Ali Özkaya’nın “Milletvekilleri tutuksuz yargılanmalı. AK Parti’nin görüşünü belirleyen komisyonda ben de vardım” şeklinde açıklamalarını, “AKP, çözüm ortaklarına kıyamıyor” şeklinde bir açıklamayla eleştiren Mehmet Parsak, Özkaya’yı konuyu kişiselleştirmekle ve siyasi seviyeyi düşürmekle suçladı.
HEM SUÇLULAR, HEM GÜÇLÜ OLMAYA ÇALIŞIYORLAR
Özkaya’nın kendisini şahsi olarak da itham ettiğini öne süren MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, “Ali Özkaya’nın açıklamalarını suçüstü yakalanmışlık psikolojisi ile sarf edilmiş kontrolsüz sözler olarak” nitelendirdi. Parsak, açıklamasında şunları dile getirdi: “Yavuz hırsız, ev sahibini bastırırmış. Sayın Özkaya, bize cevap vermeden önce partisinin dün Oslo’da, Habur’da, Dolmabahçe’de aynı masa etrafında oturduğu terör örgütüne ve terör örgütünün siyasi uzantılarına cevap versin. Hükümetin basiretsiz ve işbirlikçi politikaları sonucunda yüzlerce şehit verdik, şehirlerimizde güvenlikten, asayişten eser kalmadı. Ali Bey bu şartlar altında bile hala ‘çözüm’ adı altında yürüttükleri ‘ihanet sürecini ve PKK’lı milletvekillerinin tutuklanmaması gerektiğini savunabiliyor. Hem suçlular, hem güçlü olmaya çalışıyorlar, elbette tepki göstereceğiz, kimse kusura bakmasın.
HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ YİNE MAHCUP OLACAKLAR
Ali Bey, yaptığı açıklamada suçüstü yakalanmanın psikolojisi ile bize saldırıyor. Ali Özkaya, yaptığı açıklamanın arkasındaysa neden düzeltme adı altında sözlerini çevirmeye çalıştı? Yok söylediklerinin arkasında değilse neden özür dilemeyip polemik yaratmaya çalışıyor? Görünen o ki hiçbir şeyi yanlış anlamamışız. Özkaya’nın bu düşüncesine göre mecliste her gün ‘kürdistan’ diye propaganda yapan, ‘Sayın Öcalan’ diyerek siyaset yapan milletvekilleri, sırf şiddete bulaşmadılar diye tutuklanamayacak. Böyle bir durum hangi hemşehrimizin içine siniyor? Bunları savunmak Ali Özkaya’ya mı kaldı? Mesele ‘dokunulmazlık’ ile sınırlı değildir, terör suçu işledikleri herkes tarafından bilinen bu milletvekillerinin ‘tutuklanması’ meselesidir. Bir çalışma yapıyorlar, yaptıkları çalışmanın içeriğini söylediğimiz için iftira ile suçlanıyoruz. Ali Özkaya’nın da içinde bulunduğunu kabul ettiği bu çalışma nasıl olsa meclise gelecek, o zaman ak koyun, kara koyun ortaya çıkacak. Bugün esip gürleyenler bakalım o zaman ne diyecekler? Buradan açıkça ifade ediyorum, AKP’nin, terörle kol kola olan milletvekillerini tutuklanmaktan nasıl kurtarmaya çalışacaklarını hep birlikte görecek, izleyeceğiz. Her zaman olduğu gibi yine mahcup olacaklar.”
SÖZLERİMİN ARKASINDAYIM
Önceki gün yapmış olduğu eleştirilerin tamamen arkasında olduğunu kaydeden Mehmet Parsak, şöyle devam etti: “Sözlerimin arkasındayım. Bizim siyasetimiz AKP’ye benzemez, bugün söylediğimizi yarın inkâr etme alışkanlığımız yoktur. Bunun da en büyük şahidi milletimizdir. Eleştirilerimi tekrarlıyorum. AKP hükümeti Oslo’da terörle aynı masa oturmuştur! AKP hükümeti, Habur’da teröristleri çadır mahkemeleri ve törenlerle karşılamıştır! AKP hükümeti, Dolmabahçe’de açık açık terörün siyasi uzantıları ile mutabakata vararak mütareke imzalamıştır! AKP hükümeti ve onun işbirlikçi icraatları sonucu bugün güneydoğumuzdaki ilçelerimizi terör adeta teslim almıştır. En yüksek devlet makamlarından ve AKP yöneticilerinden gelen itiraf niteliğindeki açıklamalar, tespitlerimizi teyit eder niteliktedir. Bugün hassas bir süreçten geçtiğimizi söyleyenler, bu sürecin hassaslaşmasının ve tehlikeli bir hal almasının baş sorumlularıdır. Bize aynaya bakmayı öğütleyenlere çağrımdır. Kralları çıplaktır, her şey ortadadır, görünen köy kılavuz istememektedir, dün yürüttükleri ihanet politikaları, bugün yaşananları doğurmuştur. AKP, teröristleri hapishaneye düşmekten kurtarmaya çalışmak yerine milletimizi içine düşürdüğü bu durumdan kurtarmaya çalışmalıdır.”
