phishing

  Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy : ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu Raporu geçmiş yıllarda olduğu gibi asılsız, kaynağı belirsiz, müphem iddialar içermekte

  Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy : ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu Raporu geçmiş yıllarda olduğu gibi asılsız, kaynağı belirsiz, müphem iddialar içermekte

  Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy : ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu Raporu geçmiş yıllarda olduğu gibi asılsız, kaynağı belirsiz, müphem iddialar içermekte
30 Nisan 2020 - 19:30 - Güncelleme: 01 Mayıs 2020 - 01:05


 
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu 2020 Yılı Raporunun Türkiye Bölümü Hakkında açıklamlarda bulundu.
ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu tarafından, dini özgürlükler konusunda ABD yönetimine tavsiyelerde bulunmak amacıyla her yıl yayımlanan “Uluslararası Dini Özgürlükler Raporları”nda Türkiye’ye ilişkin bölümlerin yanlı ve objektiflikten uzak bir dille kaleme alınması her yıl görmeye alıştığımız bir tablodur. Ancak, Komisyonun, bu yılki raporunda ülkemizi ABD Dışişleri Bakanlığı’nın "Dini özgürlükleri ağır şekilde ihlal eden veya ihlal edilmesine göz yuman" ülkeler için belirlediği "Özel Gözlem Listesi" için önermesi raporun arkasında yatan kasıtlı zihniyetin ve hangi odakların etkisiyle yazıldığının açık bir göstergesidir.
 
Rapor geçmiş yıllarda olduğu gibi asılsız, kaynağı belirsiz, müphem iddialar içermekte; zorlama iddialarla münferit olayları dini özgürlüklerin ihlali gibi göstermeye çalışmaktadır. Bu yanlı ve temelsiz yaklaşım, raporun inanılırlığına gölge düşürmektedir. Ülkemizin dini azınlıklar için dahil, dini özgürlüklerin korunmasına verdiği önem Hükümet yetkililerimizce en üst düzeyde dile getirilmekte, makamlarımız vatandaşlarımızın dini özgürlüklerine zarar verilmesine müsaade etmeyeceklerini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Türkiye Ermenileri Patriğine 24 Nisan 2020 tarihli mektubunda verdiği mesajlar bunun en güzel kanıtıdır.
 
FETÖ’nün elebaşının raporda “ABD'de yaşayan bir din adamı” olarak nitelendirilmesi ise, Türkiye’de demokrasiye yapılan hain darbe girişimini ve 251 masum vatandaşımızın şehit edilmesini bilerek görmezden gelmek demektir. ABD makamlarını, FETÖ konusunda ilettiğimiz delilleri ciddiyetle incelemeye ve bu örgütün ABD’deki gerçek yüzünün ortaya çıkartılması için etkin bir işbirliği yapmaya davet ediyoruz.
 
Türkiye, Barış Pınarı Harekatı alanı dahil, Suriye’nin kuzeyinde terörün her türlüsüyle mücadele etmektedir. Ülkemizin Suriye sınırından kaynaklanan meşru güvenlik kaygıları ve Barış Pınarı Harekatı’nın meşruiyeti, esasen 17 Ekim 2019 tarihinde yapılan Türkiye-ABD Ortak Açıklaması’yla da bizatihi ABD tarafından tanınmıştır. Hal böyleyken, Barış Pınarı Harekatı alanının “işgal bölgesi” olarak nitelenmesi çelişkili ve tutarsız bir yaklaşımdır. Bu raporu hazırlayanlar öncelikle terör örgütü PKK/YPG’nin, etnik temizlik dahil, insanlığa karşı işlediği suçları ifşa etmelidir. Bu terör örgütü daha dün, Afrin’de aralarında çocukların da bulunduğu 60’tan fazla sivili katletmiştir.
 
Komisyonun, dünya genelinde dini özgürlükleri tehdit eden trendlere yer vermesi beklenen bu raporunda İslam karşıtlığı, din temelli ayrımcılık ve yabancı düşmanlığının batıda ve ABD’de yükselen artışı hakkında tek bir kelime bile etmemesi ise, raporun amacının dini özgürlükler ve hakların korunması olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Geçmişte de İslam'a karşı önyargıyla suçlanmış olan sözkonusu Komisyonun, bu raporu objektif kriterlerden ziyade, kendi temelsiz gündem ve önceliklerine göre Türkiye düşmanı odakların etkisiyle kaleme aldığı açıktır. Bu raporu hazırlayanlara aynaya bakmalarını ve özeleştiri yapmalarını tavsiye ediyoruz.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum