Kısaca ''işlem görmüş tuz'' diyebileceğimiz rafine tuz belirli işlemlerle kaya tuzunun ya da diğer tuzların yapısının bozularak ortaya yeni bir maddenin çıkmasına verilen isimdir.

Sağlıklı yaşam için sağlığımıza saldıran düşmanlardan birer birer kurtulmak gerekir. Bu düşmanlardan en sinsi olanı ve burnumuzun dibinde yaşayanı : rafine tuzdur. Rafine tuzu lezzet amaçlı yemeklerimize katarız. Bu düşmanın yerine dost olanı koymadan sağlıklı yaşamak mümkün değildir. Bu düşmanı basitçe hayatımızdan çıkarmadan ne kökü ne otu kullanırsak kullanalım, hangi suyu içersek içelim tam anlamıyla fayda sağlayabileceğini söyleyemeyiz.

Doktorların üç beyazdan uzak durun dedikleri üçüncü beyaz rafine tuzudur doğal kaya tuzu değildir.

Sağlıklı yaşamaya karar verdiniz. Organik ürünler ve kimyasal içermeyen ürünler kullanmaya başlayacaksınız. Çok güzel bir karar fakat öncelikle gözünüzün önüne şunu getirin. Akarı kapalı bir havuz düşünün. Havuzun içi kirli olsun. Bu havuzun içine nekadar deterjan dökerseniz dökün temiz olmaz. Önce havuzun akarını açacaksınız. Kirli suyu akıtacaksınız. Bu da yetmez havuzun duvarlarını fırçalayarak yıkayacaksınız. Ancak ozaman yeni doldurduğunuz suyu temiz tutabilirsiniz. O halde boş yere deterjan kullanmamalıyız. Önce akar borusunu açmalıyız. Önce pislikler, toksinler, fazlalıklar gitmeli. Bunu alkali vücut ve saf kaya tuzu ile yapabiliriz.

Rafine sofra tuzu nedir?

Üç beyaz dediğimiz yasaklardan bir tanesi olan rafine tuzu, kaya tuzu, deniz tuzu veya göl tuzlarının işlem görerek tüm doğal minerallerden arındırıldıktan sonra kalan sodyum klorür ve 10 civarında kimyasaldan oluşan ve tadı doğal kaya tuzuna benzeyen bir zehirdir.

Kaya tuzundan ya da diğer tuzlardan rafine tuz nasıl elde edilir?

Akışkan olması için alüminyum hidroksit,

Nem tutması için alüminyum silkat,

Beyazlatmak için hidrojen peroksit( kanserojen maddedir). gibi 10 civarında katkı maddesi ilave edilir.

Alüminyum yüzünden Alzheimer hastalığına yakalanma riskiniz yüksektir. Ayrıca tuzlarınıza birde flor ilave edildiğinde irade gücümüz zayıflamaktadır. Yüksek ısıda rafine edilirken ( 650 °C ısıda) geride kalan sodyum ve klorür de mineral yapısı bozulmuş veya yok olmuş halde olacağından normalde vücudun ihtiyacı olan bu mineraller saf haliyle ya da hiç alınamadığından faydası kalmaz. Normal bir kaya tuzunda 84 tane mineral bulunur.

Önemli Bilgi: Mineraller 50-60 derece üzerinde mineraller bozulmaya başlamaktadır. Dolayısıyla rafine edilmiş tuz da bulunan sodyum ve klorür de bozulmuş durumdadır. O halde rafine tuzun saf halde sodyum ve klorür dahi olmadığını söyleyebiliriz. Ancak doğal kaya tuzunda bulunan sodyum klorür gerçek sodyum klorürdür.

Rafine tuzun zararları:

Bu maddeler vücut için agresif maddelerdir. Vücudun düşman olarak nitelendirdiği maddelerdir. Tüketilmesi vücudumuzun doğal minerallerinin, hücrelerimizde ki suyun ve enerjimizin kaybolmasına neden olur. Bağışıklık sistemimizin zayıflamasına neden olur ve birçok rahatsızlıkların oluşmasına neden olur. Kanserojendir. Vücudun 1 gr rafine tuzu ( sodyum klorür) atabilmek için kullandığı hücre suyu miktarı bunun tam 23 katıdır. Yani ortalama bir çay bardağı bu tuzu atmak için içmemiz gerekir. Fakat bu suyu almazsak bu durum hastalık olarak bizlere geri döner.

Böbreklerimiz günde en fazla 5 gr. rafine tuzu vücuttan uzaklaştırabilirken daha fazlası kristalleşerek direkt olarak eklem ve kemiklerde depolanır ki bu artrit, gut gibi değişik türde ki romatizmal hastalıklar ile safra kesesi ve böbrek taşı oluşumlarının önemli sebeplerindendir.

Rafine sofra tuzu bu nedenle birçok hastalıkların oluşmasına sebep olur. Bu nedenler rafine tuzdan mümkün olduğunca uzak durmamız gerekir. Peki hangi tuzu tüketeceğiz? Elbette ki kristal ya da rafine edilmemiş olan kaya tuzu kullanmalıyız.