FUTBOLDA HAFTAYA BAKIŞ
Spor Toto 2. Lig Kırmızı Grupta ilimizi Afjet Afyonspor başarı ile temsil ederken, Spor Toto Bölgesel Amatör Lig’de (BAL) de Şuhut Belediye Hisarspor ile Sandıklı Belediyespor profesyonel 3. Lige çıkmak adına mücadele vermektedirler.
2. Ligdeki temsilcimiz Afjet Afyonspor, iki hafta önce Sivas’ta hiç beklemediği bir yenilgi alarak taraftarlarını üzmüştü. Ben bu maçı köşemde “yol kazası” olarak nitelendirmiş, “Daha önümüzde birçok maçımız var Afjet Afyonspor yaralarını saracak tecrübe ve güce sahiptir” demiştim.
Nitekim temsilcimiz Sivas maçından sonra oynadığı Ziraat Türkiye Kupası maçında Türkiye liglerinin en eski takımlarından birisi olan ve Türkiye Liginde şampiyonluğa oynayan Ankaragücü’nü 2-0’la geçmiş ve sarı-lacivertli rakibini kupadan eleyerek saf dışı bırakmıştı. Ekibimiz kupa maçının ardından ise deplasmanda son dakikada attığı gol ile Bodrum Belediyespor’u 1-0 yenmişti. Önceki gün yani 1 Ekim Pazar günü ise lig lideri ve 5 maçta 5 galibiyet alan Menemenspor ile sahamızda oynadığımız maçı temsilcimiz 2-1 kazanarak rakibinin 5 maçlık yenilmezliğine de son verdi, ligde de 4 sıraya yükseldi. Temsilcimiz önümüzdeki hafta sonu Ankara’da Etimesgutspor ile oynayacak. Ben Afjet Afyonspor’un Ankara’dan da puanlarla döneceğine inanıyorum.
BAL’DA SANDIKLI KAZANDI, ŞUHUT BERABERE
Spor Toto Bölgesel Amatör Lig’deki temsilcilerimizden Sandıklı Belediye Spor deplasmanda Dikili temsilcisi Çandarlı ile oynadı ve müsabakayı 1-0 kazandı. Dikili takımı grubun en zayıf ekiplerinden ve küme düşmeye aday bir takım. İki maçta kalelerinde 8 gol görürken ancak 1 gol atabildiler. Galibiyeti kesinlikle küçümsemiyorum. Ancak şampiyonluğa oynayan Sandıklı Belediye Spor için “bu maç bir ölçü değildir” diyorum.
Afyon’u Spor Toto Bölgesel Amatör Ligde (BAL) temsil eden ikinci takımımız ise Şuhut Belediye Hisar Spor. Sahasında grubun güçlü takımlarından ve ligde 2 sırada bulunan Denizli Kale Spor ile oynayan ekibimiz gol kaydına başarılı olamadı ve maç golsüz sona erdi. Vasat bir takım görüntüsü veren Şuhut Belediye Hisarspor’un ileriki haftalarda sıkıntı yaşayacağını sanıyorum. Umarım ben yanılırım. Ancak “Güneş balçıkla sıvanmıyor ki.!”
FUTBOLUN PROFESÖRLERİ!
