AFYON ÇİMENTO FABRİKASI
Tek partili dönemden çok partili döneme geçilmiştir. Ülkede sadece Atatürk’ün kurduğu CHP var iken bu çok partili döneme geçişle birlikte Celal Bayar, Adnan Menderes, Tevfik Koraltan ve Fuat Köprülü 7 Ocak 1946 tarihinde Demokrat Parti’yi kurdular. Çoğulcu Demokrasi meyvesini verdi ve ilk seçimlerde 14 Mayıs 1950 tarihinde Demokrat Parti yüzde 53’lük bir oy oranı ile yüzde 47 oy alan CHP’yi geçerek iktidara geldi. Seçim sonrası Adnan Menderes Başbakan, Celal Bayar Cumhurbaşkanı oldular. Adnan Menderes ilk Başbakan olurken Celal Bayar Türkiye’nin 3. Cumhurbaşkanı idi.
CUMHURBAŞKANINDAN DEVENİN BEDELİNİ İSTEDİLER Mİ?
Seçim sonrası Adnan Menderes bir taraftan, Celal Bayar bir taraftan ülkeyi adım adım gezerek eksikleri ve Türkiye’nin kalkınması için nelerin yapılması gerektiğini tespit ederler. Celal Bayar 22 Mayıs 1950 sonrası yani Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Afyon’u ziyaret eder. Merhum Bayar, Atatürk Stadı önünde karşılanır ve Afyon’a gelişi şerefine bir deve kurban edilir. Ancak Demokrat Parti ülkenin her tarafında birçok yatırımlar yaptığı halde Kurtuluş Savaşının bu kahraman şehrine bir şey yapılmamıştır. Duyduklarım ne derece doğrudur bilmiyorum; rivayet olunur ki Afyon’a yatırım yapılmayışı şehrin ileri gelenlerini rahatsız eder ve bir karar alarak devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a bir telgraf çekerler ve derler ki; Sayın Cumhurbaşkanımız, devenin bedelini ödeyiniz. Merhum Bayar bu telgrafa ilgisiz kalmaz ve Afyon’a bir çimento fabrikası kurulması için talimat verir. Ancak fabrikanın isteniş şekli Cumhurbaşkanı Bayar’ı gerçekten üzmüştür ve 103 yaşında (1883-1986) hakkın rahmetine kavuşmuş olmasına rağmen, bir daha Afyon’a gelmemiştir.
1955 YILINDA YAPILAN ESKİ FABRİKA YIKILMAKTADIR
Merhum Celal Bayar’ın talimatları ile yapılan Afyon Çimento Fabrikası 1 Ağustos 1955 tarihinde açılarak hizmete girmiştir. Fabrika yeni Türkiye ile birlikte ülke ekonomisine muazzam bir katkıda bulunur. Afyon’da ise yüzlerce çalışanına ekmek, iş aş vermiştir. Spor gibi faaliyetleri ile de Afyon sosyal yaşamında çok farklı katkıları olmuştur. Fabrika önce Afyon Çimento Sanayi A.Ş olmuş ardından da 27 Mart 1991 tarihinde halka açılmıştır. Daha sonra fabrika el değiştirmiş Fransızların eline geçmiştir.
Günümüzde fabrikanın teknoloji olarak geride kalması, fiziki olarak da yerleşim birimlerinin içinde olması yeni yapılanmayı gerektirmiştir. Bu anlamda fabrika tekrar el değiştirmiş Sabancı Holding tarafından satın alınmıştır. Sabancı’ya bağlı Çimsa Gubu, Şuhut yolunun 20. kilometresinde Halımoru köyü sınırları içindeki bir alana modern teknolojilerle donatılmış yeni bir fabrika inşa etmiştir. Bu fabrika şu anda çalışmaya başlamış, 1955 yılında yapılan eski fabrika yıkılmaktadır. Arsası ise parsellenerek satılmaktadır.
TIR VE KAMYONLAR SÜREKLİ ÇALIŞIR HALE GELMİŞTİR
Bu konuda yazmamın nedeni yeni fabrika ile ilgilidir. Eski fabrikanın tarihinden bahsetme nedenim ise arkadan gelen yeni neslin bu konuda bilgi sahibi olması içindir. Yeni fabrika tamamen otomasyona bağlı çok az personel ile eski fabrikaya göre daha fazla üretim yapmaktadır. Aslında çimento fabrikaları yapılırken klinger ve çimento üretimini hedeflemektedir. Klinger çimentonun yarı mamul halidir. Eski fabrika o günkü teknolojisi ile ancak kendine yetecek klinger ve çimentoyu üretebiliyordu. Yeni faaliyete geçen çimento fabrikası mevcut teknolojisi nedeniyle bol miktarda klinger üretmektedir. İşte bu nokta Afyon ekonomisine katkıda can alıcı noktadır. Mevcut fabrika non-stop çalışıp çimento ve klinger üretmektedir. Üretilen klingerlerin çok büyük bölümü başka çimento fabrikalarına hazır hammadde olarak gönderilmektedir. Klingerlerin Afyon’dan diğer çimento fabrikalarına nakli Afyonlu nakliyecilere yaramış tır ve kamyonları sürekli çalışır hale gelmiştir. Bu oluşum nakliyecileri son derece mutlu etmiştir. Klinger dışında ayrıca çimento naklide yine nakliyecilerin işini daha çok artırmıştır.
Her zaman söylerim; Afyon için bir çivi çakana kurban olayım.
YİNE AFYON TIP FAKÜLTESİ!
İnanın, AKÜ Tıp Fakültesi ile ilgili yazdığım yazıların sayısını hatırlamıyorum. Ha yazdım da ne oldu? Benim gibi başka gazeteci arkadaşlarımız da sürekli olarak buradaki aksaklıkları yazdılar. Değişen bir şey yok. Son köşe yazımda böbrek problemi olan ve ilgili doktorun “Ben hafta sonu yokum” diyerek bir alt hastaneye yani Devlet Hastanesine hastayı sevk ettiğini, onlarında bizde nefrolog yok diyerek hastayı kabul etmediklerini anlatmıştım. Bu konuda ne bir yalanlama, ne de bir açıklama geldi. Çünkü olay gerçekti.
Biliyorum, okuyucularımız merak edecekler ve “ bu defa ne oldu” diyecekler. Yaşanan bu seferki olay çok daha ciddi sevgili okuyucularımız. Doğrudan insan hayatını ilgilendiren bir vak’a ; Bundan 2-3 hafta kadar önce genç bir kardeşimizin gece vakti sol kolunda bir ağrı olur. Aile telaşlanır ve hastamız H.’nı Tıp Fakültesi Hastanesi acil servisine götürürler. Hastamızın durumunu inceleyen acil servis doktoru H.’nın tansiyonunu yüksek bularak bir dil altı ilaç verir, ardından da sol kolundaki ağrıyı gidermek için damardan ‘Arveles’ isimli ilacı enjekte ettirir. İşte ne olduysa ondan sonra olur ve hastanın bir anda kalbi durur. Doktor hasta sahibine “üzgünüm hastanız vefat etti” der. Aile darman duman perişandır. Ancak ne oldu ise öldü denilen hasta bir anda kusmaya başlar. Çünkü H. yaşıyordur. Hasta kendine gelir ve aile hastasını aldığı gibi Ankara’ya TOBB hastanesine götürür.
TIP FAKÜLTESİNDE İŞLER İYİ GİTMİYOR
Hasta hemen kontrole alınır ve doktorlar “Afyon’da hastanıza ne gibi bir müdahale yapıldı? Bilelim ki ona göre tedaviye başlayalım” derler. Hasta sahipleri Afyon’u arayarak H.’ya müdahale eden acil doktorundan bilgi almak isterler. Ancak doktor bilgi vermekten kaçınır. Bunun üzerine hasta sahipleri …..ü ararlar ve durumu anlatarak yardım isterler. İlgili ve yetkili R…. “bu konuyu sağda solda anlatmazsanız, basına duyurmazsanız emir vereceğim hastanıza yapılanları Ankara’daki doktorunuza anlattıracağım” der. Söz aldıktan sonra hastaya Afyon’da yapılanlar Ankara’daki doktorlara anlatılır. Tedaviye geçilir ve hasta tam olmasa da iyileşme yolundadır. Burada bazı konulara girmedim, girmek de istemedim. Ancak gerçek olan bir şey var ; Tıp Fakültesinde işler iyi gitmiyor. Bir ayrıntıdan daha bahsetmek isterim; hasta sahiplerini tanımam bilmem, onlar hastanın durumunu ve olanları dışarıda konuşmamak için R….’e söz vermişler. Bana bilgiler üniversite içinden bir başka kaynaktan geldi. Araştırıp doğruluğuna kanaat getirdikten sonra köşemde yazdım. Bu böyle biline.
