BİRAZ DA NOSTALJİ..
“Birkaç gün önce işyerime 1967 Afyonspor’un da forma giymiş yıldızlarımızdan ikisi, kaleci Şeref Sertdemir ile Nihat Elmas geldiler. Sağ olsunlar zaman zaman ziyaretime gelirler ve eskileri yad ederiz. Tabii konumuz futboldur. Hemen hemen hepimizin de o yıllara ait bir değil birkaç unutulmaz anısı vardır. Geçenlerde 60’lı yıllarda Çetinkaya’da birlikte futbol oynadığımız kadim dostum ve arkadaşım Ahmet Şen uğradı. Ahmet kardeşim sağ olsun fırsat buldukça ziyaretime gelir ve her zaman olduğu gibi onunla da futboldan aklımızda kalan anıları paylaşırız. İşte bu kez onun bana aktardığı unutulmaz bir anıyı ben de Şeref ve Nihat kardeşlerime anlattım…
KÖR ÜMİT VE ALPASLAN ERATLI..
Yıl 1967. Afyonspor yeni kurulmuş ve muhteşem bir kadroya sahip. Takımda kaleci Metin Türel, Arap Güngör (Güngör Tetik ), Sezai, Zekai Selli (Antrenör Futbolcu) Cengiz, Altın kafa kaptan Burhan Geçer ve daha birçok yıldız var. Bunlara ilaveten Afyonlu futbolcular da var. Bu şöhretlerin içersinde Memiş (Mehmet Hızal ) ile Kör Ümit (Ümit Gökemre) hemen hemen her maçta ilk on birde yer buluyorlar.
Bir Pazar günü İstanbul’da İnönü Stadında Beşiktaş’ın maçı var, ancak o maçın öncesinde Afyonspor İstanbulspor maçı oynanacak. İnönü stadı ağzına kadar dolu.. 30 bini aşkın seyirci var. O yılların İstanbulspor’u ise çok güçlü. O yıl 1’inci milli ligden 2’nci milli lige düşmüş, kadrosunu bozmadığı gibi yeni yıldızlarla takımı takviye etmişler. Kalelerinde Arap Yılmaz, Kel İhsan, Kasapoğlu ve daha da önemlisi o yıl Fenerbahçe’ye transfer olacak olan ve uzunca bir dönem Türk Futbol’una damgasını vuracak olan kaptan Alpaslan Eratlı gibi bir yıldız var. Geldikleri lige geri dönmenin hesaplarını yapıyorlar. Afyonspor’u da pek fazla önemsemiyorlar. Sıradan bir taşra takımı gibi düşünüyorlar…
ALPARSLAN YERLERDE SÜRÜNÜYOR
Maç başladıktan sonra İstanbulsporlu futbolcular ‘kazın ayağının’ hiç de öyle olmadığını ve işlerinin çok zor olduğunu anlarlar.. Karşılarında taş gibi bir Anadolu takımı vardır. Hele bu Anadolu takımının şehla gözlü süratli ve gözünü budaktan esirgemeyen sağ kanat oyuncusu vardır ki, İnönü Stadı’ndaki 30 bin kişinin hayranlığını kazanmıştır. Tüm seyirci bu 7 numaralı futbolcuyu ayakta alkışlamaktadırlar. Çünkü bu Anadolu takımının sağ kanat oyuncusunun karşısında sezon sonu Fenerbahçe’ye gidecek olan takım kaptanı Alparslan Eratlı vardır ve Ümit’in karşısında yerlerde sürünmektedir. Beşiktaş’ı seyretmeye gelen 30 bin taraftar Afyonspor ve Kör Ümit’i seyretmekte ve ayakta alkışlamaktadır. Ve maç 1-1 beraberlikle biter. Beşiktaş taraftarları Afyonspor’u trübünlere çağırırlar ve çılgınca alkışlarlar. Ümit’e ise ismi ile tempo tutup alkışlarlar.. Ki o Alparslan F. Bahçe ve Milli takımın kaptanlığına kadar yükselmiş, defalarca milli olmuş futbolu ise muhteşem bir jübile ile F. Bahçede bırakmış bir yıldızımızdır. Ancak futbol yaşamı boyunca Ümit’in karşısında düştüğü aciz duruma bir daha düştüğünü sanmıyorum. Ümit, Türk futbolunda çok daha iyi yerlere gelebilirdi, ancak düzensiz yaşamı onun çok daha iyi yerlere gelmesine engel oldu. Şimdilerde bu tür futbolcuları bulmak o kadar zor ki.. Ben çok şanslıyım zira Ümit ile yıllarca karşılıklı oynadım, maçım olmadığı zamanda tribüne çıkarak onu zevkle seyrettim. Tüm zamanların Afyonsporlarında birçok şöhret forma giydi, ancak iddia ediyorum bir Ümit daha gelmedi. Onu seyretme fırsatı bulan Afyonlu futbolseverlerinde aynı kanaatte olduklarına eminim.
KLARNET HÜSEYİN. .
Müthiş bir teknik.. Futbol topu onun ayağında adeta yumuşar, pamuk gibi olurdu. Onu hep Beşiktaş’ın Türk futbolundan kuyruklu yıldız gibi gelip geçen şöhreti Yusuf Tunalıoğlu’na benzetirim. Her ikisi de müthiş top hakimiyetine sahiptiler. Klarnet, hayatını zor kazanan, mütevazi bir ailenin çocuğu idi. Elinden tutanı olmadı. Eğer elinden tutanı olsa inanın dört büyüklerden birisinde oynardı. Tekniği, futbol zekası üst düzeyde olan Klarnet aynı zamanda mükemmel bir futbolcu fiziğine sahipti. Hani yiğit namı ile anılır derler ya, Hüseyin de çok güzel klarnet çaldığı için Afyon’da ‘Klarnet Hüseyin’ olarak isim yaptı. Ekonomik durumu iyi olmadığı için çalışmak üzere Almanya’ya giden bu kardeşimiz geç yaşta rahatsızlanıp yurt dışında vefat etti ve orada toprağa verildi. Mekanı cennet olsun.
YORUMLAR