Özel Park Hayat Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Şaban Can Gün FM’in konuğu oldu. Gün FM Genel yayın Yönetmeni Faruk Bangir’in sorularını yanıtlayan Can böbrek taşları ile ilgili bilgiler... 8 Şubat 2018 14:04
Özel Park Hayat Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Şaban Can Gün FM’in konuğu oldu. Gün FM Genel yayın Yönetmeni Faruk Bangir’in sorularını yanıtlayan Can böbrek taşları ile ilgili bilgiler verdi.
İlimizde böbrek taşı rahatsızlığının sık görüldüğünü kaydeden Üroloji Uzmanı Op. Dr. Şaban Can, “Böbrek vücudumuzda yaklaşık 12 cm uzunluğunda, 6 cm genişliğinde ve 3 cm kalınlığında bir organdır. İçerisinde girinti ve çıkıntılar vardır. Bu girinti ve çıkıntılara küçük mağaracıklar denir. Böbrekten çıkan kanal insanın boyuyla da orantılı olarak 24-26 cm uzunluğundadır. Bu kanal idrar torbasına bağlanır. Temel olarak söylemek gerekirse idrar kanalları deyince böbrek yapısı, idrar kanalı, idrar torbası ve sonraki devamı sayılabilir” şeklinde değerlendirmede bulundu.
“Taş oluşumu tek bir nedene bağlı değildir”
Böbrek taşlarının nedeninin yüzde doksan oranında genetik olduğunu belirten Can, “Ailesel geçişlidir. Taş şikayetiyle gelen hastalara sorduğumuzda büyük kısmının aile bireylerinde taş olduğunu görüyoruz. Taş oluşumu tek bir nedene bağlı değildir. Birçok neden sıralanabilir. Türk toplumunda kalsiyum içerikli taşlara sık rastlanır. Kadınlarda enfeksiyona bağlı taşlar daha fazladır. Sadece beslenme ve yaşam tarzı taşlarda yüzde onluk kısmı ilgilendirir. Beslenme dışında hareketsiz yaşam da taş oluşumunu arttırır. Hareket ederek ve yeterli miktarda su içerek taş oluşumu azaltılabilir. Sıcağa maruz kalarak ve çok terleyerek çalışan kişilerde vücutta idrar oluşumunu sağlayacak çok az su kalır. Ayrıca taş oluşumunu arttıran başka hastalıklarda vardır” diye konuştu.
“Çoğu zaman kasık bölgesine yayılan korkunç bir ağrı oluşur”
Taş şikayetiyle gelen hastaların çok fazla şiddette, unutamayacakları bir ağrı ile hekime başvurduklarını söyleyen Can, “Böbrek ağrısı doğum ağrısından şiddetlidir. Diş ağrısıyla karşılaşırsa üç katı daha fazla ağrı hisseder. Bulantı ve kusmanın eşlik ettiği yırtıcı bir ağrı ile hastalar hekime giderler. Çoğu zaman kasık bölgesine yayılan korkunç bir ağrı oluşur” dedi.
“Doyumluk değil tadımlık tüketmekte yarar vardır”
Taş oluşumunu azaltmak için beslenme alışkanlıklarının değişmesi tavsiyesinde bulunan Özel Park Hayat Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Şaban Can, “Daha aktif bir yaşama geçmeliyiz. Mutlaka spor ve yürüyüş yapılmalıdır. Hareketsiz bir yaşam süren hastalarda taş oluşumu artar. Kalsiyumu kesmenin taş oluşumunu azaltmada bir yararı yoktur. Vücudun kalsiyumu azalırsa vücut tüm kalsiyum ihtiyacını kemiklerden alır. Aslında oksalik asit içeren gıdalar azaltılmalıdır. Oksalik asit yeşil yapraklı yiyeceklerde, kolalı içeceklerde, alkol ve türevlerinde, çikolata ve kafein içeren gıdalarda çok fazladır. Bunları bırakın demiyoruz, azaltın diyoruz. Doyumluk değil tadımlık tüketmekte yarar vardır” şeklinde konuştu.
Taş şikayetiyle gelen hastalara gelişen teknolojiye uyum sağlayan bir teknikle müdahalede bulunduklarını belirten Can, Park Hayat Hastanesi Üroloji kliniğinin gelişen teknikle uyumlu hizmet verdiğini kaydetti.
YORUMLAR