Basın toplantısı öncesi İYİ Parti’ye katılan iş insanı Salih Kılınç’a rozetini takan il başkanı Muhammet Mısırlıoğlu Kılınç’a “Hoşgeldiniz hayırlı olsun” dedi.
Mısırlıoğlu sözlerine ;” Türk Milliyetçiliğinin başbuğu merhum Alparslan Türkeş’i vefatının 26. Yılında rahmetle anarak başlamak istiyorum.” Dedi. Akparti İl Başkanı Hüseyin Ceylan Uluçay’a da yüklenen Mısırlıoğlu;” Bunlar da yetmezmiş gibi, “iki kurşun için ortalığı velveleye veriyorlar” diyerek bizi eleştirmeye kalkıyorlar. Şehitlerimize sıkılan kurşunlara ses çıkarmadığımızı söylüyorlar…
Şehidimize kelle diyenlerin eteğini öpenler söylüyor bu sözleri… Şehidimizin kız kardeşine ‘abin de bu mesleği seçmeseydi’ diyenler, askerlik yan gelip yatma yeri değildir diyenler, askerimiz başına çuval geçirtenler ne çabuk unuttular bunları da şimdi bize çamur atıyorlar…
Biz unutmadık ama Sayın Uluçay, davul zurnayla terörist karşıladığınızı da peşmergelerle sahnede el ele kol kola duruşunuzu da, Sayın Öcalan diyenlere çanak tuttuğunuzu da unutmadık… “ ifadelerini kullandı.
Mısırlıoğlu basın toplantısının devamında şu ifadelere yer verdi;
Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine bağlılığımız ve bu dava yolundaki kararlılığımız büyük devlet adamı Başbuğ Alparslan Türkeş’ten mirastır. Mekânı cennet olsun inşallah.
Bizler bu kutlu davamızdan dönmedikçe köpekler havlamaya devam edecek… Biz sabır ve sükunetten ayrılmadıkça birileri sabrımızı zorlamaya devam edecek…
Biz sağduyu çağrısı yaptıkça birileri öfke ve nefret kusmaya devam edecek…
Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı’na silahlı saldırı gerçekleşti. Biz alenen hedef gösterildik ve birileri bundan güç alarak bize silahla saldırdı…
Böylesine çirkin bir olayın ardından bir tek kelime dahi sağ duyu çağrısı yapmayan, geçmiş olsun demekten bile imtina eden AKP, olayı en az 200 metre uzaklıktaki inşaat bekçisinin üzerine yıkarak masumiyet maskesine büründü…
Meydanlarda kin ve nefret kusan AKP lideri, devletimize ve milletimize yakışmayan bu çirkin saldırıyı kimlerin kimlerden güç alarak gerçekleştirdiğini gayet iyi biliyor.
Biz de biliyoruz. Milletimiz de biliyor… Terörle mücadele yerine müzakere ettikleri yetmezmiş gibi bir de terörizme özendiriyorlar.
Bunlar da yetmezmiş gibi, “iki kurşun için ortalığı velveleye veriyorlar” diyerek bizi eleştirmeye kalkıyorlar. Şehitlerimize sıkılan kurşunlara ses çıkarmadığımızı söylüyorlar…
Şehidimize kelle diyenlerin eteğini öpenler söylüyor bu sözleri… Şehidimizin kız kardeşine ‘abin de bu mesleği seçmeseydi’ diyenler, askerlik yan gelip yatma yeri değildir diyenler, askerimiz başına çuval geçirtenler ne çabuk unuttular bunları da şimdi bize çamur atıyorlar…
Biz unutmadık ama Sayın Uluçay, davul zurnayla terörist karşıladığınızı da peşmergelerle sahnede el ele kol kola duruşunuzu da, Sayın Öcalan diyenlere çanak tuttuğunuzu da unutmadık…
Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun. İYİ Parti, mecliste grubu olan bir partidir. İYİ Parti, cesurların ve vatanseverlerin bulunduğu bir partidir.
Sizin iki kurşun dediğiniz sadece bizim parti binamıza sıkılmamıştır.
O kurşunlar Türk siyasi tarihine, İYİ Parti seçmenine, demokrasiye ve adalete sıkılmıştır.
Bunlar bizi yıldırmaz, aksine güçlendirir. Daha çok kenetleniriz birbirimize ve davamıza. Bu da böyle bilinsin. Korkmuyoruz, yılmıyoruz, vaz geçmiyoruz…
Milleti bölen, ayrıştıran, ötekileştiren bir dil ile toplumun yüzde yetmişini temsil edecek Milletvekili adaylarımıza terör örgütünün adayları ve Millet ittifakımızı destekleyenlere de terörist yakıştırmasını yapan zihniyete bir ayna tutalım bakalım…
Habur’da akladıklarınızı, TRT’de seçim kazanma uğruna Röportaj yaptırdıklarınızı, Fetö terör örgütünün siyasi ayakları araştırılsın önergelerinin TBMM’de AKP ve MHP oyları ile reddedilğini bu millet unutmadı, unutmayacak…
İnanıyorum ki 14 Mayıs’ta millet son sözünü söyleyecek, İYİ Parti de bu zulme olması gerektiği gibi demokrasi silahıyla dur diyecek! Az kaldı, geliyoruz.
Ayak sesimizin ürküttüğü kesim ne kadar çirkinleşip çirkefleşirse biz o kadar emin adımlarla yürüyeceğiz. 14 Mayıs öncesi partimiz milletvekili adaylarını belirleyebilmek için ön seçimler yaptı.
