phishing
Orhan DURAK

Orhan DURAK

DURAKTAKİ ADAM

FUTBOLDAN ANILAR

 

 

                FUTBOLDAN ANILAR

 

 

Değerli okurlarımız neredeyse yarım Asır’dır futbolun içindeyim. Bu süreçte uzun yıllar aktif olarak Amatör futbol oynadım,  daha sonra yine 10 yıl civarında Afyon Spor’larda yöneticilik, Sağlık Spor’da Başkanlık ve de uzun yıllardı dar spor yazarlığı yaptım.Tabir caiz ise yarım asırdır futbolu acısıyla tatlısıyla yaşadım. Tabi bu süreçte unutulmaz anılarım oldu. Bildiğiniz gibi bu anılarımı da siz sevgili okurlarımızla zaman zaman paylaştım Bugün yine bazı yaşanmış anılarımla karşınızdayım. Hoşunuza gider umarım.

                                         ATTAN DÜŞTÜM !

Yıl 1957 ve Çobanlar’dayım. Rahmetli annem ebe babam ise Belediye Saymanı .İlkokul birinci sınıfa gidiyorum. Akşama doğru köyün iki otobüsü de Afyon’dan dönmüş olurlar. Köyün tüm erkek çocukları köy meydanında otobüslerin dönüşünü beklerler. Otobüslerin dönüşü biz çocuklar için sanki ayrı bir eğlence vesilesiydi. Bir grup çocuk Tota’ların otobüsü çok güzel derken, diğer bir grupta Gılder’lerin otobüsünün daha iyi olduğunu savunurdu. Sanki anlıyormuşuz gibi.! Derken otobüsler üzerleri dağ gibi yığılı yükleriyle neredeyse 8-10 dakikalık ara ile gelirlerdi. Otobüslerin karşısına geçer hayran hayran bakardık onlara. Yine böyle bir gün köy meydanında otobüslerin gelişini bekliyoruz. Derken otobüsler arka arkaya geldiler ve yine tepeleri yük doluydu. Aa, ne görüyorum? Tota’ların otobüsünden amcam inmez mi! Hemen yanına koştum ve elini öptüm kucaklaştık. Kulağıma yavaşça “Sana top ve forma getirdim” dedi. O anda nasıl sevindiğimi anlatamam. Elimden tuttu ve eve geldik. Benim ne denli merakla futbol topunu beklediğimi gören amcam valizi açarak kırmızı-beyaz renkli ve 5 numaralı bir forma ile oynamaya hazır, şişirilmiş bir futbol topu verdi. O anda nasıl mutlu olduğumu anlatamam.

Amcam merhum Fuat Durak, Hava Kuvvetleri’nde pilot idi ve NATO’da görevliydi. Amcam o yıllarda mevcut olan Ordu Milli Takımının formasını en az 40 defa giymiş bir futbolcu idi. Aynı zamanda  Türkiye’nin önemli futbol hakemlerinden birisiydi. Meğer Hollanda Milli Takımı ile Eskişehir’de oynanan ve 3-0 Ordu Milli Takımımızın galibiyeti ile biten maçtan sonra bizleri görmeye gelmiş, gelirken de o gün giydiği formayı ve maçın oynandığı topu bize getirmiş.

KORKUMDAN  ATA BİNDİM DİYEMEDİM

Bugünkü gibi hatırlıyorum: Topu bağrıma basıp aşağıya kapının önüne indim. Köyün tüm erkek çocukları kapının önünde beni bekliyorlardı, top oynayacağız diye. Hep birlikte harman yerine gittik ve iki gruba ayrılarak çift kale maç yapmaya başladık. Biz böyle neşe ve sevinç içinde oynarken bizim mahalleden komşumuz olan ve daha sonra bir cinayete kurban giden İlyas abi atla geldi ve “beni de oynatın” dedi. Ben de “Top benim oynatırız ama sen de beni ata bindir” dedim.

