Orhan DURAK

Orhan DURAK

DURAKTAKİ ADAM

HANS’MI YOKSA CONİ’Mİ ?

 

70.Lİ Yıllar,Afyon Devlet Hastanesinde çalışıyorum. Birlikte çalıştığımız KBB uzmanı ( Kulak Burun Boğaz ) bir abimiz var. Op.Dr.Hasan Basri Kaya.. Hasan abi son derece yetenekli ve o dönemlerde bir çok tıbbi malzeme zor bulunurken çok bol ameliyat yapan bir doktor. Gerçi onun 70 li yıllarda yaptığı birçok ameliyatları bazı doktorlarımız bugün topluma “ Afyon’da ilk defa yapıldı “ diye deklare ediyorlar ya..!

Hasan abi başarılı hekimliği yanında son derecede sosyal bir kişiliğe sahipti. Şaka yapmayı sever,kendine yapılan en ağır şakaları ise tebessümle karşılardı. Sık sık oturur sohbet ederdik. Rahmetli Hasan abi bir anısını anlatmıştı yıllar varki unutmadım. Hasan abi,hemşire olan eşi ve oğlu yaz tatili için Ege Bölgesinde bir tatil köyüne giderler. Kaldıkları tatil köyünün hemen yan tarafında Fransız’ların “ çıplaklar kampı “ varmış. Merhum Hasan abi bu kampı çok merak ediyormuş,bu nedenlede kampı görmeye gitmiş. Site girişindeki görevli” hangi millettensin” ? diye sorar. Hasan abi çok iyi yabancı dil bilmekte ve fizik olarak Alman’ lara çok benzemektedir.O nedenle de görevliye Fransız’ca olarak “ adım Hans ve Fransız vatandaşıyım “ der. Görevli “ buyurun “ der ve Hasan abiyi kampa alır. Neticede Hasan abi tatilde kaldıkları sürece Fransız’ların çıplaklar kampına defalarca gider ve kendisini Doktor Hans olarak tanıtır. Anlattığı bu anı nedeniyle Hasan abinin adı hastanede Hans olarak kaldı. Hastanede Hasan abiyi arayanlar birbirlerine “ Hans’ı gördünmü ? “ diye sorarlardı. Bu durum o yıllarda bile bana çok ters geliyordu. Adı var iken merhum Hasan abiye Hans demenin bir alemi varmıydı ?

 Değerli okurlarımız biliyorum şimdi yıllar önceki bu anıyı neden gündeme getirdin ? diyeceksiniz..Nedeni çok basit sevgili okurlarımız ! Şehrimizi şöyle bir dolaşın ve iş yerlerinin tabelalarını gözlemleyin..Özellikle Yeşilyol,Ambar yolu ve Kurtuluş caddesinde yabancı isimle yazılı yüzlerce tabela göreceksiniz. Akıl alır gibi değil bakıyorsunuz albenisi olan bir işyeri gerek tabelasında gerekse camlarında yabancı dilde yazılmış bilgilendirme söylemleri var. Sanki bu yazılar Türkçe olarak ifade edilse kusur yazacaklar. Biliyorum buşekilde yazılımları durduracak yasal bir düzenleme de yok. İnisiyatif tamamen iş yeri sahibinin keyfine kalmış. Dilediği tabelayı yazıyor “ dur “ diyen falanda yok. Kendi özümüze dönelim diyorum. Hans’la,Coni ile bizim işimiz olmaz. Bırakalım şu şekilciliği ve özentiyi.

 YAZARKEN BİLE MİDEM BULANIYOR !

Defalarca yazdım,yazmaya da devam edeceğim.Bu konuda başarılı olduğumu söyleyemem. Sabahları caddeleri gözlemlediğimde inanın midem bulanıyor.Sokaklarda insanlarımızın tükürdüğü iğrenç balgam görüntüleri hiç eksilmiyor.Sabahın alaca karanlığında Belediye’nin o çilekeş temizlik işçileri caddeleri güne pırıl pırıl tertemiz hazırlamaya gayret ederlerken bir taraftanda birileri daha doğrusu bazı magandalar sokaklara balgamlarını tükürerek iğrenç bir ortamın yaratıcısı oluyorlar. Temizlik işçileri ne yapsın ? Eğitim yoksunu o pisliklerin balgamlarını mı yoksa caddeleri mi temizlesinler ? Bakın caddelere en fazla pisliği çekirdek kabukları teşkil ediyor. Biz neden böyle olduk bilmiyorum.Hangi çağdayız ? Çok daha temiz olmamız gerekirken çok daha “ pis “ olmaya başladık. İnanın o sabahki Afyon caddelerinin görüntüsü bizlere yakışmıyor. Daha ne diyeyimki ?

YORUMLAR

  • 0 Yorum