BİR AİLE DRAMI ve SANDIKLI DEVLET HASTANESİ
Değerli okurlarımız; bu yazdığım konu tamamıyla gerçek olup, konuşma esnasında yanımda bir başka arkadaşımız Kemal Özkara da vardı. Suya sabuna dokunmadan bana anlatılanı ben de köşeme taşıyarak sizlere aktarıyorum.
Cumartesi günü işyerimde Kemal Özkara ile sohbet ederken kızımın yanında ev işlerine zaman zaman yardım eden Bergen K. geldi. Ağlamaktan gözleri şişmişti. Bergen’i tanırım çok saf ve temiz kalpli bir Anadolu kızıdır. Kendisi Serbanlıdır. Talihsiz bir evlilik yapan Bergen 5-6 yıl önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle eşinden ayrılmış, velayeti mahkemece kendisine verilen çocuğu ve annesi ile birlikte adeta bir yaşam mücadelesi vermektedir. Kızım ise ona elinden geldiğince maddi ve manevi katkı sağlamaktadır. Ancak ayrıldığı eşi S. Ç. tarafından sürekli tehdit ve fiiliyata varan tacizlere maruz kalmaktadır. Bu nedenle de yasal koruma altındadır. Fakat her dakika bir koruma yanında olamayacağı ve de olmadığı için son zamanlarda ayrıldığı eşinin tehditleri iyice artmıştır. Bergen’in tek sığınacağı yer vardır o da devletimizin müşfik kucağı.. Evlenirken mutlu bir yuva hayal eden Bergen eşinden ayrıldıktan sonra ise “oh kurtuldum” demiş ama olaylar düşündüğü gibi olmamıştır. Bergen eski eşi tarafından sürekli “ölüm” ile tehdit edilmektedir. Koruma isteminin ise ona faydası yoktur. Çünkü tacize uğradığında güvenlik güçlerine, “Ben tehlikedeyim” diye haber verecek, güvenlik görevleri de gelip Bergen’i kurtaracaklar! Göze her şeyi alan eski eş güvenlik görevlileri gelinceye kadar zaten yapacağını yapar.. Haksız mıyım?
İLÇE GARAJINDA HADİSE
18 Mayıs 2017 Perşembe günü Bergen, Fuar Alanı yanındaki ilçe ve köy garajından saat 19.00’da Serban Belediye otobüsüne biner, köyüne gidecektir. Saat 19.10’da birden eski eşi otobüse girer ve Bergen’i kolundan tutarak sürümeye başlar. Çığlıkları üzerine otobüs şoförleri yerlerde sürünen Bergen’i eski eşin elinden zorla alırlar. Köye gider gitmez Bergen jandarmaya giderek şikayetçi olur. Anca karakoldaki yetkililer olay Afyon’da Sahipata Mahallesi sınırları içinde olduğu için Sahipata Karakoluna giderek şikayetini iletmesini söylerler. Bergen de söyleneni yapar ve Afyon’a dönerek adı geçen karakola gidip olanları ve başına gelenleri anlatarak eski eşinden şikayetçi olur.
Bütün bunlar olurken velayeti Bergen’de olan ve okuyan çocuğu ve öğretmeni ile, eski eş ile ilgili bazı tatsız olaylar yaşanır. Bunun üzerine Tınaztepe Karakol Komutanı, Bergen’i ifadesine baş vurmak üzere 27 Mayıs 2017 Cumartesi günü Karakola getirtir.
KARAKOLDAKİ NEDENSİZ HAŞLAMANIN NEDENİ NE?
Bergen annesi ile o en ufak bir olayda kendisini müşfik bir şekilde kucaklayacağını düşündüğü ‘Devlet Baba’nın Tınaztepe’deki karakoluna gelir. Anca burada yaşadığı olumsuzlukları ve Devlet Baba’yı temsilen oradaki yetkili, annesine ve kendisine yaptığı hakaretleri sanırım kalan ömründe hiçbir zaman unutmayacaktır. Yaşamında tek ve en güvendiği yer olan karakolda nedenini bilmediği şekilde hakarete maruz kalmıştır. Konuşmak istediğinde ise oradaki görevli Bergen’i dövmek için üzerine yürümüş çok ağır ifadelerle haşlamış, konuşmamıştır. Bergen ise onca hakaretten sonra kendine bir çeki düzen verere, “Bizim kimsemiz yok Allahtan başka, ancak senin bir amirin vardır. Ona gidip bana yaptığın eza ve cefayı anlatacağım” der. Görevli ise, “dilediğin yere şikayette serbestsin” der ve Bergen’e karakolu terk etmesini söyler. Bergen’in ağzından zar zor bir cümle çıkar; Allah’ından bul..
