Gerek futbol oynadığım, gerekse yönetici olarak görev yaptığım yıllarım anılarla doludur. Her ne kadar Afyon'u Muz Cumhuriyeti, bizleri de bir şey bilmeyen kişiler olarak görüp " kaale " almadıklarını ifade edenler olsa bile neredeyse bir kitap yazacak kadar anılara sahibim. Üstelik hepsi de birbirinden ilginçtir. O halde başlayalım başlıktaki Maradona'dan..! Tabi ben bu konuyu anlatırken birçok futbolseverimiz zaman tünelinde yıllar öncesine gidecekler..
BEŞ KURUŞUMUZ YOK
Terfi Liginde şampiyon olup 2’nci Lige çıktığımız sezonun transfer dönemi.. Beş kuruş paramız yok.. Ne hoca getirecek, ne de bizi liglerde taşıyacak futbolcuları alacak, alsak bile bunları organize edecek futbolun mimarı bir sportif direktör ithal edecek paramız var...! Bonservisi elinde olan birkaç futbolcu ile Afyon'da göze batan futbolcuları takıma kazandırdık. Tek bir sabit gelirimiz var o da 12 Eylül ihtilali sonrası belediye başkanlığına vekalet eden Avukat Turan İmre'nin kulübe verdiği Şehirlerarası Otobüs Terminalindeki tuvaletler.. Zaman zaman ulusal basında bile alay konusu olan o tuvaletlerin Afyonspor'a çok büyük katkıları oldu. Hatta bazı çevreler bu tuvaletlerin Afyonspor'a verilmemesi için çok gayret sarf ettiler. Ancak Sn. İmre hiç kimseyi dinlemedi ve tuvaletleri Afyonspor'a verdi. Tabii öyle dışarıdan süslü püslü teknik direktörler getirecek paralarımız da yoktu. Ancak Afyon'u seven, çağrıldıklarında hiçbir zaman maddi talepleri olmadan takımın
başına geçen merhum Burhan Geçer ile Afyon futbolunun duayen ismi Agah
Bıyıkoğlu varlardı. Bu iki değerli futbol adamı ne zaman çağrılsalar göreve koşarak gelmişlerdir. Üstelik hiçbir maddi talepleri olmadan..! Onlar her dönemde zor günlerin adamı olmuşlardır. Bu vesile ile de yakın zaman önce hakkın rahmetine kavuşan altın kafa Burhan Geçer'e rahmet, Agah abiye de sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
OTELE BİR HASIR ŞAPKALI GELDİ
Bin bir zorlukla çıktığımız 2’nci Ligden düşeriz korkusu ile kılı kırk yarıyor, temin ettiğimiz paraları gram gram harcıyorduk adeta.. Bu nedenle de hemen hemen her gün yönetim kurulu olarak Naman Otel'in lobisinde toplanıyorduk. Yine bir akşam toplantı halindeydik. Otelin lobisine başında sambero (hasır ve çok geniş kenarlı Meksika şapkası ) olan kısa şortlu 1.65 boylarında bir şahıs girdi. Bir elinde de ipe bağlı bir cins köpek vardı. Afyonspor'lu yöneticileri soruyordu otel görevlilerine. Görevli de bizi gösterdi. Tanıştık ve kendisini aramıza buyur ettik. Otele girdiğinde yanında bir genç vardı oda şöyle bir kenara ilişti. Misafirimiz İzmir'de Yeşilova Kulübünün başkanı olduğunu, yanındaki delikanlının çok iyi bir futbolcu olduğunu transfer nedeniyle Konya'ya gittiklerini ancak anlaşma sağlayamadıkları için geri dönmek için yola çıktıklarını, Afyon'da mola verdiklerini söyledi. Eğer istersek ve de anlaşabilirsek genci Afyonspor'a verebileceğini söylüyordu.
ÜÇTE BİR FİYATINA FUTBOLCU ALDIK
Ancak transfer içinde sadece bonservis bedeli olarak 15 milyon istiyordu. Yaptığımız transferlerden teklif edilen genci tanıyan futbolcular çıktı ve ne yapıp edin bu çocuğu kaçırmayın çok kaliteli bir futbolcudur dediler. Bunun üzerine pazarlık kızıştı ve adı Yüksel olan bu futbolcuyu gece noteri de kaldırarak Afyonspor'lu yaptık. Ödediğimiz rakam 5 milyon TL idi.
Mustafa abiyi bu vesile ile tanıdım. Çok iyi iki dost olduk. Kendisini Türkiye'de profesyonel futbolda tanımayan yoktu. Çok tatlı dilli ve hoşsohbet olması nedeniyle Türkiye'de herkes ona “Tatlı Mustafa" diye hitap eder. En kadim dostu ise Galatasaray'ın efsane futbolcusu ve ‘Taçsız Kralı’ rahmetli Metin Oktay'dı. Son derece samimi iki dost idiler ve bir defa da üçümüz kordonda birlikte yemek yemiştik. Kral'ın bir trafik kazası sonucu ölmesi Mustafa abiyi çok sarsmıştı.
ALTAYLI FUTBOLCULAR TARAFTARIMIZA 5 İŞARETİ YAPIYORDU
Ligin ilk maçını Afyon'da o yıl 2’nci lige düşen Altay ile oynayacaktık. Altay ligden düşen kadrosunu muhafaza ettiği gibi çok iyi transferlerle de kadrosunu takviye etmişti ve şampiyonluğun Mersin İdmanyurdu ile ortak adayı idi. Nitekim sezon sonu şampiyon olarak 1’nci Lige tekrar geri döndü. Afyon'da Altay ile oynayacağımız ligin ilk maçı her iki takım
İçin de çok önemliydi. Altay'lı futbolcular ısınmak için sahaya çıktıklarında taraftarlara beş atacağız gibi işaretler yaparak gerginlik yaratıp tansiyonu yükselttiler. Karşılıklı atılan gollerle son on dakikaya takımlar 1-1’lik skorla girdiler. Maç bu skorla bitecek derken, Yüksel, Altay'ın Afyon'lu olan sol beki Bilal'i enfes bir çalımla geçerek Afyonspor'a maçı kazandıran ikinci golü attı. Ogün muhteşem bir futbol oynayan Yüksel'i taraftarlar ödüllendirdi ve fiziki benzerliği nedeniyle ona ‘Maradona Yüksel’ lakabını taktılar. Futbolu bıraktıktan sonra Afyon'a yerleşen Yüksel'e bütün Afyon'lular Maradona diye hitap ederler.
Sağlıcakla kalın…
YORUMLAR