Maliye Bakanlığı, kadroya alınacak taşeron işçilerin sayısının artacağı ve maaşlarının diğer memurlarla aynı seviyeye geleceği yönünde çıkan haberleri yalanladı.
Maliye Bakanlığı dün ve bugün bazı basın yayın organlarında Bakan Naci Ağbal'ın açıklamaları olarak verilen, 'kadroya alınacak taşeron işçilerin sayısının artacağı ve maaşlarının diğer memurlarla aynı seviyeye geleceği' yönündeki haberleri yalanladı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada konuya ilişkin olarak ilgili Bakanlıklar ve taraflarla birlikte gerekli çalışmaların devam ettiği, alakalı tüm tarafların görüşlerinin alınmakta olduğu bildirildi.
BAKANIMIZIN BU ŞEKİLDE AÇIKLAMALARI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Dün ve bugün bazı basın yayın organlarında, Maliye Bakanı Sn. Naci Ağbal’ın ‘Kadroya alınacak taşeron işçilerin sayısının artacağı’, “Yapılacak düzenlemede kapsamın genişletileceği’, ‘Taşeron işçilerinin maaşlarının, diğer memurların maaşlarıyla aynı seviyeye getirileceği’, ‘Taşeron firmaların zarar görmemesi için ellerindeki araç ve makinelerin devlet tarafından satın alınacağı’ ve ‘1 Kasım 2015 tarihinde çalışıyor olmak şartının esnetileceği’ yönünde açıklamalar yaptığına ilişkin haberlerin yer aldığı görülmüştür. Bu nedenle Bakanlığımız tarafından aşağıdaki bilgilendirmenin yapılması ihtiyacı doğmuştur. Sn. Maliye Bakanımızın bu şekilde açıklamaları söz konusu değildir. Konuya ilişkin ilgili Bakanlıklar ve taraflarla birlikte gerekli çalışmalar halen devam etmekte ve ilgili tüm tarafların görüşleri alınmaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
TAŞERON SEKTÖRÜNE SON VERMEK ÇARE DEĞİLDİR
Öte yandan, Temizlik ve Sosyal Hizmetler İşverenleri Derneği (TES-DER) Başkanı Mehmet Veysi Araç, taşeron sektörüne son vermenin çare olmayacağını söyledi.
Taşeron sektörüne son verme kararının çare olmayacağını savunan Araç, şunları söyledi: “Eğer ki, işçilerin ekonomik ve sosyal koşulları iyileştirme ve işçilere iş güvencesi sağlanmasının çaresi aranılıyor ise, bu çare 30 yıldan bu yana hizmet sektöründe büyük fedakarlık göstererek karşılığını almadığı halde milyarlarca tutarda kıdem tazminatlarını ve fazla mesai ücretlerini ödemeye mahkum edilmesine rağmen kurumsallaşmasını gerçekleştirmeye çalışan ve büyük yatırımlara girişip çeşitli noktalarda milyarlarca tutarda borçlanan taşeron sektörüne son verme kararının alınması çare olmayacaktır. Asıl çare devlet bürokrasisinin başkanlığında sendikaların ve taşeron şirket ile işçi temsilcilerinin bir masada toplanarak, devletin ekonomik ve sosyal koşulları ile taşeron sektörünün sona erdirilmesi durumunda ortaya çıkacak ekonomik ve sosyal çöküş noktalarını da göz önünde bulundurarak, bir mutabakata varılıp bu mutabakat dahilinde ve taraflardan birinin telafisi mümkün olmayan zararlara uğramaması yönünde gerçekçi ve bilimsel bir mevzuatın hazırlanması çare olacaktır."
ŞİRKETLER BÜYÜK İFLASLAR YAŞAYACAK
Anayasanın konuyla ilgili maddesine değinen Araç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Anayasanın 65. maddesi incelendiğinde devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir hükmünün yer aldığı ve yukarıdaki önerimizin bu madde ile uyum içinde olduğu kabul edilecektir. Aksi halde hiçbir tarafın memnuniyeti sağlanmayacağı gibi taşeron sektöründe büyük yatırımlara girişen ve geleceğini buna göre dizayn ederek geleceğe yönelik gerek yaptığı sözleşmeler gerek sonrasında üstleneceği taahhütler için oluşturduğu makine parklarını oluşturmak üzere en az 36 ay süre ile kredi borçlanan şirketler büyük iflaslar yaşayacak, iflas sonucu çoğunun geleceği kararacaktır. Ayrıca bu sektörün iş yerlerinde istihdam edilen yaklaşık 150 bin civarında kalifiye eleman işsizler ordusuna katılacak, şirketler envanterinde bulunan milyar dolar tutarında makine parkları ve donanım malzemesi heba olacak. Bu da devletin milli kaybına sebebiyet verecek ve oluşacak iflaslardan dolayı başta bankalar olmak üzere çeşitli ekonomik ve iktisadi kuruluşlar büyük ölçüde zarar görecektir."●iha
YORUMLAR