BİZ NEDEN BÖYLE OLDUK?
Değerli Okurlarımız;
Bu yazacağım konuyu geçtiğimiz yıl yine yazmıştım. Gördüklerim ve yaşadıklarım nedeniyle tekrar yazma ihtiyacı hissettim. Her ne kadar “sivrisinek saz, davul zurna az “ deseler de belki duyan olur diye tekrar yazıyorum.
Yıllar önce çok sevdiğim bir doktor arkadaşım ve yine çok sevdiğim tüccardan bir arkadaşımızla İtalya’dayız. Roma’da belediye otobüslerinin hareket merkezi olan terminaldeyiz. Gideceğimiz bölge ile ilgili perona geçip gelecek olan belediye otobüsünü beklemeye başladık. Derken otobüs geldi gayet uygarca birbirimizi çiğnemeden araca bindik. Otobüsümüz devasa büyüklükte körüklü bir araç. Sanıyorum 150 kişinin üzerinde insan taşıyordur. Aracın sağ tarafı iki, sol tarafı ise tek kişilik koltuklarla donatılmış. Ben soldaki tek koltuğu, arkadaşlarım ise hemen yan tarafıma ikili koltuğa oturdular. Benim önümdeki tekli koltukta 20-25 yaşlarında bir genç kız oturuyor.. Otobüsün hareketine çok az bir zaman var. Birden önümde oturan genç ok gibi fırlayarak ön kapıya doğru koştu. Otobüsteki tüm yolcular merakla o tarafa baktılar. Genç kız otobüse yenice binen yaşlı bir bayanın elindeki eşyaları aldı ve elinden tutarak kendi oturduğu yere getirdi ve oraya oturttu. Kendisi ise ayakta kalarak gideceği yere kadar o şekilde gitti. Zaten ihtiyar bayanda davranışı nedeniyle geç kıza yol boyunca teşekkür etti.
TOPLU TAŞIMA ARAÇLARINI TERCİH EDİYORUM
Değerli okurlarımız peki bütün bunları neden yazdım..
Gözlerimdeki rahatsızlık nedeniyle özel araç kullanmıyorum. Toplu taşıma araçlarını tercih ediyorum. İşte sorun burada yatıyor sevgili okuyucularımız. Şurası acı ama gerçek: Taşıttaki yolcuların tamamına yakını öğrenci, ne geç kızlar ne de erkek öğrenciler babası yaşındaki yaşlılara ne yer veriyorlar ne de bir “nasılsınız” diye soruyorlar. Yine ikinci bir husus da bayanların toplu taşıma araçlarındaki oturma şekilleri.Her sıranın başında bir bayan oturuyor ve sanki dışarıya bakıyormuş gibi bir tavır sergiliyor,sırf yanına birisi oturmasın diye.. Onlar yanları boş bir şekilde giderlerken bir sürü insan ayakta duruyor.Eğer yine koltuğun başında bir genç kız oturuyorsa bilin ki elide akıllı telefonu ile oynuyordur.Siz siz olun onları da rahatsız etmeyin..Sizi öyle bozarlar ki ne olduğunuzu anlayamazsınız.İyisi mi siz baştan tüm bu olumsuzlukları kabullenerek dolmuşa binin.
BİRÇOK HASLETİMİZİ DE YİTİRMİŞİZ SANKİ
Değerli okurlarımız ne oldu bize böyle..? Birçok Hasletimizi de yitirmişiz sanki..Büyüklerimize ne zaman saygı gösterecek bu gençlik..?Bu böyle gitmez..İp bir yerde kopacaktır mutlaka..Çok mu zordur yaşlı bir abinize,ablanıza yer vermek…?Sanki siz yaşlanmayacak mısınız..?Unutmayın saatin her tiktak edişi ömrümüzden götürüyor.
