phishing
Orhan DURAK

Orhan DURAK

DURAKTAKİ ADAM

BAŞKA BİR TETİKÇİ BUL

Değerli okurlarımız;

Hemen, hemen her gün Devlet Hastanesi ile ilgili bir haber ulaşıyor elimize…! Çoğu incir çekirdeğini doldurmayacak nitelikte, lüzumsuz ve haber değeri olmayan konular. Ancak bugün yazacağım iki konu var ki üzerinde düşünmeye değer…

Çarşamba günü, daha önce eski hastanede birlikte çalıştığımız, ancak merhabadan başka bir samimiyetim olmayan bir teknisyen arkadaş iş yerime geldi. Buyur ettik, oturttuk arkadaşımızı… Önce vıcık vıcık yağ kokan övgüler yağdırdı kardeşimiz bana, daha sonra da “Abi sana bomba gibi haberlerim var” dedi. Aslında basında çok arkadaşları varmış, konu ’sağlık’ olunca ben daha iyi anlarım diye bana gelmiş. ‘Hayırdır, ne gibi bomba bir haber?’ diye sordum. Sırıtarak elindeki telefondan 3 tane resim gösterdi bana… İkisi sözde hastane lavabolarının pisliğini ve rezilliğini, diğeri ise tıbbi atıkların nasıl orta yerlerde bulunduğunu gösteriyordu. Allah biliyor ya daha öncede hasta şikayetleri nedeniyle hastanelerin lavabolarını haber yaptığım için resimlere ilk etapta inandım. Çok iğrençti… Ancak tıbbi atık resimlerinde dikkatimi bir şey çekti. Bazı malzemelerin ambalajları açık değildi. Daha açık bir deyimle; kurgulanmış ve idareyi zora sokmak için hazırlanmış bir girişimdi bu…! Öyle olduğuna da kesinlikle eminim. Zira bu zat-ı muhtereme resimlerden birer tane yaptırıp bana getirmesini söylediğimde “Abi sen önce haberi yap, ben bir ara resimleri sana bırakırım” dedi. “Olur mu öyle şey, resimleri vereceksin ki, haber yapılsın” dedim. “Tamam, ben yaptırıp getireyim” dedi. Gidiş o gidiş hala bekliyorum. Bu şahsın bazı sözleri idarece dikkate alınır mı bilmiyorum. Arkadaşımız mevcut hastane yönetiminin ‘Miadının dolduğunu’ onların çok yakını olan doktorun kısa süre sonra Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri olarak Afyon Hastanesi’ne atanacağını beyan etti. İsim vermedi ancak benim tanıdığım birisi olduğunu söyledi.

 

GİTTİ GELMEDİ

Buradan hastane yönetimine sesleniyorum: “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz, birileri sizin altınızı oyuyor, bilesiniz. Çünkü bu kardeşimiz yapılacak her negatif haber bunların gidişini hızlandıracak’ gibi bir ifade de kullandı. Resimlerdeki tereddüdümü gördüğüm için;

Ben kendisine ‘M…. Kardeşim beni bu işlere alet etme, bir başka tetikçi bul’ dedim. Ve gitti, gelmedi…

 

GEÇİCİ GÖREVLE ÇALIŞANLAR

Söz hastaneden açılmışken devam ediyorum;

Takdir edersiniz ki 2000’e yakın çalışanı olan bir kurumda elbette haberde bol olacaktır. Tabi haber gerçekten ilgilenmeye, yayınlamaya değer olmalı…

Okuyanlarınız hatırlar; bundan birkaç ay evvel ‘Sağlıkta büyük talan’ başlığı adı altında bir yazı yazmıştım. Bu yazımda geçici görevle Afyon Devlet Hastanesi’ne atanan bazı şahısların hiçbir iş yapmadıkları halde maaş ve döner sermaye primi aldıklarının altını çizmiştim. Hatta bu şahısların devlete maliyetlerine kadar çıkarmıştım. ‘geçici görev’ ile çalışan bu şahısların özellikle döner sermaye primlerinde ‘çalışan’ personelin haklarına, haksız yere el uzattıklarını belirtmiştim.

 

BEN İSTEMEDİKTEN SONRA KİMSE BENİ BURADAN ALAMAZ

Aslında bu konu hem idareyi, hem de gerçek anlamda çalışanları da rahatsız etmektedir. Adı geçenlerin hemen hemen büyük bölümünün emeklisi geçmiş olup sırf döner sermaye primi almak için çalışıyor gözüktükleri bir gerçektir.

 

Bundan birkaç ay önce Hastane Baştabipliği yazdığı bir yazı ile bu adı geçenlerin birisinin alınıp eski görevine iadesini (yeni geçici görevinin sonlandırılmasını) talep eder. Ancak ne hikmettir bilinmez bu şahsın geçici görevinin sonlandırılacağı beklenirken bu defa yine geçici görevle 1 aylığına TRSM’ye gönderilir. Yani Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’ne… Burada bir aylık görev süresini tamamlayan muhterem tekrar bu defa yine geçici görevle Devlet Hastanesi’ne gelir. O’na göre istedikleri olmuş, idare paspas gibi çiğnenmiştir ya… Çenesi de açılır kardeşimizin… ‘Ben istemedikten sonra kimse beni buradan alamaz, benim arkamda İl Genel Meclis Başkanı Salih Sel var’ diye hava atmaya başlar. Sözde yıllarca beraber top oynamışlar…! Mümkün değil… Sn. Sel bizim kuşağımızın futbolcusudur… Belki Sn. Sel’in son dönemlerinde filan birkaç kez karşılıklı oynadılarsa kim bilir?. Onun ötesinde Sn. Sel’in prensip sahibi bir insan olduğunu, şahsın söylediği gibi ‘kimsenin adamı olmadığını’ da yakından biliyorum. Üstelik Sn. Sel’in bu gibi konularla ve bu gibi şahıslarla uğraşacak ne vakti, ne de zamanı vardır, bu ve bu gibi şahısların konuşurken daha dikkatli olmalarını öneriyorum.

Bu arada bir konuyu da belirtmem de fayda var.

Doğumevi yeni yerine taşındı neredeyse iki ay gibi bir zaman oldu. Ek binadaki (Eski Göğüs Hastanesi, Yeni Toplum Ruh Sağlığı Merkezi=TRSM) tabela hala Doğumevi ek binası olarak duruyor. İlgililerin dikkatine sunuyorum.

 

TEŞEKKÜRLER

AYHAN KALKAN

Bir önceki yazımda ‘Afyon Futbol Tarihi’ isimli bir kitap yazdığımı, çok yoğun bir çalışma içinde olduğumu belirtmiş önemli yerlerden destek aldığımı ifade etmiştim. Dün bir destek de Dinar Belediyesi’nden geldi. Belediye bana kültür yayınları kapsamında bastırdıkları ‘Dinar’da Sporun 85 Yılı’ eseri gönderdi. Ayhan Kalkan tarafından kaleme alınan bu eser çok büyük bir emeğin ve çalışmanın ürünü belli. Kitabın yazarı Sn. Ayhan Kalkan ile bir telefon görüşmesi yaptım ve yeni yazdığım eserimi kitabından alıntılar yapıp yapamayacağımı sordum. Sağolsun Ayhan abi; ‘Dilediğin gibi alıntı yapabilirsin, katkım olacak başka bir isteğin olursa bildir ona da yardımcı olayım’ dedi. Sağolsun, Varolsun. Bu vesile ile de Dinar Belediyesi ve Ayhan Kalkan abime teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımı iletiyorum. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum