İnsan bazı şeyleri anlamakta zorlanıyor sevgili okurlarımız.Bir konu hakkında şikayetiniz var ise konuyu ilgilendiren birime baş vuruyorsunuz,şikayetinizi anlatıyor çözüm bekliyorsunuz. Konuyu ilk anlattığınızda ilgililerin söylemleri şikayetinizin çözüme ulaşacağı yönünde sizi ümitlendiriyor. Ancak birkaç gün sonra ilgililerin davranış biçimlerinin ilk günkü gibi olmadığını anlıyorsunuz. O iki gün içinde neler değişti ise haklı olduğunuz davanızda neredeyse haksız konumuna geliyorsunuz. Peki tüm bunları neden yazdım..?
Değerli okurlarımız ; Uydukent girişinde yeni bir eve geçtik. Eşimin rahatsızlığı ciddi boyutlarda idi,geniş ve ferah olduğu için bu mekanı özellikle seçtik. Aklımız sıra büyük bir rahatsızlık geçirip ölümden dönen eşimi rahat ettirecektik. Tüm aile bireyleri onun sağlığı ve rahatı için adeta seferber olduk. Bu eve geçiş nedenimizde onun rahatı içindi. Ancak bazı şeyler sizin düşlediğiniz gibi olmuyor sevgili okurlarımız..!
Geçtiğimiz yeni ev Uydukentte ve 1.nci kat..Altında ekmek fırını var..Nasıl alınmış ise buraya fırın ruhsatı alınmış. Ruhsat alınırken de bir uyanıklık yapılarak “ pasta börek vs imalatı “ için şerhi koyulmuş.Yani ruhsatı alan “ ben burada pasta börek vs “ imal edeceğim diye ruhsat almış. Ruhsatı verenler ise ( apartman altına nasıl verdilerse ) bu vatandaş burada pasta börek vs.imal edecek diye vermiş. Bina altına açılacak bir fırının apartman sakinlerine ne gibi sıkıntılar yaratacağını düşünmemişler bile..Veyahutta ahbap çavuş ilişkisi içersinde bu ruhsat bir şekilde verilmiş. Fırın sahibi de burada imalata başlamış.Başlamış ama apartman sakinleri de bu durumdan rahatsız olmaya başlamışlar. Apartman yöneticileri defalarca fırın sahibi ile sorunları çözmek için görüşmüşlerse de bir netice alamamışlar.Fırın sahibi elindeki ruhsat nedeniyle kimseyi muhatap almamış.
Sevgili Kurtuluş okurları ; biz bu konuları bilmediğimiz için geniş ve ferah bir mekan eşim burada çok daha mutlu olur düşüncesi ile binaya yerleştik. Yerleştik yerleşmesine de daha ilk günden sorunlu bir eve taşındığımızı da fark ettik. Fırın sahibi almış olduğu ruhsat nedeniyle kimseyi takmamış şimdiye kadar. Sorunlar artınca ben bizzat konuya müdahil oldum ve fırının sorumlusuna şikayetlerimizi söyleyerek mal sahibi ile görüşmek istediğimi ifade ettim.Hatta Muhammet isimli sorumluya “ mal sahibine haber ver oturup görüşelim sorunları birlikte çözelim “ dedim.Yine netice alamadım.Çünkü mal sahibi elindeki ruhsatın verdiği avantaj nedeniyle kimseyi takmıyor. Benim ruhsatım var ve ben dilediğimi yaparım havasında.
Konuyu bireysel çabalarımla çözemeyeceğimi anlayınca konunun muhatabı olan Belediyeye baş vurmayı uygun buldum. Bu nedenle de Sayın Belediye Başkanımız Burhanettin Çoban beyden randevu talep ettim.Sağolsun sayın Başkan onca yoğun programının arasında lütfedip beni kabul ettiler. Kendisine yaşadıklarımı anlatarak “ yasal “ zemin çerçevesinde bana yardımcı olmalarını istedim. Konuyu dinleyen Sayın Çoban bana hak verdiğini söyleyerek konunun çözümü için Zabıta amiri Murat beyi makama davet edip konuyu ona aktardı ve “ Orhan beyin problemini çözelim “ dedi.
Şimdi buradaki konuşmayı ve Murat beyin ifadesini aynen aktarıyorum “ Başkanım şimdi ekip gönderip gerekli incelemeyi yaptıracağım,sıkıntılı bir durum var ise ruhsatı iptal ederiz “ dedi. Bende kendilerine teşekkür ederek ayrıldım.Peki neydi benim şikayetlerim..? Bir defa saat mefhumu yok altta hamur yoğurma makineleri günün her saati gürültü ile çalışıyor. Başınızı yastığa koyduğunuzda bu makinelerin çıkardığı gürültü adeta beyninizi tırmalar ve uyumanız falan mümkün değildir..Peki yoğrulan bu hamurların pişirilmesi safhasında yine makinelerin çıkardığı sese ne demeli..? Yetmiyormuş gibi bu pişirme makinelerinin yukarıya verdiği ısının bizlerin oturduğu daireleri SAUNA gibi ısıttığına ne demeli..? Kalorifer peteklerini Şubat ayında kapattık,çünkü aşağıdan yukarı vuran ısı dairemizi resmen saunaya çevirdi. Şubat’ta Mart’ta böyle olursa Temmuz’da Ağustos’ta bu binada nasıl oturacağız..? Bütün bunlar yetmiyor gibi sabahın saat 06.oo’sında buradan ekmek,börek poğaça vs almaya gelen araçların balkonumuzun altında çalışır vaziyette ve sonuna kadar açık teypten müzik nakli yapmalarına ne dersiniz..?
Sn.Başkanı ziyaretten birkaç gün sonra Belediye Zabıta amiri Murat beyi arayarak şikayetlerimin devam ettiğini,ne gibi tedbirler alındığını sordum.Sn.Başkanın yanında yağıp gürleyen,gerekirse ruhsatı iptal ederiz diyen Zabıta amirinin bana verdiği cevabı aynen aktarıyorum ; “ Orhan bey ekibi gönderdim,resimler çektiler,evrakları da eksiksiz ve tamam “ dedi.Başkanın makamında konuştuğumuz amir gitmiş sanki başkası gelmişti.
Zabıta amirimizin verdiği cevabın benim şikayetimle bir alakası yok.Ben fırın sahibinin evrakları tam mı,yarım mı çeyrek mi falan diye sormadım.Benim şikayetlerim yukarıda yazdığım gibi ve açık. Üstelik amirimiz onlar “ ekmek “ üretmiyorlar “ diyor. Doğrudur kapının önüne gelen araçlara yüklenen ekmekler herhalde uzaydan geliyordur. Varsayalım ki ekmek üretilmiyor,diğer üretilenlerin bize verdiği sıkıntı size göre normal mi ? Sayın zabıta amirim..? Size telefonda yaptığım teklifi yineliyorum ; lütfen eşinizle birlikte gelin misafirim olun,bakın bakayım 1 gün dayanabilecek misiniz..? Bırakın fırıncıyı savunmayı,giderin bizim şikayetlerimizi. Sizden birilerini savunmanızı değil şikayetimizi gidermenizi bekliyoruz.Ben evimde TV de haberleri dinleyemiyorum gürültüden,sen evraktan bahsediyorsun pes doğrusu.Ayrıca ne yapacağınızı da merakla bekliyorum.Çünkü o dairede ben,hasta eşim ve çocuklarımla birlikte yaşıyoruz,üstelik adam gibi yaşamak istiyoruz.
YORUMLAR