NEDEN SESSİZ KALIYORSUNUZ?
Hakkında çok yazılar yazdım, yaptığın fedakarlıklardan bahsettim, mesleğini riske etti elini değil bedenini taşın altına soktu dedim. Bunları derken yağcılık ve yalakalık yapmadım. Gördüğüm ve hissettiğim ne ise onu yazdım. Zaman zaman eleştirdiğim de oldu. Neden eleştirdiğimi de bizzat sana söyledim Sayın Başkan. Hatta sana neden gelip geçerken partililere selam vermiyorsun diye de bizzat sordum, hatırlıyorsunuzdur.
VARDIR BİR BİLDİĞİ
Değerli okurlarımız… CHP İl Başkanı Sayın Dr. Kemal Demirkırkan’dan söz ediyorum. Kendisini yakından tanıdığım için de son günlerdeki gelişmeler karşısında sessiz kalışını, en güvendiği kişi tarafından ihanete uğradığı halde bir şey yokmuş gibi bir duruş sergileyişini anlamış değilim. Vursun, kırsın, parçalasın falanda demek istemiyorum. Ancak yaşanan birçok olumsuzluğa bir nebze tepki göstersin istiyorum. Kendisine bir kariyer vererek desteklediğin kişinin karşına geçişine ses çıkarmayışını hala anlamış değilim. Dün atama ile kendisine paye verdiğin kişi bugün sana rakip olanların safında yer alıyor ve sen seyrediyorsun. Susmanı gerektiren bir şey mi var Başkan? Sana yapılan vefasızlığa ben bile isyan ederken senin sessiz kalışın gerçekten çok ilgi çekici. Vardır bir bildiğiniz, vardır bizim de bir bilmediğimiz. Mutlaka siz daha iyisini biliyorsunuzdur. Ancak ben çok sevdiğim bir dostumun sık, sık telaffuz ettiği cümleyi burada yazmadan geçemeyeceğim. Anlayan anlar, anlamazlarsa da önemli değil: “Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa o yerde güneş batıyor demektir.”
SANA PİSLİK DEMEK BİLE LÜKS OLUR
Her zaman söylerim ben Afyon’a aşık bir Afyon’luyum. Afyon benim yaşamım, havam suyum ve de her şeyim. Yine her zaman söylemişimdir: Herhangi bir nedenle 10-15 günlüğüne Afyon’dan ayrılayım sanki Afyon yerinden kaçıyormuş gibi daha 5 gün olmadan dönerim aşkıma! Afyon’u bu derece çok sevdiğim için de Afyon’umuzda her şeyin dört dörtlük olmasını isterim, aynı sizler gibi. Ancak her yerde olduğu gibi Afyon’da da bazı kendini bilmezler vardır ve şehrimize zarar vermektedirler. Örnek mi istiyorsunuz? Alın size örnek: Yıkılan Atatürk Stadı’nın hemen yan tarafındaki Anadolu Endüstri Meslek Lisesinin giriş kapısının yan tarafındaki duvara boya ile yazılmış yazıya lütfen bir bakın. Hemen hemen her gün bu alandan geçerim o duvara boydan boya yağlı boya ile yazılmış, “O……..çocuğu” yazısı ilk yazıldığı günkü gibi duruyor. Sanıyorum bu okulun müdürü veya yardımcıları falan yok. O iğrenç yazı ne zamandır duvarda yazılı olarak duruyor bir Allah’ın kulu da kalkıp şu yazıyı silelim/sildirelim demiyor. Ben geçerken gördüğümde utanıyorum, peki okul müdürü olarak siz utanmıyor musunuz?
Ha duvara o yazıyı yazana “pislik” demeyi bile lüks buluyorum. Aslında onu yazana bir çift sözüm olacak ama burada yazmak bana utanç veriyor. O nedenle bu yazıyı yazana sadece, “Elin kırılsın utanmaz” diyorum.
TAKIRTI NEREDEN GELİYOR ACABA ?
Önceki gün çok sevdiğim ve sağlık camiasına hatırı sayılır hizmetler veren bir arkadaşım aradı. Karşılıklı hal hatır sorduk. Aslında o benden daha vefalı.Çünkü beni sık sık arar hatırımı sorar. Öz eleştiride bulunmam gerekirse ; ben onun kadar vefakar değilim ve biraz ihmalkarım.
Değerli arkadaşım bana; görüyor musun sağlık sistemi değişiyor ve tekrar başa dönülüyor, sen bunu aylar önce köşende “Sağlıkta çok başlılık” diye yazmıştın dediklerin aynen çıktı dedi. Aslında arkadaşım da değiştirilmesi istenen yasanın bize uymadığını defalarca ifade etmişti.Hani derler ya “ aklın yolu birdir “ benimde arkadaşımla aynı düşünmem aklın yolu birdir deyimi ile tam örtüşüyor. Yeni Sağlık Bakanı da yasadaki çarpıklığı çok güzel tespit etmiş hazırladığı yasa taslağını neredeyse uygulamaya koymak üzeredir. Bu arada arkadaşımla sohbet ederken bana bir soru sormuştu: “Abi benim yerim burası mı” diye. Hayır orası değil neresi olduğunu ikimiz de biliyoruz. Sanıyorum en kısa sürede o düşündüğün yerde olacaksın bundan şüphem yok. Senin bu teşkilata vereceğin daha çok hizmetler var. İstersen bu arada sana çok sevdiğim bir dostumun bana söylediği bir deyimi yazayım, yazıyı okuyunca kimin sahipleneceğini sen de ben de çok iyi biliyoruz sevgili kardeşim. Arsıza kazık çakmışlar, “Takırtı nereden geliyor” diye sormuş. Nereden geliyor acaba?
YORUMLAR