Başka meslekte var mı bilmem ama bizim gazetecilere bir yılda üç kez bayram. Etkinlik anma, bayram ve benzeri adına ne derseniz diyelim üç ayrı günü var medya çalışanlarının.
Yıla 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ile başlıyor bizim habercilerin etkinliği
Neydi 10 Ocak ?
Basın patronları gazete çıkarmayınca basın emekçileri halkı habersiz bırakmamak adına birlikte tek bir gazete çıkarmışlardı.
Çalışan Gazetecilerin birlik ve dayanışmanı sembolize ediyordu.
3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü ile devam ediyor.
Ve son olarak ta 24 Temmuz.
Basında sansürün kaldırılmasından dolayı Gazeteciler ve Basın Bayramı olarak kutlanıyor 24 Temmuz.
3 MAYIS DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜ
3 Mayıs, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1993 yılında aldığı bir karar ile tüm dünyada Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmasına karar verilen bir tarih.
Bugünün kutlanmasındaki amaç; basının demokrasiyi korumaktaki rolünü vurgulamak, etik gazeteciliği ön plana çıkarmak ve dünyada basının aşırı sansür edildiği ülkelere bir mesaj göndermek. Bunun yanında gün boyu çeşitli organizasyonlar ile görevini yaparken öldürülen gazetecileri anmak ve yetkililere sorumluluklarını hatırlatmak.
Bakalım basın karnemize…
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) tarafından hazırlanan 2020 yılı basın özgürlüğü endeksinde Türkiye 180 ülke arasında 154'üncü sırada yer aldı.
Türkiye, geçen yıl 157. sıradaydı.
80 ülke içerisinde 154. sırada yer aldı. Türkiye’nin 154. sırada bulunduğu listede birinci sırayı Norveç aldı. Norveç’i Finlandiya ve Danimarka takip ederken dünyada 180’inci sırada ise Kuzey Kore bulunuyor. Kuzey Kore son sırayı bu yıl geçen yılın sonuncusu Türkmenistan'dan devraldı.
Listede Eritre 178 ve Çin de 177’inci sırada.
85 GAZETECİ HAPİSTE
3 Mayıs Dünya Gazeteciler Günü olması hasabi ile biz meleTürkiye'de tutuklu gazeteci sayısıyla ilgili basın örgütlerinden farklı açıklamalar yapıldı.
Türkiye Gazeteciler Sendikası raporuna göre 1 Nisan 2020 tarihi itibariyle yargı reformuna rağmen 85 gazeteci hala hapiste.
TGS raporunda 2020 Türkiye'sinde gazetecilerin kalemlerini özgürce kullanamadığını ifade etti:
"Son 10 yılda medya çalışanları üzerindeki baskının sadece parmaklıkların ardıyla sınırlı olmadığını, medya sahipliğinin yandaşlaştırıldığını, davalar ile gazetecilerin yıldırılmak istendiğini, medya çalışanlarına fizikî saldırılarla gözdağı verildiğini herkes biliyor. Gazeteciler özgürlüğünü yitirirken toplumumuz haber alma hakkını, ülkemiz de demokrasisini kaybediyor."
TGS, Türkiye'de medya özgürlüğü alanında yaşanan ihlallerini şu şekilde sıraladı.
'Yargı Reformu'na rağmen 85 gazeteci hâlâ hapiste
Son bir yılda 103 gazeteci, 108 kez gözaltına alındı.
Gazeteciler en az 239 günü gözaltında geçirdi.
Son bir yılda 28 gazeteci cezaevine girdi.
Bu gazetecilerden 9'u hâlâ tahliye edilmedi.
6 gazeteci, iddianame hazırlanmasını bekliyor.
11 gazeteci gözaltındayken darp edildiğini beyan etti.
2 gazeteci çıplak aramaya maruz kaldığını bildirdi.
Son bir yılda gazetecilere en az 76 yeni soruşturma açıldı.
Gazetecilerin sanık veya davalı olduğu en az 166 yargılama yapıldı.
48 gazeteci beraat etti.
Gazeteciler Virüs mü?
Gazeteciler toplamda en az 178 yıl 6 ay 9 gün hapis cezasına çarptırıldılar.
Gazeteciler aleyhine en az 148.380 TL tutarında adli para cezası verildi.
Son bir yılda en az 37 gazeteci fiziki saldırıya maruz kaldı.
Fiziki saldırıya uğrayanların 23'ü ulusal, 14'ü yerel medya çalışanı.
Son bir yılda RTÜK'ten medyaya 20 idari yaptırım kararı çıktı.RTÜK toplamda 16 defa yayın durdurdu.
Uluslararası Basın Enstitüsü’nün hazırladığı rapora göre 15 Temmuz 2016’dan beri kapatılan medya kuruluşu ve basımevi sayısı 170’e ulaşırken, Hükümet medyanın yaklaşık yüzde 95’ini etkisi altına aldı.
Böyle bir tablo olmasına rağmen gazetecilere hala virüs gözüyle bakılan bir yapı var.
Ülkemizde basın karnesi oldukça zayıf.
Her daim söylüyoruz basın ülkedeki demokrasinin aynasıdır aslında.
Demokrasinin gelişmesi için basının daha özgür olması lazım.
Özgür basın demokrasinin temelidir.
Mutlu ve aydınlık yarınlara…
YORUMLAR