DOKUNULMAZLIK DOSYAMIZ YOLSUZLUKTAN YA DA RÜŞVETTEN DEĞİL
Ali Özkaya’nın şahsına yönelik iddialarına da net cevaplar veren Parsak, şunları kaydetti: “Biz, Sayın Özkaya'nın basında yer alan siyasi söylemlerini "siyasi eleştiri" kapsamında değerlendirdik ve terörle kol kola olan HDP milletvekillerinin de mi "tutuksuz" yargılanacağını sorduk; Özkaya ise siyasi eleştirilerimizi kişiselleştirme çirkinliğine sığınmaya çalıştı. Her milletvekilinin dokunulmazlık dosyası olabilir, önemli olan isnat edilen suçlamaların ciddi olup olmadığı ve delillerin güçlü olup olmadığıdır. Bizim de bu kapsamda mesleki faaliyetlerimiz sırasındaki bir iftiradan kaynaklanan bir dosyamız var. Ben dokunulmazlığa sığınmadım; bilakis dokunulmazlıktan faydalanmak istemedim, savcılığın incelemesini tamamlaması yönünde aylar önce dilekçe verdim, ifade vermek istedim ama savcılık, yasa gereği işlem yapma yetkisine sahip değil, bu yüzden de dosya TBMM’ye gönderiliyor. Bizim her konuda alnımız ak, başımız dik. Ekşi yemedik ki karnımız ağrısın.
Meclis’te bekleyen 500’ün üzerinde dokunulmazlık dosyası bulunduğunu hatırlatan Milletvekili Parsak, “Şu an Meclis’te birçok milletvekili ve birçok Bakan hakkında da dokunulmazlık dosyaları var, hemşehrimiz Sayın Veysel Eroğlu hakkında da var ama bu durum Sayın Bakanı peşinen "suçlu" kılmaz ve "mahkûm" etmez. Ben de böylesine durumları siyasete malzeme etmeyi bir gün bile düşünmedim. Köşeye sıkışarak böyle konularla siyasi rant elde etmeye çalışanları da milletimiz değerlendirecektir” dedi.
ASKERLİĞİMİ ‘YASAL HAKKIMI’ KULLANARAK YAPTIM
Ali Özkaya tarafından gündeme getirilen askerlik konusuna da açıklık getiren genç Milletvekili, “Askerliğimi Doktora eğitimimin devam ettiği esnada AKP tarafından çıkarılan, aralarında Sayın Veysel Eroğlu'nun oğlu da olmak üzere binlerce AKP’linin ve her siyasi partiye mensup on binlerce hak sahibinin de yararlandığı yasadan kaynaklanan "yasal hak"kımı kullanarak yaptım. Ali Özkaya da doktora yapsaydı ve o esnada böyle bir yasal hakkı olsaydı Ali Özkaya da yapabilirdi. Ancak böyle bir ihtimalde hiçbir "hakiki siyasetçinin” bu durumu "siyaset malzemesi" yapma acizliğine tenezzül edeceğini düşünmüyorum. Vatan borcu, vatan görevi sadece askerlik ile sınırlı değildir, ben vatanıma 20 yıldır askerlik yapıyorum” şeklinde konuştu.
ÖZKAYA KENDİSİNE NEYİ YAKIŞTIRIYORSA ONU YAPSIN
Açıklamasının sonunda Ali Özkaya'ya tavsiyelerde bulunan Mehmet Parsak, şu görüşlere yer verdi: “Ali beye tavsiyemiz, siyasi eleştirilerimize yine siyasi cevaplar versin; siyasi kaliteyi ve seviyeyi düşürmesin; siyasi eleştirilerimizle ilgisi bulunmayan, haksız ve mesnetsiz ‘çamur at izi kalsın’ anlayışından vazgeçsin. Doğru olan budur. Örneğin Dinar’da babasına ait araziler konusunda şu ana kadar tek kelime beyanatım yok. Böyle bir konuyu ‘siyaset malzemesi’ yapmayı doğru bulmam, kendime de yakıştırmam. Bundan sonra da Ali Özkaya ya bir siyasetçiye ve milletvekiline yakışanı yapsın ya da kendisine neyi yakıştırıyorsa onu yapsın. Bizim doğruları söylemek noktasında hiçbir çekincemiz yoktur, hiçbir zaman da olmaz. Böyle konuları kişiselleştirerek kimse sorumluluktan ve eleştiriden kaçamaz, herkes bunu böyle bilmelidir.”●Kurtuluş
YORUMLAR