ATATÜRK VE LAİKLİK DÜŞMANLIĞI ve ‘DÜNYA İSLAM BİRLİĞİ’ PROJESİ! (3)
Osmanlı Devleti yıkılırken Kurtuluş Savaşını vererek kurulan Türkiye Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı devrimlere karşı olanların başlattığı Karşı Devrimin mimarlarının hangi güçler olduğunu analiz etmeden bugün Türkiye’nin başına gelenleri anlamak oldukça zor…
Her an Atatürk devrimlerinin faziletlerinden yararlanan bir takım Atatürk düşmanlığı yapan kişiler (Türkiye halkından) nasıl olur da kendilerini kul olmaktan kurtaran, demokrasiyi hediye eden bir lidere ve zihniyetine karşı kin duyabilir ve atılan iftira çalışmalarına ortak olabilirler hatta demokrasiye karşı tek adam rejimini tercih edebilirler? Demokrasiden vazgeçerek ‘Tek Adam Rejimine’ geçiş nasıl gerçekleşmiştir?
***
Atatürk’e ve devrimlerinin esasını-içeriğini-neden ve sonuçları, hedefleri hakkında kendi halkı ne biliyor da, ölümünden hemen sonra, birden bire, Karşı Devrim çalışmalarına başlanmıştır? Karşı Devrim projesi aslında kimin işine yarar ve hangi güçler tarafından desteklenmektedir?
Öncelikle büyük resme bakarak ve tarihsel kronoloji ışığında aşağıdaki soruların cevaplarını birlikte arayalım;
En fazla uygarlık hangi topraklar üzerinde kurulmuştur?
En fazla devlet hangi topraklarda kurulmuştur?
En fazla savaş hangi topraklarda yapılmıştır?
Bu soruların tümünün cevabı Türkiye-Anadolu (…Mezopotamya) değil midir?
***
Peki ama neden?
Çünkü, cazibesi fazla, göz dikeni çok. Türkiye, Napolyon’un da dediği gibi Doğu’dan Batı’ya, Kuzey’den Güney’e dünyanın merkezi. Napolyon; “Dünya tek devlet olsaydı başkenti İstanbul olurdu” diyor.
Ancak bu coğrafyanın en önemli özelliği. üzerindeki zayıf bir devletleri yaşatmadığıdır.
Bu coğrafya halkı, bir olmayan, biz olmayan devletleri yaşatmıyor. Bu coğrafya halkı, akıllı olmayan devletleri de yaşatmıyor!...
Dünya tarihine bakıldığında emperyalist-sömürgeci devletlere (Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda,…) karşı direnmiş ve ilk kez savaş kazanmış olan Atatürk’ten başka bir lider var mıdır?
Bu durumda, emperyal-sömürgeci güçlerin Atatürk’ten nefret etmesi gayet normal gözükebilir de kendi halkı neden Atatürk’e karşı olabilir?... bunu anlamak mümkün müdür?
***
Siyaset ve tarih uzmanı olmadığımdan dolayı somut olaylardan yola çıkıp yaşadıklarımdan örnek vererek fikirlerimi anlatmamın daha özgün olacağını düşünerek yola çıkalım. 1988’de, göçmen olarak yerleştiğim Avustralya’da hem Türklere yakın, hem uzak yaşıyordum. Türkiye’de muhatap olmadığım, yeter ki, Türkçe konuşsun diye görüştüğüm bazı kişilerle sohbet ederken konuşmalar sürekli olarak, ya İslam’a dair ya da Atatürk düşmanlığına dair konulara getiriliyor ve saatlerce tartışılıyordu...
“Atatürk’ü sevmiyorum…”,
“Atatürk sadece bir savaş komutanıydı…”,
“Lozan hezimetti…”,
“Bir gecede dilimizi değiştirip, bizi cahil bıraktı….”
… gibi, tarihi bilgiden yoksun, bir dolu kurtarıcısını suçlayıcı ve çirkin ifadeleri düşünecek kadar zihinsel gelişimi olmadığından emin olduğum, Atatürk düşmanlığında adeta bir papağana dönüşmüş bu kişilerin beynine uğramadan diline düşmüş bu düşünceleri kim/ler dolduruyordu?
***
Tartışamıyorlar ama hepsi adeta aynı sözcükleri kullanıyorlardı. Ne Osmanlı tarihini, ne de cumhuriyet tarihini araştırmamış bu kişiler sürekli Atatürk’ü ve yaptığı reformları beğenmiyorlardı. Özellikle sanayiye-sosyal yaşama-eğitime yaptığı atılımları, Kars’a bile açtığı süt fabrikasını görmezden geliyorlar, kısa sürede okuma yazma oranını yüzde 8’lerden yüzde 33’lere çıkardığının önemi yokmuş gibi konuşuyorlardı. (sanki herkes okuma yazma biliyordu, sanki Osmanlı’da Osmanlıca konuşma diliydi, sanki Osmanlıca yazılmış çok kitap vardı, sanki Kuran-ı Kerim Osmanlıcaydı da Atatürk’ün devrimleriyle Türkçeye geçmemizi eleştiriyorlardı….)
Bu durum, yani Atatürk düşmanlığı günümüzde daha da çoğalmış ve özellikle sosyal medya aracılığıyla son zamanlarda şahit olduğum korkunç iftiralar; Ülke TV’deki konuşmacılardan örnekler- Derin Tarih dergisi ve Kadir Mısırlıoğlu konuşmalarından alıntınlar ile Türkiye’den Avustralya’ya yerleşmiş bazı kişiler arasında da Atatürk düşmanlığı korkunç derecede artmıştır.(Devam edecek)
YORUMLAR