Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün (MİGEM), son yıllarda bir çok mermer işletmesinin Afyonkarahisar’da yarattığı doğa tahribatına ‘ciddi rehabilitasyon’ getirmesi üzerine maden sektörü Afyonkarahisar’da bir çalıştay düzenleyerek, rehabilitasyon şartının kaldırılmasını istedi.
Birçok noktada, oldukça geniş alanlarda yapılan mermer arama faaliyetinden olumlu sonuç alınamadığında, geriye ise ‘ot yeşermeyen’ talan edilmiş sahalar bırakan mermer firmaları, bu doğa katliamının önüne geçecek tedbirler yerine, “ütopik rehabilitasyon çalışmaları istendiğini” öne sürerek, MİGEM’in 11 Ocak 2016’da yayınladığı tebliğin geri çekilmesini istediler.
ÇALIŞTAYA VALİ GÜNER DE KATILDI
Afyonkarahisar’da, geçen hafta yapılan ‘Madencilik Çalıştayı’na Vali Hakan Yusuf Güner’in yanı sıra, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdür Yardımcısı Sadi Civelekoğlu, Orman Genel Müdürlüğü İzin İrtifak Daire Başkanı Ahmet Aydın, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hüsnü Serteser, Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Atılgan Sökmen, mermer ve doğaltaş sektöründe faaliyet gösteren maden platformuna dahil 9 sivil toplum kuruluşunun yönetim kurulu başkanları, üyeleri ve maden sektöründen çok sayıda konuk katıldı.
Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Atılgan Sökmen ve maden platformu kurucusu dokuz sivil toplum kuruluşu yönetim kurulu başkanları sırası ile doğaltaş ve mermer sektörünün sorunları ve talepleri ile ilgili birer konuşma yaptılar.
VALİ’DEN VATAN TOPRAĞI KUTSALDIR HATIRLATMASI
Vali Hakan Yusuf Güner, basın kapalı gerçekleştirilen Madencilik Çalıştayı’nın açılışına yaptığı konuşmada madencilik ve doğal taş sektörü ile ilgili olarak düzenlenen toplantının çok önemli olduğuna ve çok faydalı olacağına inandığını belirerek, şunları kaydetti:
Benim burada hem madenci kardeşlerime, hem birlik başkanlarına söyleyeceğim şey şudur: Hem firma olarak, hem de müteşebbis olarak işin esası 3K formülünden geçmekte. Birincisi şüphesiz ki karlılık. İkincisi mutlaka bunu gerçekleştirirken katma değer oluşturmak. Üçüncüsü de ve bana göre de en önemlisi de kurumsallaşmak. Bu yönüyle meseleye baktığımız zaman zannediyorum burada yapacağınız tartışmalar bu ana temalar ölçeğinde gelişecektir. Tabii ki bu aziz topraklar, şehit kanıyla sulanan bu mübarek topraklar milletimizin, ecdadımızın ve insanlığın bize olan mirasıdır. Bu yönüyle hem yerin üstünün kullanılmasında, hem de yerin altının kullanılmasında bu 3 prensip çerçevesinde bazı usul ve esasların oluşması ve buna göre bunu bir geleceğe taşıyacağımız bir miras olarak değerlendirilip, bir disiplin içerisinde yürütülmesi önem arz etmektedir.
HÜKÜMETLER DÜZENLEYİCİ VE DENGELEYİCİ OLABİLİR
Bu yönüyle devletler ve hükümetler her zaman regüle edici, düzenleyici ve denetleyici aynı zamanda da dengeleyici olmuşlardır. Bu çerçevede ben inanıyorum ki ihtiyaçların sınırsız olduğu dünyanın, sektörün, ülkemizin sürekli geliştiği, dönüştüğü ve rekabet şartları içerisinde yeni metotlarla buluştuğu bir süreçte anı ve andan sonrasını daha iyi yönetebilmek için burada yapılacak olan tespitler ve alınacak kararlar önem arz etmektedir. Bugün Afyonkarahisar ve Türkiye özelinde değil, dünya özelinde bu meselelere bakmamız ve dünyanın artık küresel bir köy haline geldiğinin bilinciyle bu sistem içerisinde bu sektörün bir dünya sektörü olması bağlamında ülkemizin bu sektörde yer alan kişilerin ne şekilde var olması gerektiğini değerlendirerek bu çalışmaları gözden geçirmek gerekiyor. Bu yönüyle şüphesiz ki burada yapacağınız tartışmalar ve değerlendirmeler sonucunda bürokrasinin azaltılması yönünde bazı tavsiyeler, bazı tespitler olabilecektir.”●Kurtuluş
YORUMLAR