkamaması, evden ders takibi yapmak zorunda kalması, annenin ve/veya babanın işe gitmemesi veya işten gergin gelmesi çocukların bütün bunlara anlam vermesi zordur. Bu değişimlere çeşitli duygusal ve davranışsal tepkiler verebilirler; öfke patlamaları, içe kapanma, ısrarlar, yaşından küçük davranışlar, dikkatini verememek, karşı gelmeler, suçluluk, kaygı, aşırı korku hali.. Ülkemizde duygular ihmal edilen bir konudur. Ebeveynin, çocuğun ‘yapmadıklarına’ odaklanmak yerine çocuğun duygularını anlaması, konuşabilmesi ve başa çıkabilmesi için destek vermesi çocuğun sosyal duygusal gelişimi için önemli bir adım olacaktır. Görmezden gelmek, küçümsemek (örneğin ‘Buna ağlanır mı’) ve ihmal etmek (örneğin ‘Git odanda ağla’), çocukların duygularıyla başa çıkamamasına sebep olur. Oturup ne hissettiğini konuşabilirsiniz, kendi duygularınızı da paylaşabilirsiniz (örneğin; ‘Biliyo musun benim de evde canım çok sıkıldı, anlıyorum sen de sıkıldın. Hem kendimizin hem de başkalarının sağlığı için bunu yapıyoruz.’ ‘Ben de sevdiklerim için bazen endişeleniyorum, endişemle baş etmek için de onların önlemlerini aldığını hatırlayıp rahatlıyorum ve iyi hissedecek şeyler yapıyorum.’). Yaşadığı duyguların kabul edilebilir olduğunu söyleyebilir ve kendinizden duyguyu yönetme örnekleri verebilirsiniz. Çocuğa baş etmeye çalıştığı duyguyu veya sorunu nasıl yöneteceğiyle ilgili soru sorup beyin fırtınası yapabilirsiniz ve onun bulduğu yöntemi uygulaması için teşvik edebilirsiniz. Duygular bastırıldıkça, anlaşılmadıkça ve yönetilemedikçe olumsuz davranışlarla kendini gösterir. O yüzden bu durumlarda da çocuğa destek olmak, yaşadığı şeye saygı duymak, ona iyi gelecek şeyleri yapmasına izin vermek ve birlikte ailecek iyi gelen şeyler yapmak faydalı olacaktır. Oyuna ve etkinliklere de zaman ayırdıkça, sizin kendi duygunuzu yönettiğinizi gözlemledikçe, eğlenceyi ve birlik olmayı hissettikçe rahatlayacaktır. Evde çocuğun ihtiyacı olan temel şey sıcak, şefkat barındıran, güvende hissettiği bir ilişki.. Peki ebeveyn olarak çocuklarla iletişimde neler yapılabilirsiniz?
 Çocukların sosyal medyada ve televizyonda haberlere ulaşımını denetlemek gerekir. Haber izlemesinler ve siz izlerken maruz kalmasınlar. Yetişkinleri bile paniğe iten bu bilgi yığını çocuk için baş etmesi zor olacaktır.
 Arkadaşlarıyla ve sevdiği akrabalarla iletişime geçmeleri için destek verin(sesli, görüntülü görüşme).
 Ergen çocuğunuz varsa; öğütler vermeyin. Eğer konuşmak isterse dinleyin. Yalnız olmadığını ve desteğinizle güvende olduğunu hissetmesi önemli.
 Yeni gündelik ve esnek rutinleriniz olsun, çünkü öngörülebilirlik ve düzen güven hissi verir insana. Yemek saatleri, uyku saati, çocukların ders saati, ödev zamanı (belki bu sırada ebeveyn haber izleyebilir), telefon-televizyon süresi vb.. Listeler hazırlayabilirsiniz; oyun listesi, film listesi, yemek listesi vb.. Anne ve baba olarak günün planlamasını yaparken tutarlı olun ve uygulama noktasında da ortak hareket edin, sorumlulukları paylaşın..
 Çocukla birlikte etkinlikler yapabilirsiniz. Bunlar çocuğunuzla aranızdaki ebeveyn-çocuk bağını güçlendirir. Çocuğa güven ve rahatlık hissi verir. Aranızdaki kabul ve sevgiyi arttırır. Etkinlikleri karşılıklı belirleyebilirsiniz; dans etmek, film izlemek, hikaye okumak, resim çizmek, kek-kurabiye yapmak mutfakta zaman geçirmek, evcilik oynamak, kutu oyunları oynamak, bir şeyler tasarlamak, ev işleri vb.. Bunları sizler çeşitlendirebilirsiniz, aktivite ve etkinlikler ile ilgili araştırma yapabilirsiniz. Bunları yaparken ‘Şimdi ve burada’ olmaya özen gösterin. Yaptığınız şeye odaklanın ve keyif alın.. O an değerlidir sadece. Bulaştırmak istediğimiz duyguya bakmak gerekir; kaygı mı mutluluk mu bulaştırmak istiyoruz çevremize..
 Bazı çocuklar temizlik önlemleri konusunda öncesinden de hassas olabiliyor. Bu süreçte önlemlerin aşırıya kaçması gözlenebilir. Temel düzeyde yapmasının yeterli olacağını söyleyebilirsiniz. Evden çıkmadığı için ve ev temiz olduğu için bu kadar sıklığa gerek olmadığını söyleyebilirsiniz. Evde güvende olduğunu bilmesi gerek. Hobi edinsin, var olan hobilerini yapmaya teşvik edin, ona iyi gelen şeyleri sorun.
 Çocuklar için ekran (telefon, bilgisayar, televizyon, tablet..) süre sınırlamanızı bu süreçte de korumanız önemli. Aktivite ve etkinlikler yaparsanız, oluşturduğunuz yeni rutine siz de uyarsanız, aranızda kurulan ilişkiden doyum alınca, çocuğun ekran sınırına uyması daha kolay olacaktır.
 Çocuklar evde okullu oldular. Bu hem çocuklar hem de ebeveynler için zorlayıcı bir durum. Günlük rutinler ayarlanırsa, buradan daha az zorlukla çıkarsınız. Çocuğun dersini takip etmesini sağlayın. Onun dersine, eğitimine verdiğiniz önemi de göstermiş olursunuz. Odada, masada dikkat dağıtacak şeyler varsa onları ortadan kaldırın. Derslerde not alması önemli. Ebeveyn-öğretmen iletişiminin devam etmesi önemli. Öğretmenlerden ek kaynak, ödev, test önerileri alabilirsiniz.
 Özel gereksinimi olan çocuklar (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Özel Öğrenme Güçlüğü) için evde okullu olmak daha zorlayıcıdır. Aileler gerekirse çocuklarla aynı odada bulunabilirler (dikkat kontrolünde zorlandıkları için), sessizce onlar kendi işlerini yaparken (kitap okumak, örgü örmek vb..) çocuk ders takibi yapabilir. Dikkat dağıtıcı şeyleri ortalıktan kaldırın. Not almasını sağlayın. Notlar üzerinde sonradan konuşabilirsiniz. Akşam da ödev saati koyabilirsiniz(kısa süreli ve sık molalı çalışma düzeni önemli). Günlük takip çizelgesi oluşturabilirsiniz, organizasyonda zorlandıkları için takip edecekleri bir liste olması işlerini kolaylaştıracaktır. Özel eğitim öğretmenleriyle ve okuldaki öğretmenleriyle iletişimde olmanız faydalı olacaktır.
 Psikolog Hatice Şen