Söz İtalya seyahatinden açılmışken benzer bi olayı daha paylaşmak isterim sizinle; İtalya’nın önemli şehirlerinden ve Dünyanın ayakkabı merkezi kabul edilen Bologna ( Bolonya ) şehrinden Venedik’e gideceğiz.İtalya,Avusturya seferini yapan ve Viyana’ya giden hızlı Trene bindik.Tam hareket edeceğiz bulunduğumuz kompartımanın kapısı açıldı içeriye elinde çantaları ile yaşlı bir bayan girdi.Doktor arkadaşım hemen kalkarak kadının elindeki çantaları alıp üstümüzdeki rafa yerleştiriverdi.Bende kalkarak cam kenarındaki yerimi ona verdim.Kadın kaç defa teşekkür etti bilmiyorum.Defalarca her ikimize de Grasyo senyör dediğini bugün hala duyar gibiyim.Bütün o teşekkürler yetmiyormuş gibi birde biz Venedik’te inerken arkamızdan gelip teşekkür ederek iyi seyahatler diledi.İşte aramızdaki fark bu.Yorum size ait sevgili okurlar.
BENİMLE DE KONUŞABİLİRDİNİZ!
Son dönemlerde yazdığım yazılarla ilgili olarak yazılarımın muhatabı olan bazı kişilerin gazetemiz patronunu arayarak serzenişte bulunduklarını biliyorum. Hatta beni küçümseyerek “o pansumancı mı, sağlıkçı mı ne?” gibi tabirleri kullandıklarını ve gazetemizin patronundan gerekli cevapları aldıklarını da biliyorum.
Sevgili Kurtuluş okurları; Ben ve benim gibi köşe yazarlarına gazetemiz patronu müdahele etmez. Zaten yazılarımızı gazetenin yazı işleri son satırlarına kadar filtreden geçirir. Bu gazetenin yazarları belgesiz bilgisiz kulaktan duyma haberlerle yazı yazmazlar. Kaldı ki şimdiye kadar hiçbir köşe yazarı yazdığı yazılar nedeniyle basın savcılığına gitmemişlerdir. Ben kendimden örnek vermek istersem eğer 30 yıldır köşe yazarım daha yazdığım yazılar nedeniyle Adliye’ye çağrılmadım. Çünkü haddimi ve nerede durulacağını çok iyi bilirim. Belgesi olmayan ve garanti bilgi taşımayan konuları köşeme taşımam. Son zamanlarda yazdığım konulardan keserek yazmadığım birçok şey var. Eğer bildiğim birçok şeyi tamamen yazsam birilerinin Afyon’u terk edeceğini adım gibi biliyorum.
Her ne kadar birileri beni Sağlıkçı, pansumancı gibi ifadelerle aşağılıyorlarsa da ben kendimi biliyorum. Ayrıca tüm Afyon biliyor. O nedenle arkamdan önümden konuşan ve yazdığım konulara muhatap kişiler benimle doğrudan görüşebilirler. Çekintim ve gocunacağım hiç birşey yok.
AKBİL’DE GÜNCELLEME VE HOR GÖRME..!
Bilindiği üzere Belediye’miz 65 yaş üzeri vatandaşlarımıza çok cüzi bir ücret karşılığı şehir içi ücretsiz taşıma sağlamaktadır. Yaşlılarımız bu uygulamadan son derece memnundurlar. Yaşlılara Belediye tarafından yıl boyu ücretsiz taşıma için gerekli olan AKBİL adlı bir kart verilmektedir. Bu kart her sene 1 yılı doldurunca güncellenmektedir. İşte sıkıntı burada başlamaktadır. Yaşlıların ifadelerine göre gerek kartlarını güncellemeye gittiklerinde, gerekse Belediye otobüslerinde “hor görülüyoruz” demektedirler. Özellikle güncelleme için gittiklerinde bu işlemi yapacak görevlilerin sudan sebeplerle yaşlıları “ bugün git yarın gel “ şeklinde oyaladıkları söyleniyor.
Sn.Belediye Başkanım lütfen şu işe bir el atın. Acaba o görevlilerde bir gün yaşlanmayacaklar mı bir sormak gerek. Bir zamanlar o yaşlılarda gençtiler unutmayalım.
YORUMLAR