Rahmetli İlyas abi gülerek atın boynundaki ipten tutarak bana “atla” dedi, ben de onun lafı üzerine ata binmiş oldum. Ancak at ben daha biner binmez ok gibi fırlayıp koşmaya başladı, bense hayatımda ilk defa ata biniyordum ve daha ne olduğunu anlamadan havada taklalar atarak yere çarpıldım. Düştüğüm yerde kıvranıyordum, beni kucakladıkları gibi eve götürdüler. Babam ve annemde eve  yenice eve gelivermişlerdi. Ancak benim durumum onların da canlarını sıkmıştı. Çünkü sağ ön kolum iki yerden kırılmıştı. Rahmetli babam sordu “ne oldu” diye. Korkumdan  ata bindim diyemedim ve “maç yapıyorduk topun üstüne bastım ve düştüm” diyebildim. Rahmetli babam topu aldı ve ekmek bıçağı ile dilim, dilim doğradı ve evin camından kapının önünde merakla bekleyen çocuklara “alın oynayın” diyerek attı. Böylece topla oynama merakımız yarım kaldı. Ancak olay bununla kalmadı, bir de merhum babamdan “yalan söyledin” diye dayak yedim. İşin özeti ne biliyor musunuz değerli okurlar? Futbol sevgisi bir türlü bitmiyor .

BEN DEVLETİM !

Terfi liginde oynuyoruz. İlk hafta sahamızda Sinop Spor’u beşledik, yani 5-1 yendik.. Santraforumuz Fikri bu maçta 3 gol birden atmıştı. Ertesi hafta deplasmanda Niğde  Spor ile oynayacağız, Niğde Spor da deplasmanda rakibini yenmişti. Daha ikinci haftanın maçını oynayacaktık ki Niğde’de çok farklı bir atmosferle karşılaştık; tüm şehirde duvarlara asılan afişlerde “Yılın Maçı” ,  “Şampiyonluk maçı” gibi yazılar vardı. Üstelik Niğdeli taraftarlar bizim oynadığımız Sinop maçını iyi analiz etmiş olacaklar ki bizlere “Fikri kim” diye soruyorlardı. Maç günü ise müsabakanın zor geçeceğini anlamıştık. Stat ful dolu idi. Tüm protokol şeref tribünündeydi. Çok sert geçen maçı 2-1 kazandık. O Fikri’yi merak eden taraftarlar maçta onu çok iyi tanımışlardı. Zira galibiyet golümüzü de Fikri atmıştı.

Değerli okurlarımız maç bitti ve takımlar sahadan çıkıyorlardı ki Niğde Spor’un 9 numaralı futbolcusu koşarak geldi ve bizim bir futbolcumuza kafayı yapıştırdı. Bununla birlikte olaylar başladı. Seyirciler tel örgüleri yatırarak sahaya girdiler ve bizlere saldırdılar. Kimin kime vurduğu belli olmuyordu. Olaylar üstelik Protokol tribününde oturan Vali Ünal Özgödek, Emniyet Müdürü ve Belediye Başkanının gözleri önünde oluyordu. Daha sonra öğrendik ki olayları başlatan Niğde Spor’un 9 numaralı futbolcusu Niğde’de öğretmenlik yapan Serban kasabamızdan bir futbolcu imiş.

TÜM FUTBOLCULARIN GÖZLERİ YAŞARDI

Asker ve Polisin gayretleri sonucu olaylar bastırıldı. Fakat bizler bu arada ciddi anlamda fiili travmaya maruz kaldık. Olayları kontrol altına alan güvenlik güçleri bizi santra yuvarlağına topladı ve başımızda bir trafik başkomiseri bıraktı. Diğer güvenlik güçleri hala kısım kısım devam eden olayları bastırmak için uğraşıyorlardı. Bizler olayların yatışmasını beklerken futbolcumuz Yener bana “Orhan abi buradan nasıl çıkacağız” diye sordu. Bir yandan da ağlıyordu. İşte o anda başımızdaki başkomiser bir cümle kurdu, neredeyse 40 yıl önce komiserin söylediği o sözü hiç unutmadım. Başkomiser aynen şöyle söylemişti: Arkadaşlar korkmayın, ben devletim benim cesedimi çiğnemeden size bir şey yapamazlar. Onun bu söylemi sonrası tüm futbolcuların gözlerinin yaşardığını bugün gibi hatırlıyorum. Yaşadığımız o olay nedeniyle polisimize hep minnettar olmuşumdur. Hemen şunu ifade edeyim ki böyle bir günü asla yaşamak istemem. Güvenlik güçleri biraz gecikse belki de linç edilecektik. Peki suçumuz neydi? Niğde’yi Niğde’de yenmek. Allah bir daha böyle günler göstermesin.                                                                                 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum