Yediğimiz yiyeceklerden lezzet almamızı sağlayan tuz; hayatımızın tadı-tuzudur ve yiyeceklere tat vermesinden başka faydaları da vardır: Besinlerin bozulmadan uzun süre saklanmasını sağladığı gibi; vücuttaki asit baz dengesini sağlar, idrar oluşumunda etkilidir, troid bezi için gerekli olan iyot da genellikle tuz ile birlikte vücuda alınır. Bu kadar faydasının yanında, günlük ihtiyaçtan fazla alındığında ölümcül hastalıkların oluşmasına da sebep olabilmektedir.
Fazla tuz tüketimi, idrarda kalsiyum atılımını da artırarak kemiklerden kalsiyum kaybına neden olur. Kemiklerden kalsiyum kaybının artışı ise kemik erimesini (osteoporoz) ve kemiklerin kırılma riskini artırır.
Tuz, kan basıncını artırır. Bu nedenle, tansiyonu yüksek olanların yemeklerine tuz koymamaları önerilir.
Böbrek bozukluklarında, bazı kalp hastalıklarında, vücudun belirli yerlerinde su toplanmalarına (ödem) sebep olur.
Tuzun fazlası sadece ödem yapmaz. Damarlarda dolaşan sıvı miktarının artmasına, kan basıncının yükselmesine (hipertansiyon), kalp ve böbrek hastalıkları ile felç riskinin artmasına neden olur.
Günlük beslenmelerindeki tuz tüketimini önemli miktarda düşüren insanların, gelecek 10-15 yılda kalp-damar hastalıklarına yakalanma olasılığı yüzde 25 oranında azalır. Bu kişilerin, kalp-damar hastalıklarından ölme riski de yüzde 20 düşebilir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO); yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere şişmanlık, şeker hastalığı ve bazı kanser türlerinden korunmak; kemik sağlığını korumak amacıyla tüketilmesi gereken tuz miktarınıgünde5 gram ( tepeleme bir çay kaşığı) olarak önermektedir. Bu miktar ise yiyeceklere tuz eklemeden, günlük tüketilen çeşitli yiyecek ve içeceklerle sağlanmaktadır ( peynir, turşu, salça, ekmek v.b)
Türkiye Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin 2012 yılında yaptığı ulusal çalışmaya göre ülkemizde kişi başına günde 15 gram tuz tüketildiği bulunmuştur. Bu miktar günlük alınması gereken miktarın üç katına karşılık gelmektedir. Yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi fazla alınan tuz kalp, damar, böbrek, pankreas hastalıklarına neden olmakta, kemik sağlığını bozmaktadır. Bu yüzden Sağlık Bakanlığı tarafından ülkemizde kişi başına düşen tuz tüketiminin azaltılması hedeflenmektedir. Tuzu azaltmak için; taze ve tuz eklenmemiş besinler tercih edilmeli, yemeklerin tadına bakmadan tuz eklenmemeli, tuz oranı yüksek salamura ( zeytin, peynir, turşu v.b) ve konserveler daha az tüketilmeli bunun yerine taze sebze-meyve tüketimi arttırılmalı, satın alınan hazır besinlerin etiketleri mutlaka okunup tuz oranı az olan tercih edilmeli, yemeklerin lezzetini arttırmak için tuz yerine farklı baharatlar ve aromalı doğal besinler (limon, maydanoz, nane, kekik, dereotu, vb.) kullanılmalı, ev dışında yemek yemekten mümkün olduğunca kaçınılmalı, zorunlu kalınırsa az tuzlu besinler tercih edilmelidir.
Sofranızdan tuzu kaldırın , sağlıklı yaşayın.
YORUMLAR