Halkları birbirine düşman eden petrol!
Petrolü ele geçirme senaryolarının başında din düşmanlığı geliyor. Petrol pompalanırken din düşmanlığı da mı pompalandı/pompalanıyor?
“Ben bir tarihçi değilim ama bu, benim gerçeği bulmama engel olmamalı. Gerçekler, Ermeni diasporasının Türklere dair haksız iddialarına ve emperyalizmin ikiyüzlülüğüne galip gelecektir.…” J.G.ARSLAN
1915 OLAYLARININ NEDENLERİNE DAİR:
1915’de dünya devleri aslında neyin peşindeydi?
Dünya yuvarlak olduğuna göre, konumuz olan tarihsel olaylara sadece günümüzden değil kronolojik olarak ve yerel değil, küresel ölçekte bakmak zorundayız.
Ömrünü savaşlara vermiş dünyanın en büyük komutanlarından birisi olan, 1769 – 1821 yılları arasında yaşamış olan Fransız Devrimi'nin Generali, Napolyon Bonapart ne demişti, hatırlayalım;
“Eğer dünya tek ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu!”
Bu sözünün (hala) geçerli olup olmadığını bir de aşağıdaki soruları cevaplayarak bulmaya çalışalım;
1-Dünyada en fazla uygarlık hangi topraklar üzerinde kurulmuştur?
2- Dünyada en fazla devlet hangi topraklarda kurulmuştur?
3- Dünyada en fazla savaş hangi topraklarda görülmüştür?
Bu soruların tümünün cevabı; Anadolu Türkiye’dir. Peki, ama neden?
TÜRKİYE DÜNYANIN MERKEZİ- DOĞAL KAYNAKLARA AÇILAN KAPI
Coğrafi olarak, Anadolu ya da Türkiye, adeta dünyanın merkezindedir. Üç kıtayı birbirine bağlayan bir köprü vazifesi görmektedir.
Anadolu’nun - Türkiye’nin dünyanın en zengin ve en ucuz doğal kaynaklarının bulunduğu ve her konuda muazzam bir pazar haline getirilen bölgelerine açılan bir kapı olması ve hatta dünyanın merkezi olması dolayısıyla yüzyıllardır emperyalistlerin/sömürgecilerin ilgisini çekmekteydi.
HALKLARI BİRBİRİNE DÜŞMAN EDEN PETROL!
Petrolü ele geçirme senaryolarının başında din düşmanlığı ve
Petrol pompalanırken din düşmanlığı da mı pompalandı/pompalanıyor?
1900’lü yılların başında dünyanın önde gelen güçleri (İngiltere-Fransa) Petrole dayalı sanayi devrime geçerken Siyah Altın- Petrole olan ihtiyacını keşfedince, İstanbul’un işgalinin kaçınılmaz olduğu görmüşlerdi. Çünkü biliyorlardı ki İstanbul’u ele geçirenler Orta-Doğu’ya da hükmetmesi çok daha kolay olabilirdi.
İstanbul’un işgaliyle Anadolu’ya kolay hükmedebileceklerini düşünen emperyalistler, 1915 yılında, Türkler, bu işgalini önleyebilmek için ülkenin Doğu’sunda Ruslara karşı, Batı’sında İngilizler ve sömürgelerine, en başta Anzak’lara karşı savaşmak zorunda bırakıldılar.
Türkler adeta ülkenin Batısında( Gelibolu) oyalanmaları sağlandı ve sonuçta yüz binlerce Türk askeri tarihin en acımasız emperyalist emelleri uğruna öldürüldüler.
İngiliz Petrol şirketi (British Petrol-BP) verilerine göre, 2008 yılı itibarıyla, dünyadaki petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde 60’ı Orta Doğu ülkelerinde olduğunu kanıtlamıştır.
-BP-British Petroleum -Dünya Enerjinin İstatiksel Değerlendirmesi-
(BP Statistical Review of World Energy, Haziran, 2009, www.bp.com/statistical review )
MÜSLİMLERİ OSMANLI’YA KARŞI AYAKLANDIRDILAR
Yüzyıl öncesine kadar, dönemin dev sömürge gücü (emperyalisti) olan ve savaşların çıkmasından baş sorumlularından olan İngiltere, Birinci Dünya Savaşı öncesi, halkını savaşa hazırlamak için ve yıllar sonra deşifre edilecek olan Savaş Propaganda Bürolarını kamuoyunu ikna yöntemi olarak kullanmıştı. Birinci Dünya Savaşı öncesinde, İngilizler öyle ileri gitmişlerdir ki, Winston Churchill Türkleri şu sözlerle aşağılıyordu;
“ Türkler insan değil, Çanakkale'de gaz kullanılabilir!”
Churchill ya da İngilizler, Fransızlar ve Ruslar, hep birlikte Türkleri, bölgedeki en önemli doğal kaynaklara ulaşmasının önünde büyük bir engel olarak görmüş olmalılar ki, Osmanlı’da yaşayan diğer gayri Müslimleri Osmanlı’ya karşı ayaklandırdılar.
Osmanlı İmparatorluğunda yaşayan Müslümanlar ile Gayri-Müslümanlar kültürel olarak iç içe girmişken, 19. Yüzyılın başlarında Türklere düşman olup neden öldürmeye başlamışlardır? Bu coğrafyada, bin yıldır iç içe yaşayan Ermeniler-Türkler-Yunanlılar ne olmuştur da birbirlerini boğazlamışlardır?
(NOT: Erol Ulubelen’in İngiliz belgelerinden bazı örnekler bu düşmanlığın ip uçlarını vermektedir.)
SOYKIRIM DEMEK TÜRKLERLE DALGA GEÇMEK OLMALI
1915’ yıllarında, Osmanlı Türkleri, dışta, en az beş ya da yedi cephede savaşıyor, içeride ise, çocuklarını ve kadınlarını, düşmanla işbirliği yapan gayri Müslümanların saldırılarından korumak zorunda kaldılar. Gayri Müslümanlar askere gitmiyor ve zenginleşiyorken, Türkler ülkesini aç gözlü petrol-doğal kaynak peşinde olanlar uğruna cepheden cepheye yıllarca karısını çocuğunu aç-yoksul ve öksüz bırakarak, salgın hastalıklarla boğuşarak vatanının bedelini kanıyla ödüyordu.
Ülkenin Batısı kan gölüne çevrilmişken, Türklerin Doğu’da, özellikle Van’da düşmandan aldığı lojistik destek ve güçle katliamlar başlatan Ermenilerden kadınlarını ve çocuklarını korumasının adına soykırım demek ile adeta Türklerle dalga geçmek olmalı.
(devam edecek)
YORUMLAR