NEREYE GİDİYORUZ?
Çok çalışkan bir öğrenciydim. Sabahlara kadar ders çalıştığım olurdu. Not olarak 90 aldığımda neredeyse ağlayacak duruma girerdim. Talebelik yıllarında hiç kopya çekmedim. Bir defa teşebbüs ettim onda da yakalandım. Üstelik kopya çekmek istediğim ders müzikti ve hocası komşumuzdu. Kopyaya teşebbüs ettiğimde beni yakalayan hocamın yıllarca yüzüne bakamadım ve onu gördüğümde hep başımı önüme eğdim.. Beni affettiğini söylemesine rağmen!
Hocalarımın yanında ceketimin düğmelerini kapatırdım. Yakam bağrım başım açık ve dağınık biçimde sokağa çıkmazdım. 70 yaşıma geldim daha beni aile bireylerimde dahil olmak üzere hiç kimse sakallı, ütüsüz pantolon, gömlek giymiş şekilde görmemiştir. Aksi durumu önce kendime daha sonrada çevreme saygısızlık olarak görürüm. Biliyorum yine Durakoğlu ne demek istiyor diye içinizden geçiriyorsunuzdur. Elbette bir şeyler demek istiyorum sevgili okurlarımız. Nedir o?
ÖĞRENCİLERİN GÖRÜNÜMÜ İÇLER ACISI
Okullar açıldı, sabahları öğrenciler akın akın okula gidiyor. Onlar ülkemizin geleceği ve yarınları. Onlardan o kadar çok beklentilerimiz var ki kelimelerle anlatılamaz. Bizim anlayışımıza göre yeni nesil Türkiye’yi daha güçlü hale getirecektir.
Değerli okurlarımız, o sabahları gördüğüm manzara beni bazen ümitsizliğe düşürüyor. Sabahın o alaca karanlığında kız olsun, erkek olsun fark etmiyor ellerinde sigara okula giden öğrenciler görüyorum. Bazı erkek öğrenciler ayakkabıların topuğuna basmış yaka paça açık, sözde taktığı kravatın bağlama noktası göbek hizasına kadar inmiş ellerinde sigara ile yürüyorlar. Saç tıraşları ise ayrı bir alem, sizler de görüyorsunuzdur burada yazmak istemiyorum.
Dolmuşlarda kesinlikle kalkıp yaşlılara yer verdiklerini göremezsiniz. Hatta kız öğrenciler koltuğun tam ortasına otururlar ki yanlarına başkası oturmasın diye. Bırakın yer vermesini beklemeyi “Kızım biraz ileri gider misin, şuraya da ben oturayım” dediğiniz zaman alacağınız cevap “Amca başka oturacak yer yok mu” olur! İnanmak istemedim ama bazı öğrencilerin öğretmenleri ile okul sonrası okey oynadıkları söyleniyor. Dediğim gibi ihtimal vermiyorum ama edilen iddiaların şüyuu vukuundan beterdir. Yani dedikodusu bile hoş değildir. Eğer iddialar doğru ise söyleyecek söz bulamıyorum. Konu edilen öğrenciler de, onlarla okey oynayanlar da vatana millete hayırlı uğurlu olsun.
BAŞKAN ÇABUK’TAN DÜZELTME VAR
Sevgili okurlarımız. Önceki gün İhsaniye Belediye Başkanı Sn. Şaban Çabuk’un çalışmalarından örnekler vermiş, göreve geldikten sonra ilçeye olan katkılarını vurgulamıştım. Bu anlamda da yapılan güneş enerjisi ile sağlanacak elektriğin sistemini yapan firmaya Belediye’nin 30 yıl süre ile ayda 17 bin TL taksit ödeyeceğini yazmıştım. Bu yazım üzerine İhsaniye Belediye Başkanı Şaban Çabuk, beni arayarak taksit süresinin 30 değil 6 yıl olduğunu, sistemin ekonomik ömrünün 30 yıl olduğunu söyledi. Ayrıca 6 yıl sonra taksitler bitince üretilecek elektrikten gelecek meblağın olduğu gibi Belediyeye kalacağını söyledi sayın başkan.
Sayın Başkan Şaban Çabuk’un yaratıcı bir zekaya sahip olduğunu ve İhsaniye halkının yaşam kalitesini artırmak için gece gündüz demeden çalıştığını ifade etmiştim. Bu sefer tespit ettiğim konuyu şimdiye kadar duymadım. Sizlerinde duyduğunu sanmıyorum. Bakın Başkan Çabuk bu sefer ne yapmış ?
NEDEN MAVİ BOYA YOK ?
Başkan yağlı boya ve badana için gerekli olan plastik boyaları beş kuruş ödemeden firmalardan hibe olarak temin etmiş. Para vermeden temin ettiği boya miktarı 2 ton civarındaymış. Başkan Belediye hoparlöründen anons yaptırarak “Evlerini boya ve badana yapmak isteyenler gelip Belediyeden beş kuruş ödemeden ihtiyaçları olan miktarda boya alabilirler” demiş. Vatandaşlar akın akın gelip ihtiyaçları kadar boyayı Belediye’den hiç ücret vermeden almışlar ve evlerini boyamışlar. Aslında yapılan şu uygulama müthiş bir şey. Ancak insanımızın doğasında vardır eleştirmek, bazı vatandaşlar sosyal medyadan Başkanı eleştiriyorlar ve soruyorlar: Neden pembe renk çok da mavi az?
Yorum sizlerin sevgili okurlar.
YORUMLAR