NEDEN MAKBUZ KESMİYORLAR?
Şehrimizde Kamu Hastaneleri yanında ayrıca iki tane de özel hastane var. Fazla sayıda sağlık kuruluşunun oluşu insanlarımız için çok iyi. Çünkü derdine çare arayan insanlarımıza bir tercih imkanı doğmuş oluyor. İnsanımız mevcut durum nedeniyle elbette kendine en uygun olan alternatif hastaneye yönelecektir. Gerek kamu gerekse özel hastanelere günün hangi saatinde giderseniz gidin doluluk oranı oldukça yüksektir. Bu da hastalarımızın hastanelerimize tıbbi açıdan güvenlerini gösterir.
BU FARK YASAL İSE MAKBUZU NEREDE?
Buraya kadar her şey normal görünüyor. Her şey hasta lehine görünse de durum öyle değil. Yukarıda tıbbi güvenden bahsettim. Aynı hastalar mali açıdan özel hastanelere güven duymuyorlar. Çünkü daha poliklinik ayağında hastalardan “Fark” adı altında bir para alınıyor. Neyin farkı olduğu hastaya anlatılmadığı gibi fark için alınan ücrete makbuzda kesilmiyor… “Niçin makbuz kesmiyorsunuz” diye sorulduğunda görevliler, “Bana verilen emir bu” deyip kestirip atıyor. Yasal olduğunu sanmıyorum, bir an yasal olduğunu var sayalım fark parası için makbuz kesilmesi gerekmez mi? Burada yapılan işlem düpedüz “vergi kaçırmaktır.”
Alınan paranın adı da “fark” yerine (neyin farkı ise) sorma ver parasıdır. Şimdi sıkı durun!
Özel bir hastanemizde yaşanan bir olayı aktarıyorum:
TOBB ETÜ’YE 5 KURUŞ ÖDENMEDİ
Çok sevdiğim bir dostum telefonla aradı. Sesi son derece sıkıntılı ve telaşlı idi. Başındaki olayı tek tek sakince anlatmasını istedim. Başladı anlatmaya: “Göğüs ağrısı nedeniyle özel…. hastanesine geldim. Tetkik ve incelemeler sonucunda benim acilen bypass ameliyatı olmam gerektiğini söylediler. Masrafım ne olur diye sordum devletin ödeyeceği paranın dışında yatak ücreti ve operasyon parası (bıçak parası) ödeyeceğimi söylediler. Ne yapmamı önerirsin?”
Kendisini Ankara’da TOBB ETÜ Hastanesine yönlendirdim. Değerli dostum aynı gün önerdiğim hastaneye gitti. Ertesi gün ameliyat oldu, dördüncü gün evinde idi. Pansumanlarını takip ettim. Bu arada hastaneye ne kadar ücret ödediğini sordum. Aldığım cevap: “Beş kuruş ödemedim…”
ALINAN BU PARALAR NE PARASIDIR?
Çok uzağa gitmeye gerek yok. Bayram öncesi abimi aynı hastanede ‘Aort Anevrizması’ ve ‘4’lü koroner bypass ameliyatı’ yaptırdık. İlgililere ne kadar ödeyeceğimizi sorduğumuzda aldığımız cevap, “Ne parası” oldu. Yine iki ay önce aynı hastanede, değerli basın mensubu kardeşim Mehmet Dönerkaya ‘Aort Anevrizması’ndan ameliyat oldu. Çıkarken beş kuruş ödemedi. Şimdi sormak gerek!
Ankara’daki hastaneler ile Afyon’daki hastaneler ayrı ayrı yasalara bağlı olarak mı çalışıyorlar? Tüm hastaneler aynı yasalara tabii ise (ki öyle) alınan bu paralar ne parasıdır? Bu konuda kim açıklamada bulunacaktır? Eğer Afyon’daki uygulama yasal değilse kim bu olaya el koyup gereğini yapacaktır? Bu şekilde ücret alarak haksız kazanç temin edenlere kim ‘dur’ diyecektir? Bu alınan fark paralarını kim vergilendirecektir?
DİNİMİZCE DE HARAM
Afyon halkı, eski Atatürk Stadının bahçesindeki kesilen ağaçlar nedeniyle son derece tepkili. İnanın ben Afyon insanının bu konuya böylesine tepki koyacağını tahmin etmemiştim. Öylesine ağır ifadeler kullanan insanlar var ki burada yazamıyorum. Tepki gösteren hemşerilerimiz olayı iki noktada topluyorlar. Birincisi “O güzelim ağaçlar kesileceğine makine ile sökülüp Afyon’un başka yerlerine dikilip değerlendirilseydi bu denli tepki göstermezdik” dediler. İkincisi ise “Bizler, Başkan’a oy verirken yıksın yumsun, ağaçları kestirsin diye vermedik. Afyon’u bir Afyon daha yapsın diye oy verdik” deyip devamla “demek ki yanılmışız” dediler.
