BARAJLAR GÖLLER ve GÖLETLER
İnsanoğlu doğasında mı vardır,nedir bilinmez kış aylarında soğuktan,yazın ise aşırı sıcaklardan muzdarip ve şikayetçidir..Nasrettin hoca “ şu soğukların ve sıcakların bir türlü ortasını bulamadım “ demiş..
1950 ve 1960 yılları arasını yaşayan ben ve benim kuşağım insanları o yıllardaki Kar yağışlarının neredeyse bir metreye yaklaştığını çok iyi bilirler.Hele birde greyderler şehir içindeki yolları açmışlarsa kendinizi bir koridorda yürüyorsunuz zannederdiniz..Çünkü kürünen ve yol kenarına yığılan karlar neredeyse 2 metre yüksekliğe ulaşırlardı..O nedenlede yolda yürüyenler kendilerini koridorlarda zannederlerdi..Bu karlar yağdığı zaman kolay kolay kalkmaz hatta üzerine de tekrar,defalarca kar yağdığı olurdu.Böylesi bir ortam yaşam koşullarını zorlaştırırdı mutlaka..! Ancak toprak suya doyardı,her yerden bereket fışkırırdı..Daha doğru bir deyimle bereket vadeden bir yaz sizi beklerdi.O bembeyaz kar’ın yarattığı muhteşem görüntü ve mis gibi tertemiz hava..Bunları anlatmak yetmiyor,yaşamak gerek..
Son 10 yıldır doğru dürüst kar ve kış görmüyoruz dersek abartmış olmayız..Kar yağıyor ancak yeterli değil..Barajlar istenilen oranda dolmuyor..Çevremizdeki göl ve göletler bir önceki yıla göre daha az doluyorlar..
İnsanlarımız eski ve bugünkü kışlardan söz açıldığı zaman “ etrafımız da barajlar göl ve göletler var sayıları da oldukça fazla o nedenle de bizim iklimimiz de Akdeniz iklimi gibi oldu “ diyorlar.Doğrumudur,değimlidir bilemiyeceğim.Tamamen bilimsel bir konudur.Bunca baraj,göl ve gölet yapılan Afyonkarahisar’ımızda hangisinin etrafında oturacak,istirahat edecek bir çay bahçesi,bir kafe veya kafeterya vardır..Yoktur sevgili okurlarımız yoktur..! Olması içinde ayrıca bir çaba ve gayrette yoktur..Bu konuda defalarca yazdım ve Eğirdir örneğini verdim.Afyon’umuzun insanları yazın tatil günleri piknik için yer bulamamaları nedeni ile Eğirdir’e gidiyorlar..Özellikle Pazar günleri Eğirdir’de 03 plakalı araç ve motosikletten geçilmiyor..Oysa kulağımızın dibindeki Gebeceler barajı çevresine piknik alanları,çay bahçeleri,Restaurant’lar ve kafeteryalar yapılamaz mı..? Yapılır hemde kral’ı yapılır.Yeter ki istensin..
HACI MURAT..
Dün akşam TV.de haberleri izliyorum..İstanbul’da kendini bilmez birkaç servet düşmanı bir caddede park etmiş tüm araçların lastiklerini bıçakla kesiyorlar,muşta ile deliyorlar.Ve bu olup bitenlerin tamamı mobese kayıtlarına geçiyor..
Sevgili okurlarımız bu olay beni yıllar öncesine götürdü..Bundan tam 35 yıl önce..Murat 124 ler girmişti hayatımıza..l972 yılında Afyon’lu bir iş adamımız Ülkemize yeni giren Murat 124.lerden 5 adet alıp Takside çalıştırmaya başladı.O yıllarda Afyon’da şehir içinde faytonlar çalışıyordu ve taşıdığı yolcular ile genellikle ücret yüzünden tartışmalar ve hoş olmayan olaylar yaşanıyordu.Yeni gelen 124 ler İş Bankasının yanında park ediyor ve Afyon’un her tarafına tek fiat 5.TL.ye yolcu taşıyorlardı.Ulaşım hem daha konforlu,hemde daha ucuzdu.Böyle olunca insanlarımız tercihini 124 lerden yana kullanarak fayton yerine bunlara binmeye başladılar..Böyle olunca faytoncular işsiz kaldı diyebilirim.Onlarda geceleri caddelerde ne kadar araç varsa taksi demeden,özel araç veya kamu malı demeden lastikleri kesmeye başladılar..Fakat faytoncular bu eylemleri ile Murat 124 taşımacılığını engelleyemediler ve tarih olup gittiler.Akşam TV.de haberlerde seyrettiğim konu beni taa 35 yıl öncesine götürdü.İnanın Hacı Murat ile mutlu idik ama fayton’uda arar olduk..O yıllarda Ordu Bulvarı asfalt değil ufak ufak parke taşı idi.Faytonları çeken atların gecenin karanlığında ve sessizliğinde çıkardıkları ritmik nal seslerini unutmak mümkün mü?Eski Afyon inan çoğu zaman seni her şeyinle özlüyorum..!Sen çok özel ve güzel bir şehirsin..Ama yavaş yavaş tarihi değerlerin yok oluyor.Ben bunları üzülerek gözlemliyorum.
YORUMLAR