BU DAVRANIŞLAR HOŞ DEĞİL
Değerli okurlarımız amacımız ne Jandarmayı ne de Polis’i eleştirmektir. Benim kişisel görüşüme göre vatandaş ile güvenlik birimleri arasına “soğukluk” girmemelidir. Unutmayalım ki son dönemlerde insanlarımız güvenlik güçlerinin yaralanma ve şehitlik gibi konularında göz yaşı dökmektedirler. Karakoldaki görevlinin davranış biçimi hiç hoş değil. Üstelik Bergen Devlet babaya bu kadar güvenirken görevlinin yaptığı sizce doğru mu ? Devlet baba böyle yaparsa gariban Bergen ne yapsın ?
SANDIKLI DEVLET HASTANESİ. .
Allah var son yıllarda hastanelerimiz muhteşem oldu.. Daha çok akıllı hastaneler hizmete girmeye başladı ve sağlığın çehresi değişti. Birçok hastanemizde süper lüks döşenmiş idareci odaları oluştu. İnsan bu odaların zeminlerine basmaya kıyamıyor icabında! Buralarda oturan idareciler de bazen ister istemez havalı oluyorlar. Eğer bir de arkalarında siyaset varsa değmeyin siz o idarecinin keyfine! Aynı Sandıklı Devlet Hastanesi’nde olduğu gibi.. Hastane çalışanlarının iddialarına göre başta Hastane Müdürü olmak üzere diğer idareci ve yöneticiler çalışan personeli ve altında çalışanları horluyorlarmış.. Hatta Hastane Müdürü olan zat iddialara göre çalışan personellere “beni gördüğünüzde ayağa kalkacaksınız, eğer bir iş ile meşgulseniz ben geçinceye kadar hazır olda bekleyeceksiniz” diyormuş..
SANDIKLI’DA OTURMUYORLAR
Şimdi sıkı durun sevgili okurlarımız, çok daha ilginç bir tespitimi daha aktaracağım.. Buna benzer bir konuyu da daha önce İscehisar ilçemiz için yazmıştım ama hiç ilgilenen olmamıştı ve hatta şu anda bile orası için yazdıklarım aynen devam ediyor..
Sandıklı Devlet Hastanesi’nin büyük bir bölümü mesaisine Afyon, Dinar ve hatta Isparta’dan gelip gitmektedirler. Tabii bu hastane içinden dillendirilen bir iddia.. Dışarı gidip gelen bu çalışanlardan her hangi birisi işe gelememişse de çok rahat idare ediliyorlarmış.. Yine dillendirilen çok ciddi iddialara göre de öğleden sonra çalışanların birçoğu buhar olup uçuyorlarmış ve hastanede doğru dürüst insan kalmıyormuş.
BEKLEYİP GÖRELİM BAKALIM
Değerli Kurtuluş okurları; bunlar birer iddia, ancak sizlerde takdir edersiniz ki ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Aslında Sandıklı Devlet Hastanesi ile ilgili daha başka iddialar var. Ancak daha teyit alamadığım bazı hususlar var. Onlar hallolduğunda daha sağlıklı bir yazı dizisi yayınlayacağım ve bunun da hazırlıklarını yapmaktayım.
Değerli Genel Sekreterimiz Afyon Devlet Hastanesinin polikliniklerinin teftişi ve hafta sonları hiç aksatmadığı Ankara ve Karabük seyahatleri kadar şu ilçe hastanelerine de önem verse sizce nasıl olur ? Aslında bence iyi olmaz! Çünkü oralara yapacağı teftişler arı kovanına çomak sokmaya benzeyecektir. Çok kişinin düzeni bozulacaktır. Bekleyip görelim bakalım neler olacak?
YORUMLAR