Filistin halkının maruz kaldığı Büyük Felaket’i ifade eden “Nekbe”, 72 yıldır devam eden işgalin, hukuksuzluğun, zulmün ve adaletsizliğin adıdır.
Bir asırdan fazla bir süredir öz vatanında parya durumuna düşürülen Filistin nüfusunun yüzde yetmişi yurdundan edilmiş ve 6 milyon Filistinli mülteci olarak farklı ülkelerde yaşamak zorunda bırakılmıştır.
BM kararları ve uluslararası hukukun aleni hükümlerine rağmen Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yasa dışı Yahudi yerleşimleri devam etmekte ve Filistinli aileler evlerinden zorla çıkartılmaktadır.
Bu haksızlığa ve hukuksuzluğa çözüm üretemeyen uluslararası toplum bugün de başka bir sınamayla karşı karşıyadır. On yıllardır sistematik bir şekilde devam ettirilen işgal siyaseti yeni ilhak planları ile genişletilmek ve derinleştirilmek istenmektedir.
1967 sınırları temelinde, 242, 338, 1397 ve 1515 no’lu BM kararları çerçevesinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin Devleti’nin kurulması, Filistin halkının tarihi ve meşru hakkıdır. Filistin halkı haklarına kavuşmadan bölgesel ve küresel barışın tesis edilmesi mümkün değildir.
Kudüs'ün hukuki, dini ve tarihi statüsünü değiştirmeye yönelik her adım, ateşle oynamaktır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi Kudüs kırmızı çizgimizdir.
Hukuk, vicdan ve adalet duygusuna sahip herkesi İsrail’in modern vandallıklarına karşı kenetlenmeye çağırıyoruz. İşgal, inkar ve ilhak politikalarının İsrail vatandaşları dahil hiç kimseye barış, huzur ve güvenlik getirmeyeceğini tekrar hatırlatıyoruz.
Filistin halkının varlığını ve iradesini yok sayan hiçbir planın ve Kudüs’ü ve Filistin topraklarını peşkeş çekmeyi hedefleyen hiçbir girişimin meşruiyeti yoktur. Bu planları kimin yaptığının ve desteklediğinin bir önemi ve hükmü yoktur.
Türkiye olarak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, haklı davasında Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz.