Bundan yıllar önce Kütahya yol ayrımında açılan bir AVM Afyon’umuzun ticari ve sosyal yaşamına ciddi anlamda bir hareket getirdi. Başlangıcında “aman sende, Afyon’a 7-8 km uzaklıkta ticaret merkezi mi olur?” diyenler kısa bir süre sonra Afyon’un muhtelif yerlerinde benzer işi yapmaya başladılar. Öncesinde şehrin ana merkezinde görmeye başladığımız AVM’ler çok kısa sürede semtlerde hizmet vermeye başladı. Mahalle bakkalı efsanesini tarihe gömen ve yok eden AVM’ler günümüzün vazgeçilmezi oldular.
Bugünkü yazımda yakın zaman önce şehrimizin merkezinde eski garajın olduğu yere yapılan ve kısa süre önce faaliyete geçen Park Afyon ve orada yaşanan bir olaydan bahsedeceğim…
YAPILANIN KÖTÜSÜ OLMAZ
Değerli okurlarımız;
Her zaman savunduğum bir “tez” vardır… Yapılanın kötüsü olmaz. Önemli olan yapılanı toplumun yararına kullanmaktır. Aksayan bir şeyler de varsa onları da düzelterek hizmeti topluma yansıtmak gerekir.
Park Afyon sadece Afyon’un değil bölgenin (Zafer Bölgesinin) en büyük alışveriş merkezidir. 45 bin metrekarelik kiralanabilir alana sahip bu devasa büyüklükteki AVM 4 kattan oluşmakta ve 160 mağazaya sahiptir. Afyon Girişim A.Ş. tarafından 120 Milyon dolarlık bir yatırımla yapımı gerçekleştirilmiştir. 10 Eylül 2015 tarihinde açılışı yapılarak faaliyetine başlamıştır.
Gerek Afyon gerekse bölgemizde tanınabilmek için Park Afyon bir çok sosyal etkinliğe imza atmıştır. Özellikle hafta sonları birçok etkinliğe kapılarını açan Park Afyon yine ülkemizin birçok ünlü sanatçısını ağırlamakta, halkımızla bir araya getirmektedir.
İŞLETMELER HİZMET VERİRKEN DİKKATLİ OLMALI
Bütün bu faaliyetlere ek olarak bir de “Buz Pateni” alanı gerçekleştirdi Park Afyon yöneticileri.
Sentetik tabana sahip olan Buz Pateni alanı, alışverişe gelen ailelerin çocuklarının hem vakit geçirmelerini hem de eğlenmelerini öngörmekte… Bu alan kısa sürede çocukların adeta “vazgeçilmezi” oldu. Özellikle buz pateni alanı, hafta sonları dolup taşmakta. Zaten Gazetemiz Kurtuluş ta 12 Kasım 2015 günü bu konu ile ilgili bir haber yapmış ve başlığını “Çocukların vazgeçilmezi Buz Pateni” olarak atmıştı.
Değerli okurlarımız;
İnanın Afyon’umuza kazandırılan bu tür işletmeler bizim gururumuzdur. Daha fazlasını da isteriz. Ancak bu tür işletmelerin de hizmet verirken çok dikkatli olmasını isteriz. Şimdi aşağıda anlatacağım olay, noktası virgülüne kadar doğrudur. Bir daha bu tür olayların yaşanmaması dileğiyle aktarıyorum;
Tarih 30 Ekim 2015… Çok sevdiğim ve Afyon Futboluna çok önemli katkıları olan Mustafa kardeşimin değerli eşi, kızları “Zehra”yı Park Afyon’a götürür. Dünyalar güzeli Zehra “Buz Pateni”ni çok sevmektedir. Annesi de kızının isteğini geri çevirmez. Nasıl olsa bütün çocuklar Buz Pateni hoca ve eğitmenlerinin ellerinde güvendedirler. 10-12 tane yaşları 17 olan “Eğitmen” ile 1 Antrenör görev yapmaktadır Buz Pateni pistinde. Bu durumda Zehra kızımız hem eğelenecek hem de Buz Pateni öğrenecektir. Antrenör ve eğitmenler yeterli güvencedir Zehra’nın annesi için. Ve Zehra eğitmenlerin gözetiminde sentetik zemin üzerinde “kuğu”lar gibi kaymaya başlar… Anne mutlu bir şekilde kızını seyrederken Zehra bir feryat ile olduğu yere çöker ve ağlamaya başlar. Zehra’yı kenara alırlar. Görünürde bir şey yoktur. Ancak Zehra “sağ” ayağının çok ağrıdığını söylemektedir.
KAYAK YAPARKEN BACAĞI KIRILDI
Gerek Antrenör gerekse eğitmen görevi yapan gençler Zehra’nın bir şeyi olmadığını söylerler. Anne bir nebze rahatlar ve Zehra’yı alır eve döner.
Ancak bir gariplik vardır Zehra’nın durumunda…! Zira Zehra’nın ne ayak bileğinde ne de başka bir yerinde şişlik vs. görünmemektedir. İyi ama Zehra yürüyememekte, ayakta duramamakta ve sürekli ağlamaktadır.
Anne eşi Mustafa’ya telefon ederek durumu anlatır ve “acil” olarak eve gelmesini söyler. Baba hemen eve gelir ve Zehra’yı kaptığı gibi Devlet Hastanesi Acil servisine götürür. Görevli doktor çocuğu muayene eder, filmleri çektirir ve aileye “Zehra’nın bir şeyi yok” der. Fakat baba bu cevaptan tatmin olmaz. Mustafa yıllardır Profesyonel futbol takımlarında görev yapan usta bir masör’dür. Görevli doktora çocuğunun “icapçı” ortopedi uzmanı tarafından muayenesini ister. Davete icabet eden uzman doktorumuz Zehra’yı muayene eder, filmleri inceler ve baba’ya dönerek, “kardeşim Zehra’nın sağ bacağı kırık” der. Zehra’nın şikâyetleri haklıdır. Çünkü Zehra’nın sağ bacağında kırık vardır. Durum böyle olunca kırık bacak alçıya alınarak atel ile tespit edilir.. Uzmanımız Zehra’ya 20 gün de rapor verir. Geçtiğimiz günlerde Zehra uzman doktorumuz tarafından tekrar kontrol edilir. Kırık kaynama aşamasındadır. Doktorumuz Zehra’ya bir 20 gün daha rapor verir. Aile bir nebze rahatlar.
Zehra kızımız şimdi evde kırık ayağının kaynamasını ve arkadaşları ile yine eskisi gibi “cıvıl cıvıl” oynayacağı günleri bekliyor.
BUZ PATENİ PİSTİ STANDARTLARA UYGUN DEĞİLDİR
Bütün bu olaylardan sonra Zehra’nın babası Mustafa, Park Afyon’a giderek Buz Pateni işletmecisi ile görüşür. Mustafa’nın işletmeciye “Sizin ruhsatınız var mı? Görevlileriniz diploma ve sertifika sahibi mi..?” şeklindeki sorulara net cevaplar alamaz. Çünkü işyerlerinin ruhsatı yoktur. Kaçak çalışmaktadır. Eğitimcilerin ve Antrenör’ün diploması ise soru işaretidir…
Öncelikle buz pateni pisti standartlara uygun değildir. Dahası adı geçen yerin Belediye’den ruhsatı yoktur. Ayrıca Belediye’nin vereceği ruhsatın dışında Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün de bilgisi gerekiyor bu işyerinden. Ancak ne belediyeden ruhsat ne de Spor İl Müdürlüğü’nün bilgisi var.
Antrenörün diploması, 16-17 yaşlarında “eğitmen” olarak görev yapan gençlerin de sertifikaları bir soru işaretidir. Gerçekten belgeleri var mıdır?
Mustafa’nın bu konuları araştırması işletme sahibini telaşlandırır. Dolayısı ile işletme sahibi “harıl harıl” eksiklikleri tamamlama telaşındadır.
Değerli okurlarımız;
120 milyon Dolarlık bir yatırımla Afyon’umuzun gururu olacak bir AVM yapıyorsunuz ve geleceğimizin teminatı çocuklarımızın eğleneceği, oynayacağı bir yerde gerekenleri yapmıyorsunuz. Oldu mu yani…?
Yapılan bunca masraftan sonra çok riskli bir spor dalı olan bu buz pateni alanında acil durumlar için bir sağlıkçı, eğitim için de kalifiye elemanlar olması gerekmez mi…?
Yorum siz okurlarımızın.
ORALARDA RADYASYON YOK
26 Kasım 2015 Perşembe günü köşemde “Saldım çayıra” başlığı altında yeni yapılan Doğum Evi Hastanesi’ndeki birimlerin temizliği ile ilgili bir yazı yazmıştım.
Yazımda 12 saat aralıksız kapalı alanda çalıştırılan 5-6 temizlikçi kardeşimizin çeşitli nedenlerle rahatsızlandıklarını ayrıca bu elemanların 3 ay çalıştırılıp 12 gün olarak sigortalı gösteren G. Temizlik şirketinden bahsetmiştim.
Üzerine farz olmayan bir görevlimiz, “oralarda radyasyon falan yok” diye ahkâm kesmekte imiş. Hatta bu konuyu neden Basın’a sızdırdınız diye çalışanlara fırça atmış. Çalışanların hakkını koruması gereken bu görevlinin temizlik şirketi safında yer alırcasına ahkâm kesmesi anlaşılır gibi değil…! bir şeyler yapılması için mutlaka bir “ölüm” olayı mı gerçekleşmeli? Çalışanları eleştireceğine onları 12 saat kapalı alanda çalıştıran, 3 aylık hizmetlerinin karşılığı 12 gün olarak gösterenlerle mücadele etsene…! Yanlış ata oynaman yanlış yorumlara da neden oluyor çok bilmiş kardeşim…!
TEPKİLER ALDIM
23 Kasım 2015 Pazartesi günü köşemde “Sağlıkta Büyük Talanı Gören Yok mu..?” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Bu yazımdan dolayı bazı kesimlerden çok olumlu tepkiler aldım. Ancak bahse konu olan yazının muhatabı olan arkadaşlarımızdan da değişik tepkiler aldım. Kendilerine göre haklı tarafları var bu kardeşlerimizin. Bu nedenle yeni bir araştırmanın içindeyim. Önümüzdeki günlerde bu konu ile ilgili bir yazım daha olacak. Kimseyle kişisel bir alışverişimiz yok. Burada aslolan devletin zarar görmesidir.
YORUMLAR