Salı günü işyerimde otururken daha önceden tanıdığım ve kendisini Dereçine futboluna adamış Gazi Efe geldi. Uzun süredir görüşmüyorduk, öncelikle hal hatır sorup hasret giderdik. Gazi son derece sıkıntılı idi. Sebebini sordum yarı tebessüm, yarı istihza ile konuyu anlattı, Gazi kardeşim yine futbolun içindeydi bazı sorunları vardı ve başladı anlatmaya: “l.5-2 ay kadar önce okul sporları maçı yapmak için Afyon'a geldik.. Soğuk bir havada oynanan müsabakayı kaybettik, kupayı rakibimiz aldı, onları bu başarılarından dolayı tebrik ettik, kazanan takımların kupalarını Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü şube müdürü İsmail Barın verdi. Kupa töreni bitiminde Sn. Barın'a, ‘Sayın müdürüm, şu terli ve soğuk nedeniyle tir tir titreyen çocuklarımıza da bu müsabakalara katıldıkları için tanesi 1 milyon TL'ye satılan madalyalardan birer tane verseydiniz olmaz mıydı’ diye sordum. Barın ise bana ‘Depolar madalya dolu, ben en kısa sürede size madalya göndereceğim’ dedi.”
SPORCULARIN YÖNETİCİLERE BAKIŞ AÇISI DEĞİŞTİ
Gazi Efe devamla, şunları söyledi: “Biz de sporcularımıza çocuklar sizin de madalyalarınız var arkadan gönderecekler, dedik. Bunun üzerine çocuklar bir madalya beklentisi içine girdiler. Ancak bugüne kadar bize madalya falan gönderilmedi, biz madalyanın ekonomik değerinde falan değiliz, bizim için bu madalyalar sporcularımız açısından bir teşvik unsurudur diye düşündük. Sn. Barın'ın vaadini yerine getirmemesi çocuklarda bir hayal kırıklığı, bizde ise bir güvensizlik oluşturdu. Ayrıca sporcularımızın da yöneticilere bakış açısı değişti. Biz yöneticiler Sn. Barın’ın verdiği sözü tutmaması yüzünden sporcularına yalan söyleyen yöneticiler durumuna düşürüldük. Sporcuların yöneticilere bakış açısı değişti.”
SÖYLE O YÖNETİCİ BENİ ARASIN
Değerli sporseverler; bir futbol sevdalısı olan Gazi Efe'nin anlattıkları doğrusu beni çok etkiledi. Küçük kasabalarda zaten yönetici bulmak çok zor. Gazi Efe'ye, “Moralini bozma Barın'ı tanırım iyi birisidir, mutlaka bir aksilik olmuştur, yoksa çocukların madalyalarını gönderirdi, bir arayıp kendisine soralım” dedim. Ve de kendisini arayıp, önce kendimizi tanıtıp, anlattık durumu.. Barın böyle bir olayı hatırlamadığını söyleyerek, bana kendisini hangi sıfatla aradığımı, neden yöneticilerin kendisini aramadıklarını söyledi ve ekledi: “Söyle o yönetici beni arasın” dedi...!
BAŞKA BİR EMRİNİZ VAR MIYDI?
Şimdi öncelikle şunu ifade edeyim ben Barın'ı yanlış tanımışım. Arkadaşım olan Gazi Efe'ye, “Barın çok iyi bir insandır. Kendisi ile görüşelim” demekle hata etmişim. Barın benim kendisini neden aradığımı sorarak, niye yöneticilerin aramadığını sordu.. Ben de kendisine “Kurtuluş Gazetesi Köşe Yazarı" olarak aradığımı söyledim. Yukarıda da bahsettiğim gibi Barın bana benim değil Dereçineli yöneticilerin kendisini aramalarını söyledi.
Barın kardeşim, emirlerinizi Gazi Efe kardeşime ilettim, arar veya aramaz bilemiyorum. Ancak sizinle konuşmamın sonunda ‘başka bir emrinizin olup olmadığını’ sormayı unuttum. Zararı yok buradan sorayım: “Başka bir emriniz var mıydı...?”
ONSUZ İŞLER YÜRÜMEZ; BİLİYORUM
Değerli Kurtuluş okurları,
A.S.K.F yöneticileriyle zaman zaman yaptığımız görüşmelerde, ilçe kasaba ve köy takımlarının Afyon yerel liglerinde yer almaları için her türlü fedakarlığı yaptıklarını söylüyorlar. Öbür taraftan bir kasaba takımının problemi için aradığımız şube müdürü bizleri dövmekten beter ediyor. Aslında haklı da sayın müdür, daha önce de duymuştum onsuz spor il müdürlüğünde işlerin yürümeyeceğini.. Zaten Afyon Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü denince ilk akla gelen isim İsmail Barın'dır.. Ben densizlik ederek Sn Barın'a üstüme farz olmayan sorular yönettim. Bağışlar artık beni, bir daha soru falan sormam Sn. Barın'a.. Başka bir emriniz var mı Sn. Barın...?
YORUMLAR