Neredeyse yarım asrı geçen süreç içerisinde futbolcu, yönetici ve spor yazarı olarak acı ve tatlı anıları ile birlikte dolu dolu futbolun içinde oldum. Futbolun çeşitli kademelerinde ülkemiz genelinde birçok dostluklar edindim ve bu dostluklarım süregeldi. Tabii bu zaman dilimi içinde unutamadığım birçok anım var. Bu anılarım hem yerel hem de ülkemiz genelindedir.. Çok kimse bu anıları hatırlayacaktır. İşte bu anılardan kısa kısa bir
demet..
ONLARIN FORMALARI HİÇ BATMAZDI..!
Türk Futbolunda unutulmayan birçok yıldızımız vardır. Ancak bu futbolculardan bazılarının unutulmaz özellikleri vardır. Öyle ki bu yıldızlar oynadıkları futbol ile taraftarlarını mest ederlerken geride çok ilginç anılar bırakmışlardır. Bunlardan Fenerbahçe’nin unutulmaz yıldızlarından Can Bartu ve Altay'ın en şaşaalı dönemlerinde forma giyen, daha sonra da Fenerbahçe'ye transfer olan Erdi'nin birbirlerine benzeyen ortak özellikleri vardır. Nedir bu?
Bildiğiniz gibi bundan 20-25 yıl evvel futbol sahalarımız bir kaçı hariç topraktı. Ülkemizdeki çim futbol sahası parmakla sayılacak kadar azdı. Durum böyle olunca yağışlı havalarda bu tür sahalarda oynanan maçlarda futbolcular adeta çamurdan adama dönüşürlerdi. Çoğu kez formalarının renkleri çamurdan görünmez hale gelirdi. Ancak Can Bartu ve Erdi bu tür sahalarda oynadıkları maçlardan sonra bile sahadan forma ve şortları batmadan konu mankeni gibi pırıl pırıl ayrılırlardı. Sanıyorum 1969 yılı Cumhurbaşkanlığı Kupası maçıydı. Ankara 19 Mayıs Stadında oynanan ve Fenerbahçe ile Göztepe'nin karşılaştığı maç çok yağışlı ve ağır saha şartlarında oynanmıştı. Göztepe'nin 3-1 kazanarak kupayı müzesine götürdüğü maç sonrası futbolcular çamur adama dönmüşler, sadece gözleri belli oluyordu. Ancak ‘Sinyor’ Can Bartu'nun ne forması ne de şortunda bir damla çamur yoktu. Çünkü ikili mücadelelere girmeyen, sahada eli belinde dolaşan Can Bartu'nun forması kirlenseydi eğer "eşyanın tabiatına" aykırı olurdu diye düşünüyorum.
AFYONSPOR ve ARİF KOCABIYIK
Türkiye 2. Liginde şampiyonluğa oynuyoruz. Rakiplerimiz Bolu ve Tarsus İdman Yurdu. Başkanımız Kemal Horzum, As Başkan rahmetli Ali İhsan Özer. Defalarca A milli
Takım formasını giymiş ve Galatasaray'ın yıldız futbolcusu Arif, Afyon
TEK'te (Türkiye Elektrik Kurumu) çalışan bir akrabası vasıtası ile Afyonspor'a gelmek istediğini Başkanımız Kemal Horzum'a iletiyor. Ben ise o dönemde Genel Kaptanım. Sn. Horzum Ankara'dan beni arayarak Arif'in transferini bir şekilde gerçekleştirmemi istedi. Rahmetli A.İhsan Özer ile birlikte İstanbul'a gittik. Zonguldakspor'dan transfer ettiğimiz santraforumuz ve Fenerbahçe'nin o dönemki kalecisi Yaşar ile buluştuk.
KARŞILIKLI OTURDUK VE KONUŞMAYA BAŞLADIK
Onlara bize Arif'i kaldığımız otele getirmelerini söyledim. Ertesi gün Erdal ve Yaşar kaldığımız otele Arif'i getirdiler. Merhum Ali İhsan Özer ile otelin lobisinde oturuyorduk. Daha kapıdan girer girmez Arif'in davranışları hoşuma gitmedi. Hal ve hareketleri Afyon'a götürürsek bizi üzecekti ve bu çok açık biçimde hissediliyordu.
Karşılıklı oturduk ve konuşmaya başladık. Bu arada garson misafirlerimize isteklerini sordu.. Çoktan Ali İhsan'ın sigarası Marlboro'dan yakan Arif, birde Cin Tonik istedi. Şu anda yazarken bile sanki o anı yaşıyor gibiyim. Erdal ve Yaşar'ın yüzlerinin şekli hala gözümün önündedir. Bir müddet sonra Arif "Abi şu bizim meseleyi konuşalım" dedi. Ben kendisine, “Hangi meseleyi" diye sordum. “Benim transfer işini" dedi. Ben de kendisine "Arif ben buraya futbolcu transfer etmeye geldim. Afyonspor'un parasını sokağa atmaya değil, senin tarzındaki bir futbolcuya ben Afyonspor forması giydiremem” dedim.
Çünkü ben orada önce Afyon'u daha sonrada bu kulübe her şeyini veren Başkanımız Sn. Horzum'u temsil ediyordum ve sokağa atılacak paramız yoktu. Tabii bu transferi yapmadık. Arif'in yüzünün şekli hala gözümün önüne gelmektedir.
AFYON SAĞLIKSPOR ve BORNOVASPOR
Afyon Sağlık Spor başkanıyım.. Afyon'un kalburüstü futbolcularını toplayarak süper bir kadro oluşturdum. Takımın tamamı Afyon'un yıldız futbolcularından oluşuyordu. Profesyonel zihniyette amatör bir takımdık. Tüm futbolcularımız maaş alıyordu ve büyük bölümüne de Devlet Hastanesi’nde iş vermiştik. Sezon açılışı için Bornova ve Batum'dan iki hazırlık maçı teklifi aldık. Batum masraflı olacağı için biz İzmir Bornovaspor'un teklifini kabul ettik. Maç günü aynı zamanda 3. Ligde oynayan Bornova'nın sezon açılış günleriydi. Çeşitli etkinlikler düzenlenmişti. Açılış töreninin ardından karşılaşma oynandı ve maçın ilk yarısını 4-0 gibi bir skorla yenik kapattık. İkinci yarıda ise ilk 20 dakikada maçı 4-4 e getirdik. Maçın son dakikasında hakemin uydurduğu bir penaltı ile maçı 5-4 kaybettik. Maç sonrası takımımı
Bornovalı taraftarların tribünlere çağırarak dakikalarca alkışlaması, ayrıca Bornovalı taraftarların bana, "Başkanım siz profesyonel liglerde hangi lig ve grupta oynuyorsunuz” diye sormaları gururumu okşamıştı. Neticede bir amatör takımdık ve profesyonel bir takıma sahasını dar getirmiştik. Bir yerde Afyon'u en iyi şekilde temsil etmiştik. Ne yazık ki o güzelim Sağlıkspor yok artık. Benden sonraki yöneticilerin ilgisizliği neticesi tarih oldu kapandı gitti.
Sağlıcakla kalın..
YORUMLAR