Yazıma nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Çünkü üzgünüm. 3 gün evvel yakın dostum Ünal Doğar’ı kaybettik.
Onun üzüntüsü geçmeden bu sefer gerek beni gerekse tüm Afyonluları üzecek bir haber daha aldım;
1967’de kurulan ilk Afyonspor’un takım kaptanı, Afyonlu futbolseverlerin sevgilisi “Altın kafa” Burhan Geçer çok hasta… Taraflı, tarafsız Afyon’da herkesin sevgisini kazanan Kaptan Burhan şu anda çok rahatsız. Kendisi ile telefonla görüştüm. Sevgili kardeşim, abim kaptan Burhan konuşmamızın sonunda kendi rahatsızlığını bir kenara bırakarak tüm Afyonlulara sevgi ve selamlarını gönderip, yaklaşmakta olan yeni yılın sağlık ve mutluluklar getirmesini diledi. Bana da bu halisane dilekleri iletmek düştü.
Futbol yaşamı başarılarla dolu bu mümtaz futbol yıldızından bir nebze bahsetmek istiyorum. Kaptan Burhan Kimdir…?
Burhan 1938 İstanbul doğumludur. İstanbul’da Kalespor’da futbola başlayan kaptan kısa sürede dikkatleri üzerine çeker ve 1956 yılında, daha 18 yaşında iken Tavşanlı Linyitspor’a transfer olur. Buradan da 1959 yılında Kayseri’ye vatani görevini yapmaya başlar. Çok ilginçtir Burhan’ın Havagücü’nde oynadığı dönemde takımın kaptanı Hakkı Yeşilçimen’dir.
Yani nam-ı değer Jet Hakkı’dır. Allah rahmet eylesin Hakkı abi de Afyon futbolunun unutulmayan yıldızlarındandır.
Burhan Havagücü’nde oynarken 1960 yılında Ankara Gençlerbirliği Kayseri’ye gelerek bir dostluk maçı oynar. Havagücü ile oynanan bu maçta G. Birliği idarecileri Burhan ve Hakkı’yı çok beğenirler. Her iki futbolcuya da terhis olduklarında G. Birliğine gelmeleri için teklifte bulunurlar. Hakkı abi terhis olur Afyon’a döner, Çimenspor’da oynamaya başlar. Burhan ise Gençlerbirliği’ne gider profesyonel anlaşma yaparak oynamaya başlar. Burhan 1960-67 arası Gençlerbirliği’nde oynar. 1967 yılında rahmetli Jet Hakkı’ın ısrarı ile yeni kurulan Afyonspor’a transfer olur.
Burhan Afyonspor’da takım kaptanıdır. Attığı kafa golleri nedeniyle de adı “Altın kafa Burhan” olarak anılmaya başlar. Spor ahlakı, gerek profesyonelliği ile Afyonlu sporseverlerin gönlünde taht kuran Burhan aktif futbol yaşamını noktaladıktan sonra da uzun yıllar Afyon’da kalır ve bu sefer Afyon’a teknik adam, yönetici olarak hizmet verir. Afyonluların sevgilisi Burhan’ın kadim dostu eski milli hakemlerimizden Şerafettin Öztaylan’ın ölümü kaptanı çok üzer ve yıpratır. Ben de buradan kaptanımıza acil şifalar diliyorum.
BENİ KAALE ALMIYORMUŞ…
Değerli okurlarımız;
40 yıla yakındır yerel basında köşe yazıları yazarım… Yazılarım genellikle futbol üzerinedir. Zaman zaman da sağlık ve güncel konularda yazılarım olur. Hiçbir zaman, hiçbir şekilde yazılarım bireysel odaklı değildir ve belgelidir.
İlk köşe yazılarımı yıllarca, refikimiz olan Kocatepe Gazetesi’nde yazdım. Rahmetli Şükrü abi (Şükrü Küçükkurt) ile değerli arkadaşım o yılların Kocatepe Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yüksel’den çok feyiz aldım. Onların bana gösterdiği yolda yürüdüm. Yağcılık ve yalakalık yapmadım, doğru bildiklerimi kaleme aldım.
Değerli okurlarımız;
Ömrümün en az yirmi yılını Afyonspor’un başarısı için harcadım. Afyon’da spor ile ilgisi olan benim nasıl bir Afyonspor sevdalısı olduğumu çok iyi bilirler. Yıllarımı Afyonspor’a verdim. Maddi manevi elimden geleni yaptım.
Son dönemlerde Afjet Afyonspor ile ve oradaki bir yöneticinin icraatlarını konu alan yazılarım oldu. Tamamen iyi niyetle kaleme alınan bu yazılarım birilerini rahatsız etmiş olsa gerek…!
Benim bildiğim kadarıyla tenkit ve eleştiri iyiyi getirir. Hiçbir yer dikensiz gül bahçesi değildir.
Değerli okurlarımız;
Yaşadığım futbol ile ilgili olayları kaleme alsam bir kitap olur… Profesyonel futbolda neler gördük, neler yaşadık, ben bilirim. Çoğunuz bilir yaşadıklarımın büyük bir bölümünü yerel bir gazetemizde 2012-2013 yıllarında “anılar” ve “yaşayan efsaneler” başlığı altında yayınlamıştım. Şimdi ise gelecekte Afyon Futboluna ışıt tutacak “Afyon’da futbol bizim yaşantımız” isimli eserimi yazmakla meşgulüm.
Peki bütün bunları neden yazdım…?
Şu anda Afyonspor’da görev yapan bir zat-ı muhteremin hezeyanlarını okudum. Sözde ben maçlara gelmeden köşe yazıyormuşum, Afyonspor düşmanıymışım gibi sözler zırvalamış. Sonunda da “O’nu kale almıyorum” demiş. Peh, peh, peh…! Lafa bak, beni kale almıyormuş…! Yok yahu…! Sen kimsin ki beni kale almıyorsun…? Senin haddine mi benim Afyonsporluluğumu irdelemek, yargılamak…?
Bak kardeşim sen daha çocuksun. Senin yaşının 2 katı yaşa sahibim ve senin yaşın kadar Afyon’a futbolun her döneminde hizmetim var. Benim Afyonspor’un başarısı için gecemi gündüzüme kattığım yıllarda daha sen kısa pantolon giyip çelik çomak oynuyor, mahalle aralarında çember çeviriyordun. Biraz haddini bil.
Futbolu bıraktıktan sonra sefil olan birçok futbolcu tanıyorum. Bak ne güzel Afyonspor senin elinden tutmuş bir de unvan vermiş. Lüzumsuz işlere girme, şov yapma, işine odaklan. Yağdanlığı ve yöneticilere yağ çekmeyi bırak.
O sözde yağ çektiğin yöneticiler Afyonlular tarafından yakından tanınan “elit” tabakanın adamlarıdır. Ne enin çekeceğin yağa ne de takdirine ihtiyaçları vardır. Onlar kendilerini ispatlamış kişilerdir. Boşver bu ayakları…!
Bak kardeş; bugün rızkın için buradasın. Sana verilen unvan ve görevin kıymetini bil. Kişilerle dalaşıp bulaşmayı bırak, işine bak. Şunu çok iyi biliyorum. Yarın Afyon’dan ayrılsan öbür gün o yağ çektiğin yöneticileri yerden yere vurursun. Zira ben bunun çok örneklerini gördüm.
Beyanatının bir bölümünde “bütün takımları çan altında bıraktığını söylediğimi, x takımla ilgili söylemlerde bulunduğumu dile getiriyorsun ve senin siteni takip ettiğimi” söylüyorsun. Sen kimsin de siteni takip edeceğim…? Sana isnat ettiğim x takımlarla ilgili davranışını o yağ çektiğin yöneticilerden birisinin söylediğini söylersem ne yaparsın…? O yöneticinin bu konuya açıklık getirmesini isterim. O zaman yüzünün rengini nasıl olacağını merak ediyorum. Ha, çok merak ediyorsan eski Afyonspor Amigosu Basri Gölünük ile görüş anlarsın o zaman neyin ne olduğunu. Ben boşa konuşmam.
Bak kardeşim, ben bir abin olarak sana şunu öneriyorum; yukarıda söylediğim gibi sana verilen görevin kıymetini bil, şovmenliği bırak, işine odaklan, al maaşını keyfine bak. İnan işler iyi gittikçe, başarı geldikçe bizler sizleri gerektiği şekilde onurlandırırız. Daha önümüzde çok uzun yol var. Bu köprünün altından daha çok sular akar. Aslolan Afyonspor’un başarısıdır…
Özellikle ben seni eleştirdiğim gibi Pozitif hizmet ürettiğin sürece de onurlandırmayı da bilirim. Bırak sen kendini methetmeyi. Seni tanımam bilmem, durduk yerde neden seni hedef tahtasına oturtayım…?
Sevgili Sportif Direktörümüz;
Oturduğum yerden, maçlara gelmeden yazılar yazdığımı söylüyorsun. İnan tam bir tiyatro, konuşmaların. Kardeşim ben ne bileyim maça geldiğimizde sana bilgi verileceğini. Bilseydim gelir sana “Sn. Direktörüm ben maça geldim” der, seni bilgilendirirdin. Ben, görevlerinin arasında benim maça geldiğimde sana bilgi vereceğimi bilmiyordum, özür d ilerim senden. Siz de biliyorsunuz burası “muz” Cumhuriyeti… Çok şeyi bilmiyoruz ve öğrenme ihtiyacımız var. Bazı hareketlerimizi cahillimize ver. Rabbim seni Afyonspor’un başından eksik etmesin. Sen olmaz isen ne yapar Afyonspor..? Biliyorum bugün Türkiye’de Sportif Direktör bulmak çok zor…! Bu nedenle de Afyon olarak siz değerli kardeşimizin kıymetini bilmek zorundayız. Sinirlenip bırakıp gideyim falan deme sen gidersen biz e yaparız sonra…?
Ancak şu 3 dipnotu unutma kardeşim;
1- Benim Afyonspor’a olan sevdamı sen irdeleyemezsin.
2- Afyon’da bir söz vardır unutma; Afyonlunun kantarı belindedir.
3- Daha önemlisi şunu unutma; o senin gitmeye çalıştığın yollardan ben 40 yıl önce geldim.
Kalın sağlıcakla…
YORUMLAR