Afyonkarahisar’ımızda da partililerimiz sandık başına gitti. Yoğun bir katılımla gerçekleşen ön seçimlerde il ve ilçelerimizde 6 binden fazla üyemiz oy kullandı.
Birbirinden kıymetli aday adaylarımız sevgi, saygı ve hoş görü çerçevesinde birbirleriyle yarıştı.
En fazla oyu alandan ziyade bu seçimin kazananı demokrasi oldu. Kazanan İYİ’ler oldu.
Ben aday adaylarımız başta olmak üzere il ve ilçe teşkilatlarımıza, yol arkadaşlarımıza bir kez daha sizlerin huzurunda teşekkür etmek istiyorum. 14 Mayıs’a büyük zaferimizi hep birlikte kutlayacağız inşallah…
Ülkemizin hiç bitmeyen hatta gittikçe büyüyen sorunu ekonomi, yama yapılarak kapatılmaya çalışılan fiyaskolarla dolu…
Vatandaşın zerre kadar inanıp güvenmediği TÜİK, hükümetin lehine algı yaratmaktan başka hiçbir işe yaramıyor artık…
Yine öyle rakamlar açıklamışlar ki görenler hayrete düşüyor. TÜİK bu verileri hangi kesimden alıyor acaba diye düşündürüyor…
Zaten önemli olan onların açıkladığı rakamlar değil. Vatandaşın sofrasında kaynayan tencere. Babanın evladına verdiği harçlık, Pazar alışverişini yapan hanımların gerçeği önemli olan…
Fakirleştirdiğiniz, kutuplaştırdığınız bu insanlardan, çıkıp bir beş yıl daha istiyorsunuz. Bu millet sizin hangi sözünüze inansın. 20 Yılda 100 yıl geriye götürdüğünüz ülkeyi yeniden şahlandıracağız diyorsunuz. Artık 15 yaşındaki çocuklar bile size inanmıyor, güvenmiyor.
Her seçim öncesi alışık olduğumuz görüntüler var biliyorsunuz… Yıllarca gerçekleştirilmeyen vaatlerde son viraja girilir, seçim sonrası tarihlere yeni vaatler verilir, seçim yaklaştığında sokaklarda caddelerde gezilip çocuklara oyuncak, yetişkinlere çay, makarna dağıtılır…
Şimdi benzer bir durum yaşandı yine. Sayın Erdoğan aldı eline bir balya 200 TL’yi, sokakta yürürken çocuklara dağıttı. Hatta eline uzanan bir vatandaşa da dur, ayıp ayıp! Diye tepki gösterdi.
Ben bu görüntüleri görünce aklıma eskiden verilen bayram harçlıkları geldi…
Büyüklerimiz harçlık verirken bile kasım kasım kasılmayı bırakın, nezaketen arkasını döner, parasını çıkarır elimize tutuştururdu.
Aynı şekilde askere giden gençlerimize de el öptürürken avucuna kıstırılırdı eskiden. Şimdi 200 TL’lik banknotlar göstere göstere çocuklara dağıtılıyor.
İyi de sormazlar mı adama, kimin parasını kime dağıtıyorsun diye?
Milletini muhtaç duruma düşürüp de ona dilenci muamelesi yapan başka bir iktidar daha yoktur herhalde…
İnsanların alım gücü öyle düştü ki… Artık soğanı, patatesi, limonu sayıyla alıyor vatandaş…
Karpuzu, baklavayı dilimle almaya; kıymayı kiloyla değil gramla almaya alışmıştık ama soğanı sayıyla almak çok zorumuza gidiyor…
Vatandaş geçim derdine düşmüşken birilerinin parayla gövde gösterisi yapmaya çalışmasını çok manidar buluyorum…
Ruhsuz, duygusuz bir ifadeyle elindeki para destesini dağıtan bir siyasi Cumhurbaşkanı değil, milletin derdiyle dertlenen, kibirsiz, partiler üstü bir Cumhurbaşkanı istiyoruz. Öyle de olacak Allah’ın izniyle...
İktidar olmanın gücüyle düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırıp biat eden bir toplum yaratmaya çalışan zihniyet, bu kez de genç tasarımcı Mahir Akkoyun’u yaka paça gözaltına aldı…
Tasarımlarında eleştirel bir yaklaşım kullanan bu genç kardeşimiz resmen zorbalıkla karşı karşıya kaldı… Peki hiç düşündünüz mü bu kardeşimiz bu eleştirilerini muhalefete yönelik yapsaydı bu şekilde mi karşılanırdı? Ödüllendirilirdi. Ama şimdi cezalandırılıyor.
Yönetimdeki ikiyüzlülüğü görüyor musunuz? Yargıdaki adaletsizliği görüyor musunuz? Despotluğu, kendini beğenmişliği görüyor musunuz? Bu baskıcı zihniyet, toplumu daha fazla sindiremeyecek. İtaatkar bir toplum düzeni yaratmaya çalışanlar gidecek, yerine her fikre saygı duyan, eleştiriye açık bir yönetim anlayışı gelecek.
Bu düzen değişecek arkadaşlar başka yolu yok. Bu düzen değişecek…
Bu gün hayat pahalılığını yüzlerine vuran bu genç nasıl cezalandırıldıysa yarın da gençlerimizi korkutup sindirmeye çalışanlar cezalandırılacak. Az kaldı, çok az kaldı…
Bizler bu kutlu davamızdan dönmedikçe köpekler havlamaya devam edecek
12 Nisan 2023 - 12:10
YORUMLAR