Futbol günümüzde temaşa zevki oluşturan bir spor dalı olmaktan çıkmış, bir sanayi dalı haline gelmiştir. Futbolu sadece bulunduğumuz ilde oynanan sıradan bir oyun gibi göremeyiz. Küresel olarak düşündüğümüzde dünyada futbola harcanan ve bu dalda hareket halinde olan para (duyduğunda ve öğrendiğinde) insanların dudaklarını uçuklatacak cinstendir. Zaten futbolda harcanan paralar Dolar veya Euro cinsinden olmakta, milyon dolarlar/Eurolar şeklinde telaffuz edilmektedir. Ülkemize yansıması da aynı şekildedir. Eskiden Türk futbolcular sözleşmelerini Türk Lirası üzerinden yaparken, onlar da yabancıları örnek aldılar ve döviz üzerinden sözleşme yapmaya başladılar. Peki bunca laf kalabalığını neden yaptım acaba? Nedenini açıklayayım:
AYNI MAÇA HER KANALDA FARKLI YORUM
Sevgili okurlarımız. Birçok ulusal kanalımızın maçların analizinin yapıldığı spor programları vardır. Buralarda genellikle eski futbolcular ve yine eski hakemler o hafta oynanan maçların analizlerini yaparlar. Önemli bir maçın yorumlarını üç ayrı kanalda izleyin sinir sisteminiz bozulur alimallah! Çünkü üç ayrı kanalda aynı maçla ilgili üç ayrı yorum dinlersiniz. Yorumu yapanlar bir profesör edasıyla maçların analizlerini yaparlar. Öyle ki dinleyicinin ve seyircinin dikkatini çekmek için bazı yorumcular şehir kabadayısı görüntüsüyle birbirlerine “Baba, birader” gibi hitaplarda bulunurlar. Yaş itibariyle ve Afyonspor’da yöneticilik yaptığım yıllardan bazı yorumcuları yakın tanıyorum. Aslında bunların çoğu ile otursanız konuşmalarından ne derece kaba ve cahil olduklarını görürsünüz. Üstelik, ‘sporculuk yıllarında hayranlık duyduğum kişi bu mu’ diye hayal kırıklığı yaşarsınız. Örnek vermek gerekirse bir yurt dışı seyahat için Op. Dr. Sait Atalay ile bindiğimiz uçakta yanımıza yorumcu ve eski futbolcu/hakemlerden Erman Toroğlu oturdu. Birlikte seyahat ettik. Bana Söke-Afyonspor maçından bahsetti ve “Hakem maçı ince ince doğradı, Afyonspor’un 3-0 yenilmesini sağladı. Söke küme düşmekten son anda kurtulmuş oldu” dedi.
HAKEMDEN AFYONSPOR KAPTANINA SORU: MAÇA NEDEN ASILIYORSUNUZ?
Anlattığı olay benim Afyonspor’da yöneticiliği bırakmamdan sonra olan bir olay. Olay 1989-1990 sezonu son maçında oluyor. Afyonspor o oynayacakları son maça namağlup ve açık ara lider giriyor. Yani Türkiye 2. Ligine çıkmayı garantilemiş durumda. Maçın hakemini sahaya dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy ve Kuşadası Belediye Başkanı birlikte getiriyorlar. Maç başlıyor ancak hakem daha ilk dakikadan itibaren Sökespor’u koruyup kollamaya başlıyor. Sökespor’un kümede kalması için bu maçı mutlaka alması gerek. Afyonspor takım kaptanı çapraz Reşo’dur, yani Reşit Tuna. Kaptan Reşit Mersin İdmanyurdu’nda maçın hakemi ile birlikte futbol oynamışlardır. Hakem kaptan Reşit’e sürekli “Neden maça bu kadar çok asılıyorsunuz? Zaten şampiyonluğu garantilemişsiniz” diye serzenişte bulunmaktadır. Neticede Söke maçı hakemin himayesinde 3-0 alır ve kümede kalır.
Afyonspor ise ligin son maçında kolaylıkla yenebileceği Söke’ye mağlup olarak namağlup unvanını yitirir.
O ZAMAN MAÇI DOĞRADI, ŞİMDİ EKRANDAN HAKEMLERİ DOĞRUYOR
Bu olayın mutlu insanları Sökespor takımı, tribünde maçı heyecanla takip eden, maçın hakemini kendi araçları ile getiren TFF Başkanı Halu Ulusoy ile Kuşadası Belediye Başkanı ve maçın hakemidir. Üstelik bu hakem kendi yediği haltı bana uçak yolculuğu sırasında başka bir hakem yapmış gibi anlatmıştı. Bu hakem kimdi biliyor musunuz değerli okurlarımız? Erman Toroğlu! Bu zat-ı muhterem şimdilerde maç yorumları yapıyor ve bazı hakemlere saymadık, söylemedik söz bırakmıyor. Bu ve bunun gibi bazı eski futbolcular kanallarda dürüstlük sağlıyorlar ve her şeyi bilen pozisyonunda yorumlar yapıyorlar. Ağlar mısın, güler misin? Bu konuyu merak edenler o zamanki Kaptan Reşit’ten ayrıntılı olarak dinleyebilirler.
YORUMLAR