KAPLICALAR VE ÇAMUR BANYOLARI
Çocukluğumdan itibaren aileden gelen bir kaplıca sevdam vardır. Daha çocukluk yaşlarımızda rahmetli annemin romatizmaları için yılda bir defa en az 10 gün, günde bir defa girmek üzere girmek üzere çamur banyosu aldığını bilirim. Annem çamura girdiğinde yarı korku, yarı merakla onun biran önce çamurdan çıkmasını beklerdik. Çamur işlemini yapan ve uygulayan personel bu işlemi öyle süratli ve bilerek yapardı ki ilgiyle izlerdik. Ancak şimdiki mantığımla düşündüğümde o yıllarda yapılan çamur banyolarının külliyen yanlış olduğu kanısındayım.
Çünkü çamura giren bay ve bayanları işlem görmeden önce sağlık açısından inceleyen, çamur banyosu alıp almamasında mahsur olup olmadığına karar veren bir doktor falan yoktu. Hani halk tabiriyle “saldım çayıra, Mevlam kayıra, kalan sağlar bizimdir” görüşü geçerliydi.
O yıllarda Sandıklı kaplıcalarında bu işlere bakacak ayrıca bir doktor yoktu. Sandıklı’da yeterince doktor yoktu ki kaplıcada olsun! O dönemlerde çok ölüm olayının olduğu söylenirdi. Nedeni ise kalp hastası, tansiyon hastası ve başkaları gibi çamur banyosu almaması gereken hastalar bilinçsizce çamura yatırılıyordu. Sonucu Allaha kalmış bir şeydi. Şimdi çamur banyosu alacak hastalar doktor iznine bağlı ve kaplıcalarda doktorlar yeterli incelemeyi yapmadan çamur banyosuna izin vermiyorlar.
ÇAMUR BANYOSU HER DERDE DEVA
Peki, nedir bu çamur banyosu? Değerli okurlarımız, öncelikle bir hususu belirtmede yarar var. Her toprak çamur haline getirilip banyo için kullanılamıyor. Çamur banyosunda kullanılan toprak; az kumlu kızıl kildir. 68 derecedeki sıcak su kızıl killi toprakla karıştırılıp banyo çamuru elde edilir. Oluşan çamur 45 derece olur. Hasta bu çamura yatırılarak banyosu gerçekleştirilir. Bu yapılırken de çamura yatan hastanın boyun ve baş kısmı dışarıda kalmak üzere 45 derece sıcaklığı olan çamurla örtülür. Hasta bu çamurda 15 dakika kadar kalır ve sonrasında banyo yaparak üzerindeki çamurlardan temizlenir. Bu banyo günde en fazla 1 defa olarak gerçekleşir. Çamur banyolarının romatizmal hastalıklara ve cilt güzelliğine çok iyi geldiği söylenmektedir. Son dönemlerde Sandıklı Hüdai Kaplıcası için bilim adamlarının çok net ifadelerle dillendirdikleri bir rahatsızlık daha var; Nörolojik hastalıklar. Birkaç yıldır dillendirilen bu iddia için tıp otoriteleri de olumlu görüş bildiriyorlar.
AFYON’DAN İKİ TESİS 10 ÖNEMLİ TERMAL TESİS ARASINA GİRDİ
Ülkemizde bini aşkın sıcak su kaynağı var. Bu kaynaklar 20-30 dereceden 150 dereceye kadar çıkan sular var. Afyon bırakın Türkiye’yi dünyada ‘termalin başkenti’ olarak anılmaya başlandı. Son yıllarda bu alanda yapılan yatırımlar şehrimizi tüm dünyaya tanıttı diyebilirim. Tur şirketlerinin yaptıkları değerlendirmeler sonucu Türkiye’deki 10 önemli termal tespit edilmiş, bir ve ikinci sırayı Afyon’un tanınmış iki kaplıca tesisi almıştır. Burada iki tesisten bahsederken ‘diğer tesisler yetersiz mi’ anlamı çıkarılmasın. Diğer tesisler de son derece lüks ve müşterilerinin memnuniyetini kazanmış tesislerdir. Değerlendirildiğinde tüm bu tesisler Afyon insanının gururudur diyebilirim.
YAKIN GELECEKTE YABANCI TURİST AKINI YAŞANACAK
Ülke genelinde de termal dinlence ve tedaviye büyük bir ilgi vardır. Yazın sahillere denize koşan insanlarımız kışın ise kaplıcalara koşmaktadırlar. Bu da kış turizmin canlanmasına neden olarak gösterilmektedir. Daha düne kadar Afyon’da kaplıcalarda insanlarımız tahta kurularının istila ettiği odalarda konaklarken bugün çok yıldızlı lüks otel ve villalarda konaklıyorlar. Çok fazla sürmez birkaç sene sonra kış aylarında Afyon cadde ve sokaklarında yabancı turistten geçilmeyecektir. Dünyanın ‘termal başkentiyiz’ söylemine esas olan ve şehrimizde çıkan sıcak suyu israf etmeden kullanalım ve gelecek nesillere miras olarak bırakalım.
Bunu yapmak tüm Afyon insanının görevidir.
YORUMLAR