FETHİ YAŞAR
Ülkemizin neresinde Afyon ile ilgili bir sempozyum, konferans, çalıştay vs. olsa Fethi Yaşar’ı orada görürsünüz. Ankara’da bir işiniz olsa o’nu tanıyıp tanımamanız hiç önemli değil gidin durumu anlatın size kesinlikle yardımcı olacaktır. Çünkü o bir Afyon sevdalısıdır. Kimden bahsediyorum sevgili okurlarımız? Ankara Yeni Mahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’dan bahsediyorum. Geçtiğimiz hafta Ankara’da Atatürk Kültür Merkezi’nde Afyon’u tanıtım günleri düzenlenmişti. Oraya giden arkadaşlarım Başkanın Afyon’lu hemşehrileri ile nasıl yakından ve candan davrandığını anlattılar. Daha öncede buna benzer birçok konuda Afyonlulara Ankara’da nasıl sahip çıktığını duymuştum.
Sn. Başkan benim hem hemşehrim hem de Orta Okul arkadaşımdır. Sınıfın en yaramaz öğrencileriydik. Fethi ve Mehmet Dağlı en arkada, onların önünde de merhum arkadaşım Avukat Ramazan Orhan ile ben otururdum. Ramazan bize iştirak etmezdi. Geriye kalan Fethi, M. Dağlı ve ben hemen hemen her derste sopa yerdik! Çünkü çok yaramazdık. Hala tabiat bilgisi öğretmenimiz Kel Necati’den tavuğun sindirim sisteminin resmini çizemediğimiz için yediğimiz dayakları, okul Müdür Muavini Cemal Hocadan “Siz ne zaman adam olacaksınız” diyerek demir cetvel ile avuçlarımıza vurduğu günleri unutmadım. Fethi, Sandıklı’ya çok yakın bir köyümüzün eşrafından bir ailenin çocuğudur. Ailecek yıllardır Sandıklı’ya verdikleri maddi ve manevi destek sınırsızdır. Gerek Fethi, gerekse kardeşi Ahmet abi Sandıklı ve Afyon’da sayılan sevilen simalardır.
KARDEŞİM FETHİ’NİN BAŞARILARININ DEVAMINI DİLİYORUM
Fethi 1949 Sandıklı doğumludur. Tahsil hayatı Sandıklı’da geçen Fethi Ankara’ya yerleştikten sonra 1996 yılında Y.Mahalle CHP Gençlik Kollarında Başkanlık, ilçe yönetim kurulu üyeliği, ilçe sekreterliği yaptı. SHP döneminde ise 3 dönem kurultay delegeliği yaptı. Fethi Yaşar 1999 sonrası 3 dönem Y.Mahalle CHP ilçe başkanlığı, 2004-2009 tarihleri arası Y.Mahalle Büyük Şehir Belediyesi meclis üyeliği ve kurultay delegeliği yaptı. Çok zorlu çalışmaları geride bırakan Fethi Yaşar 2009 yılından bu yana Ankara Yeni Mahalle Belediye Başkanlığını yürütmektedir. Kardeşim Fethi’nin başarılarının devamını diliyorum. Daha uzun yıllar ülkemize hizmet vermesini cenabı haktan istiyorum. Allah yardımcısı olsun.
BİR ÖNCEKİ YOL KAZASIYDI !
Geçtiğimiz hafta sahamızda Eyüp Spor ile berabere kalarak hem 2 puan kaybetmiş hem de yara almıştık. Maç sonrası mücadelenin kritiğini yapmış “Eyüp Spor bizden puan almadı, biz verdik” demiştim. Gerekçe olarak da futbolcularımızın rehavete kapıldıklarını vurgulamıştım. Kadromuzun kalitesini her ortamda vurgulamıştım, kadroya da hep güvendim. Bir şekilde Eyüp Spor’a kaptırılan puanları telafi edeceklerini biliyordum futbolcularımızın. Öylede oldu rakibi sahasında sürklase ederek 4-1 gibi net bir skorla yenip hem geçen haftanın moral bozukluğunu telafi ettiler, hem de 3 puanı hanelerine yazdırıp averajla 5 sıraya oturdular. Kocaeli Birlik Spor’a golleri Nazmi, Oltan,Yasin ve Bayram attılar. Hepsinin de ayaklarına ve akıllarına sağlık. Çocuklar sizleri seviyoruz. Haydi bu haftada sizler bizleri sevindirin. Yalnız Sarıyer’i ciddiye alın. Bu takın 1967 yılından bu yana Afyon’ hep ters gelmiştir. Ama siz kalite olarak onlardan öndesiniz.
YORUMLAR