Eğitimdeki Durum ve Düşüşler
Özçağdaş, Türkiye'nin eğitimdeki mevcut durumunu eleştirerek, okullaşma oranlarının zamanla gerilediğine dikkat çekti. "Okullaşma oranına baktığınız zaman Türkiye’nin ilkokulda yüzde 95, ortaokulda 91, ortaöğretimde ise 87 olduğunu görüyoruz" dedi ve ekledi: "Bunlar 6 yıl öncesine göre daha geri durumda." Ayrıca, yabancı uyruklu öğrencilerin okullaşma oranlarının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından daha yüksek olduğunu vurguladı. Türkiye'de yabancı uyruklu ilkokul öğrencilerinin okullaşma oranı yüzde 97 iken, Türk vatandaşlarının oranı yüzde 95. Ortaokulda ise yabancı uyrukluların oranı yüzde 95, Türk vatandaşlarınınki ise yüzde 91.
Eğitimdeki Nitelik Sorunu
Özçağdaş, Türkiye’nin eğitim sisteminin kalitesindeki düşüşü de gözler önüne serdi. Özellikle uluslararası PISA araştırmasına göre Türkiye’nin fen bilimleri, okuma ve matematik alanlarındaki durumunun daha kötüye gittiğini söyledi. "Okullaşma oranlarının bu hâlde olmasıyla birlikte öğrencilerimizin önemli bir kısmı okulları terk ediyorlar. Çocuk işçilik oranları artıyor" dedi. Özellikle okuduğunu anlama, matematiksel işlemler yapma ve bilimsel süreçleri izleme becerilerinde Türkiye'nin seviyesinin oldukça düşük olduğunu belirtti. OECD verilerine göre, Türkiye’nin fen bilimlerinde 9, matematikte 19, okumada ise 20 puanlık bir farkla geride kaldığını ifade etti.
Finlandiya Örneği ve Eğitim Harcamaları
Özçağdaş, Türkiye'deki eğitim harcamalarındaki düşüşe de değindi. Türkiye’de devletin eğitim harcamalarının 2015’te yüzde 80 iken, şu anda yüzde 77’ye düştüğünü belirtti. Bu oran, OECD ortalamasında ise yüzde 99. Özçağdaş, eğitimin sadece bir perspektiften ele alınamayacağını, her şeyin arka planında bir ekonomik gerçeklik bulunduğunu vurguladı. Finlandiya örneği üzerinden yapılan açıklamalara da tepki gösterdi: "Kendini Finlandiya Milli Eğitim Bakanı zanneden bir bakanımız var. Sürekli Finlandiya’dan örnek veriyor, ama oradaki durum çok farklı. Finlandiya’da hane halkının ilköğretimdeki harcamaları sıfır, Türkiye’de ise yüzde 19."
Özçağdaş, eğitimde yaşanan bu sorunların sadece istatistiklerle sınırlı olmadığını, öğrencilerin eğitimden koparak çeşitli toplumsal sorunlarla karşı karşıya kaldığını, çözüm için daha kapsamlı bir yaklaşım gerektiğini belirtti.