Saygıdeğer Afyonkarahisarlılar, sevgili dava arkadaşlarım; İYİ Parti olarak demokrasi mücadelemizi verdiğimiz 14 Mayıs akşamı tüm provokasyonlara ve kışkırtmalara rağmen sukünet ve sabır içerisinde hem Afyonkarahisar’da hem de Türkiye genelinde seçim gidişatını takip ettik. Birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışanlara inat, Türk Milleti’nin iradesine duyduğumuz saygı ile sandıktan çıkacak her sonucun bizim için tartışmaya kapalı olduğunu hep söyledik. Yüce Türk Milleti’nin takdiri bizim için her şeyden üsttedir. Bu sebeple, bizlere inanan, oyunu ve her daim desteğini esirgemeyen seçmenlerimiz başta olmak üzere partimiz için gece gündüz çalışan cesur İYİ’lere teşekkür ediyorum.
Bildiğiniz gibi seçim süreci iktidar partisi tarafından sık sık provoke edildi. Devletin tüm imkanları iktidar partisi tarafından seçim propagandası için sonuna kadar kullanıldı. Bu haksız rekabet ortamında dahi inancımızı yitirmeden çalışmayı, kendimizi ifade etmeyi sürdürdük. İktidar kanadı haksız bir seçim arenası yaratmanın yanı sıra ne yazık ki daha da alçalarak işi iftiralara, kara propagandalara kadar götürdü. Bizleri terör örgütü ile bağdaştırmaya çalışarak kamuoyunda algı yaratmaya çalıştı. Hâlbuki HDP’yi meclise sokanlar kendileriydi. Seçim sürecinde kendileri de Hizbullah terör örgütünün siyasi uzantısı olan Hüdapar ile işbirliği yaptılar ve ne yazık ki Hüdapar’ı da meclise soktular. Bu gün Yüce meclisimizde iki terör yanlısı siyasi parti varsa ikisinin de mimarı AKP ve Sayın Erdoğan’dır. Üzülerek belirtmek isterim ki, bebek katillerinin siyasi temsilcilerinin meclisteki sayıları AKP eliyle artırılmıştır.
AKP’nin iftiracı yaklaşımı ile 3 gün sonra Hüdapar’ın mecliste vekil bulundurmasının sorumlusu olarak da İYİ Parti’mizi gösterirlerse hiç ama hiç şaşırmam. Kirli siyaset nedir, nasıl yapılır bunun dersini tüm ülkeye verdiler. Bu süreçte insan öldürttüler, üstünü kapattılar. Parti binamızı kurşunlattılar üstünü kapattılar. Tehdit, şantaj, hakaret her türlü suç barındıran harekette bulundular ama ceza almadılar. Yargıyı da avuçlarının içine aldıkları için tabiri caizse atlarını istedikleri gibi koşturdular…
Ekonomik krizin pençesinden kurtulamayan, her geçen gün yoksullaşan, soğanı ve patatesi pazardan sayıyla alan milletimiz celladından medet umar hale geldi.Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turunda inanıyorum ki gerçek milliyetçiler kendini belli edecek. İnanıyorum ki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek adam rejimi bitecek. Birlik, beraberlik, sevgi, saygı, hoşgörü barındıran bir yönetim anlayışı umut ediyorum ki ülkemizin üzerine bir güneş gibi doğacak. İnşallah yüce Türk Milleti’nin iradesi ile bu kara bulutlar dağılacak. İşte o zaman tüm gerçekler aydınlıkla buluşacak. Kim terör yanlısı, kim vatansever ortaya çıkacak. Umuyorum ki çok geç olmadan yüce Türk milleti masaya yumruğunu vuracak ve son sözü söyleyecek. Baskıcı, despot bir yaklaşımla devleti yönetenler gidecek, halkını baş üstünde tutan, tek başına karar almaktan kaçınan bir yönetim anlayışı gelecek.
Bize kendimizi öz yurdumuzda garip hissettiren ‘sığınmacı’ adı altında şehirlerimizde ahkam kesen yabancı uyruklu vatandaşlar ülkelerine gönderilecek. Gerçekten yardıma ihtiyacı olan düşküne, fakire, zavallıya her zaman kucak açarız. Ancak hiçbir şekilde Türk örf ve adetlerine ayak uydurmaya çalışmayan, bizim esnafımıza kafa tutarak ahilik geleneğimizden uzak esnaflık yapan, bizim vatandaşımıza üstünlük taslayan sığınmacı mı olur? Kültürümüzü sabote etmeye çalışanlara inat, ülkemizi bölmeye çalışanlara inat, devletimize, milletimize sahip çıkacağız.
28 Mayıs’ta demokrasimizin bir gereği olarak hiçbir yaftalamadan etkilenmeden sandık başına gideceğiz. Umutsuzluğa geçit yok… Vatandaşlık görevimizi sonuna kadar yerine getirip ülkemize, milletimize, bayrağımıza sahip çıkacağız... Oyuna gelmeyeceğiz….