İçlerinden bir vatandaşımız daha önce yazıp hazırladığı bir kağıdı bana verdi ve “Orhan bey başkan bu yazdıklarımı senden benden iyi bilir ama sen yinede bu yazdıklarımı okuyucularınıza aktarırsanız memnun olurum” dedi. Ben de bu kardeşimizin yazdıklarını noktasına virgülüne dokunmadan sizlere aktarıyorum ;
● Ağaca kıymak dinimizce haramdır. Peygamberimiz “gereksiz olarak bir ağaç kesenin tepetaklak cehenneme atılacağını” buyurmuştur. Ve yine peygamberimiz, “Kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikiniz” demiştir.
● Fatih Sultan Mehmet, “Ormandan bir dal kesenin başını keserim” demiştir.
● Yalova’da Cumhurbaşkanlığı köşkü yapılırken bir çınar ağacının dallarının inşaatı engellediği görülerek kesilmesine karar verilmiş. Durumu öğrenen M. Kemal Paşa derhal müdahale ederek, ağacın kesimini engellemiş, köşkün temelinin 5 metre doğuya kaydırılmasını emretmiştir. Emir yerine getirilerek temel 5 metre doğuya kaydırılıp çınar ağacının kesilmesi engellenmiştir. Bu yüzdende binaya “Yürüyen Köşk” adı verilmiştir.
Aradaki farkı gördünüz mü! Bir tarafta acımasızca kesilen zümrüt yeşili yüzlerce ağaç, diğer tarafta bir ağaç kesilmesin diye temeli 5 metre kaydırılan Cumhurbaşkanlığı köşkü.
Yorum sizlere ait değerli okurlarımız !
BEN YANILMAK İSTİYORUM !
Eskiden kalma birazcık futbol yaşamım var. Fazla değil 20 sene civarında aktif futbol oynadım. 10-15 sene kadar da çeşitli kulüplerde başkanlık, genel kaptanlık, genel sekreterlik vs. gibi görevlerde bulundum. Tabii günümüzde ‘Futbol Uleması’ kesilenler kadar bu işleri öğrenemedik. Üstelik bu çok bilmişlere göre benim spor yaşantım yeterli düzeyde değil. Ben her ne kadar “Sizin gitmeye çalıştığınız yoldan ben 40 yıl önce geldim” desem de bir şey ifade etmiyor. Tabii zaman her şeyi gösterecektir. Bekleyelim görelim..
Ancak futbol dünyasının içinde yer aldığım süreçte tek delikli kuruş cebime girmedi. Ama benim cebimden çıkanlar o kadar çok oldu ki.. Bunu bana yakın olanlar çok iyi bilirler. Yağcılık ve yalakalık yapmadım sadece işimi yaptım. Bütün bunları durduk yerde neden yazdım zaman içerisinde öğreneceksiniz değerli sporseverler..
KUMALAR RUHU
Haddim olmayarak Sandıklıspor yöneticilerini zaman zaman uyardım sevgili okurlarım. Bu hakkı nereden aldın diye sorarsanız eğer bugün Sandıklıspor formasını giyen futbolcu kardeşlerim bilsinler ki o formayı ben ilk defa 1963 yılında giymiştim. Ardından da yıllarca giydim. Zamanı geldi Faruk Aksu’nun, Dümbüllü’nün, Kaymağın, Naillerin Ahmet’in çantalarını taşıdım. Benim için onlar birer idoldü ve onların çantalarını taşımak bana “zul” olmadı. ‘Kumalar ruhu’ ile futbol oynamayı onlardan öğrendim. İstiyorum ki şimdiki yöneticiler futbolcularına Sandıklı futbolunun tarihin, geçmişini anlatsınlar. Tabii kendileri de yeterince biliyorlarsa!
Teslimiyet Fermanı
Gelelim saadete.. Yönetici kardeşlerim geçen yıl yaptığınız hatayı bu yıl tekrarladınız ve aynı takımdan 6-7 futbolcu ile hoca transfer ettiniz. Dedim ya haddim olmayarak sizleri çok ikaz ettim. Yaptığınız iş bir futbol takımının “ teslimiyet” fermanıdır. Sezon içinde bunların size keseceği faturayı tahmin ediyorum. Sizi sıkıntılı bir süreç bekliyor. En büyük hatanız bir takımdan ikiden fazla futbolcu almanız. İlerde gruplaşmaların önünü alamayacaksınız bunu çok iyi biliyorum. Çok kısada olsa futbol yaşantımda bahsettiğim olayların benzerlerine çok tanık oldum.
İnşallah ben yanılırım ve yanılmayı da çok istiyorum.
YORUMLAR