phishing
Orhan DURAK

Orhan DURAK

DURAKTAKİ ADAM

AFİYET OLSUN…

                AFİYET  OLSUN…

 

 

Birkaç gün önce bir arkadaşım uğradı, son derece öfkeli idi. Nedenini sordum; başladı anlatmaya: “Eşim, kızım ve oğlumu yanına alarak bir takım ihtiyaçlarını gidermek üzere çarşıya çıkmış. İşlerini bitirip eve dönerlerken kızım bir manavın vitrininde minyatür sepetlere konulmuş erik görmüş ve annesinden almasını istemiş. Eşim çocuğun isteğini yerine getirmek için içeriye girip, ‘Erik ne kadar’ diye fiyatını sormuş. Aldığı cevap karşısında adeta donmuş kalmış. Çünkü o minyatür sepetin içindeki erik sayısı sadece 6 adetmiş.. Daha açık bir deyimle bir tane eriğin fiyatı 4,5-5 TL’ye geliyormuş, tabi almadan çıkmış” dedi.

İnanın ben de dondum kaldım. Çok iyi biliyorum; 3 gün sonra o eriklerin yüzüne bakan olmaz ve kilosunu 1 liradan satsalar bile alıcısı bulunmaz. O halde turfanda kelimesinin ardına gizlenerek böylesi fahiş bir fiyatla  6 eriğin 25 TL’ye satılması fırsatçılık değil de nedir? Bunun yorumu siz değerli okuyucularımıza aittir.

 

ERİK VE BADEM ÇİÇEĞİ BAHARIN HABERCİSİDİR

Erik ve badem (çağla) ağaçları bildiğiniz gibi baharın habercisi olup ilk önce çiçek açarlar. Buna Kayısı ağaçlarını da ekleyebilirsiniz. Ancak çoğu kez saydığım bu ağaçlar havaların geçici ısınmasına aldanarak daha erken çiçek açarlar ve sonradan gelen bir yağış veya soğuk hava dalgası ile “don” olayı ile karşı karşıya kalırlar, verimleri düşük olur. Bu olay maalesef her bahar öncesi yaşanır Afyon’umuzda. Ağaçların ilk çiçek açtığı dönemde birçok Afyonlu hemşerimiz “çiçekleri don vurmasa bari” diye endişelerini dile getirirler. Eriklerin çiçek açtığı bu dönem çocukluğumda yaşadığım bir olayı hatırlatır bana…

 

SANDIKLI’DAN BİR ÇOCUKLUK ANISI

Sandıklı’da okuduğum Çetinkaya İlkokulu’nun arka tarafı badem ve erik ağaçları ile doluydu. Zaten buraya da Sandıklı’da “bademlik” denirdi. Baharın gelişi ile birlikte okulumuzun arkası kar yağmış gibi bembeyaz çiçeklerle muhteşem bir manzaraya bürünürdü. Altmış yıldır görmediğim okulumun yine aynı güzellikleri yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum. Ancak ben birlikte okuduğumuz arkadaşlarımdan hayatta olanların o muhteşem manzarayı unuttuğunu hiç sanmıyorum. Yeri gelmişken bu konu ile ilgili bir anımı da anlatmadan geçemeyeceğim: Eriklerin çiçekleri döküldükten sonra mini mini meyve vermeye başlarlar. Aslında bu meyveler yenmez çünkü daha çok ufaktırlar. Ancak  H. T isimli bir arkadaşımız vardı ve boğazına çok düşkündü. Nasıl ve ne zaman yediğini bilmiyoruz ama hatırı sayılır miktarda erik yemiş..

 

ARKADAŞIMIZA LAVMAN YAPILDI

Birkaç saat sonra arkadaşımızda şiddetli karın ağrıları başlamış. Üstelik karnı da anormal derecede şişmiş ve tuvalete çıkamıyormuş. Ailesi hastaneye kaldırmış bizlerin de haberi oldu ve biz de hastanenin önünde beklemeye başladık. Her içeri girip çıkandan haber soruyorduk ancak gelen haberler hiç de hoş değildi. Son gelen habere göre arkadaşımıza bir ‘Lavman’ yapılacak, arkadaşımız buna rağmen tuvalete çıkamaz ise Afyon Devlet Hastanesine ameliyat için gönderilecekti. Zira arkadaşımızda bir barsak dolanmasından yani ileustan  şüpheleniliyordu. Ancak korkulan olmadı ve arkadaşımız lavman uygulamasından sonra tuvalete çıktı ve olası bir ameliyattan kurtuldu. Yıllar geçti arkadaşım eriği hala eskisi gibi sever ancak eskisi gibi bağırsaklarını tıkayacak miktarda yemez…

 

 

                HER DEVRİN ADAMI. !

Zaman zaman duyarız, “her devrin adamı” sözcüğünü. Kimdir bunlar? Bunlar her siyasi dönemde ülkemizde söz sahibi olan siyasi partinin sözde tarafı olan, aslında o parti ile hiçbir bağlantısı olmayan menfaat grubu yalaka bir kesimdir. Bu tür insanlar çıkarları için hep güçlü olanın yanında olmuşlardır. Utanmasalar çıkarları için dinlerini bile değiştirmekten çekinmezler. Ceketlerinin yakalarının arka yüzünde mevcut siyasi partilerin rozetleri vardır. Girdiği ortam hangi partiye ait ise o partinin rozetini yakalarına takarlar. Öyle ki bunlar bazen günde 3-5 defa girdikleri ortama göre yakalarındaki rozetlerin yerini değiştirirler. Öyle ki bazen yalakalıkları sözde arkasında oldukları siyasi parti için kurban kesinceye kadar gider.

 

O YALAKALARI HERKES TANIR

Hele bir de o şehrin futbol takımı şampiyonluğa falan gidiyorsa tamam o takımın en büyük taraftarı onlar olur, caddelere başarı dileklerini yansıtan dev bayraklar asarlar. Biliyor musunuz profilini çizdiğim bu tür insanlar çok yakın bir gelecekte  milletin vekili de olurlar ve ülkenin bekası üzerinde de fikir beyan ederler.. Peki, biz ülke olarak bunları hak ediyor muyuz? Niçin siyasi partilerin taşra teşkilatları bu pislikleri temizlemiyor? Kim bunlar, derseniz hem partililer hem de bu yalakalar kendilerini çok iyi bilirler..

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum