Şu mübarek ramazan ayının son günlerinde bazı gözü açıklara, onu bunu çalıp çırpan dolandırıcılara birkaç sözüm olacak. Bu tür insanlar gece yatarken bile ertesi gün kimleri nasıl tokatlayacaklarının hesabını yaparlar. Bunlarda ar, haya din ve iman korkusu yoktur. Akıllarında hep kurnazlık yaparak kimleri nasıl tokatlar, dolandırırlar onun hesap ve kitabı yapılır. Genelliklede başarılı olurlar, hatta bu yolla servet sahibi olup memlekette izzet ve itibar görenler vardır.
SENİ VURACAĞIZ
Hemen hemen 10 yılı aşkın bir süre oldu. İşyerimde oturuyordum. Kapıdan içeriye sürekli aracımın arızalarını gösterdiğim ve samimi olduğum oto elektrikçisi İ.A girdi.. Rengi badana gibi bembeyazdı, şakaklarından aşağı su gibi ter iniyordu. Eli ayağı titriyor, konuşmakta zorlanıyordu. Belli ki çok korkmuştu.. Oturttum su verdim ve sakinleştirdim ne olduğunu sordum. Başladı anlatmaya:
"Abi F.köyünden devamlı müşterim olan İ.U.’dan sıkıntılarım nedeniyle ve eski para ile 15 milyar lira borç para aldım. Ancak işlerin durgun gitmesi nedeniyle borcumu ödemede geç kaldım. Şimdi ise alacaklı İ.U. iki oğlu ile birlikte benim işyerinde sabahtan beri oturuyorlar ve alacaklarını faizi ile birlikte 40 milyar olarak geri istiyorlar. Bu parayı bugün istiyorlar, aksi halde ‘seni vuracağız’ diyorlar. Ne olur bana yardımcı ol!”
ARAYI BULDUM
İfadesine görede İ.U., dükkanda iki oğlu ile birlikte silahlı olarak oturuyorlarmış. Bu yan kapıdan çıkarak kaçmış gelmiş. İ.A.’ya "Para için adam mı vurulur çağırıp konuşalım" dedim. Nitekim İ.A.’nın oğluna dükkana telefon ederek orada oturan 3 kişiyi benim işyerine göndermesini söyledim. Yarım saat kadar sora alacaklı İ.U. yanında iki oğluyla birlikte geldiler. Onları içeri aldım ve olayı bi rde onlardan dinleyim istedim. İ,A yalan söylüyordu. Çünkü bunlarda aldığı para borç olarak değil İ.U.’nun bir işini yapmak vaadi ile alınmıştı. Ancak vaat edilen iş yapılmadığı için İ.U. parasını faizi ile birlikte eski para ile 40 milyar olarak geri istiyordu. Uzun pazarlıklar sonucu İ.U’yu 40 yerine 20 milyara razı ettim. İ.A ya “20 milyarı öde bu iş kapansın” dedim. İ.A., işlerinin durgun olduğunu bu nedenle bu parayı o anda ödemesinin mümkün olmadığını söyledi. ve “Sen bilirsin abi bana yardımcı ol kısa sürede sana öderim" dedi.
Kendisine bir daire pazarlığı yaptığımı ve elimde onun parasının olduğunu söyledim. Ancak "Senin hayat memat bir sorunun var. Ben ödeyeyim ama sen bana ne zaman ödersin" diye sordum. "Abi 3 ay içinde öderim" dedi. Bunun üzerine öğleden sonra alacağım dairenin parasından 20 milyar lira ayırarak İ.U’ya verdim. Zaten bu olaydan kısa bir süre sonra yaşanan silahlı çatışmada İ.U bir oğlu hariç diğer aile bireyleri ile birlikte öldü.. Onların ölümünden 3-5 ay sonra İ.A.’dan bana olan borcunu ödemesini istedim. Ancak İ.A en kısa sürede borcunu ödeyeceğini an şu anda sıkıntısının olduğunu söyledi. Tam 10 yıl sonra benden böyle bir para almadığını, bunun için Kur'ana el basabileceğini söyledi. Hayatını kurtardığım, onun hayatını kurtaracağım diye pazarlığı bitmiş daireden vazgeçtiğim bu soysuz aldığı parayı inkar etti. Bu ahlaksız “Ben böyle bir para almadım Kur’ana el basarım” diyor. Doğru onun eline para vermedik, parayı onun adına dolandırdığı İ.U’ya verdik. Bu ahlaksız çok ince bir zeka ürünü ile “Benim elime böyle bir para verilmedi” diyor. Aslında İ.U.’nun oğlu F. şu anda ve olayın gerçeğini biliyor. Ancak benim ne uğraşacak ne de mücadele edecek gücüm var bu ahlaksızlarla. Allaha havale ettim Allah bildiği gibi yapsın.
İşin üzücü yanı onu bunu dolandıran bu türlü şarlatanların sanayi esnafı yanında bey muamelesi görmesidir.
ECİRİNİ KAÇIRMAYIN
Meşhur laftır, yapılan bir iş abartıldığı zaman "ecirini kaçırma" denilir. Özellikle yapılan hayır hasenat işlerinin reklam gibi dışarıya yansıtılması "ecirini kaçırma" söylemi ile tam örtüşüyor. Birkaç gün önce de köşemde bir yazı yazarak aşevleri ve iftar çadırlarına sponsor olan iş adamlarının isimlerini saklamasını konu ederek bu davranışları nedeniyle onları kutlamıştım. Bunun yanında işin reklam yanında olan bazı kamu yöneticileri de var! Ramazanın başından beri nerede bir iftar açsalar, nerede bir fakir aileyi ziyaret etseler basında boy gösteriyorlar. Yaptıkları her işi toplum görsün bilsin istiyorlar.
"Sizce ecirini" kaçırmıyorlar mı..?
YARDIM DERNEKLERİ
Her mübarek günde olduğu gibi yardım dernekleri yine 2-3 kişilik heyetlerle esnaftan teberru topluyorlar. Güzel mi? Güzel.. Hem de çok güzel.. Yeni nesillerin eğitimi, camilerimizin daha modern ve bakımlı olması için teberru gerekli. Ancak bu iş bir disiplin altına alınmalı diyorum. Eğer bir iş yerine bir günde 6 dernek mensupları geliyorsa burada bir aksaklık var demektir ve bir disiplin altına alınmalıdır diyorum.
YORUMLAR