SAĞIR SULTAN DUYDU AMA. ?
Pazartesi günü, tanıdığım emniyet mensubu bir kardeşim annesi ve 10 yaşındaki dünyalar güzeli kızı ile birlikte işyerime uğradılar.
Sıkıntılı oldukları her hallerinden belli idi. Ellerinde bir naylon poşet vardı. İçerisinde görünüşü bile iğrenç sözde Hindistan cevizi yağı ile birlikte uyduruk birkaç kavanoz ve içinde şampuan olduğu söylenilen bir kutu vardı. Buyur ettik ve hoş beşten sonra kardeşimiz konuya geçti ve anlatmaya başladı..
DOKTOR DOKTOR GEZMİŞLER AMA…
Emniyet mensubu olduğunu söylediğim kardeşimizin o dünyalar güzeli kızına daha önce ‘sedef’ hastalığı teşhisi koyulmuş. Yukarda Allah var, baba evladı için yapılması gereken ne varsa yapmış. Evliya Çelebi gibi doktor doktor gezmiş. Özetlemek gerekirse çareyi hekimlerimizde aramış. Hemen hemen gittiği doktorların tamamına yakını bu hastalığın tamamen geçecek şeklinde tedavi edilmesinin mümkün olmadığını söylemişler. Arkadaşımın ifadesine göre doktorların yazdığı ilaçlar kızını bir süre rahatlatıyormuş. Ancak ilaçların etkisi geçtikten sonra kızımızın rahatsızlığında ne yazık ki başa dönülüyormuş.. Velhasıl bir türlü çare bulamamışlar dertlerine..
BİRİSİ SEDEFİ ŞAK DİYE İYİLEŞTİRİYORMUŞ
Ama durun! Umutlar tükenmemiş henüz.. Birisi, kısa sürede “şak” diye iyileştiriyormuş.. Annenin kulağına gitmiş.. “Denize düşen yılana sarılır” derler ya.. Yenge de kendisine tarif edilen aktar Ç. O’nu bulmuş.. Hastalarını kimsenin bilmediği sihirli otlarla tedavi eden bu kerameti kendinden menkul S. bey arkadaşımızın eşine bitkiden yapılmış bir sürü sözde ilaçlar vermiş, uygulanılmasını istediği şartları söylemiş ve sedefi 20 günde iyileştireceğinin garantisini vermiş.. Tabii hatırı sayılır bir de ücret almış.. Peki netice ne olmuş.?Kızımız iyileşmiş mi.? Ne gezer daha kötü olmuş kızımızın cildi.. Her tarafı yanık gibi kızarmış, üstelik kaşıntıdan duramaz olmuş..
BU KONULARI DAHA ÖNCE DE GÜNDEME GETİRDİK
Değerli okurlarımız arkadaşımız “ne yapabilirim” diye sordu.. Kendisine başta Amerika olmak üzere tıpta ileri gitmiş ülkelerin bile çare bulamadığı bir rahatsızlığa S’nin nasıl çare olacağını anlayamadığımı ifade ederek tıptan şaşmamasını söyledim, arkadaşımız vedalaşıp gitti..
Şimdi olayı farklı boyutlardan ele alırsak.. Gerek hasta sahibi, gerekse hastanın kendisi korkunç bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. S denilen şahıs insanların eline bir tutam ot sıkıştırarak resmen hayal satıyor. Aynı şahıs daha öncede parkinsonlu bir hastaya, “Hastalığını kökünden iyi edeceğim” diyerek bir şişe mayi vermişti ve ben o zaman da konuyu köşemde analiz edip eleştirmiştim.. Üstelik son zamanlarda bitki satan aktarlarla, bu işlere bulaşan bazı eczaneler ile ilgili yazılarım olmuştu. Ancak üzülerek ifade etmek istiyorum hiçbir merci bu konuya eğilmedi.. Durum böyle olunca da “arkadaşlar” bildiğini okumaya devam ettiler. Hatta Doktor reçetelerine dil uzatan bazı aymazlar bile oldu..
BU SEFER İLGİLENEN OLACAK MI BU KONU İLE?
Netice.? Olan hiçbir şey yok. Eski tas, eski hamam.. Arkadaşlar bildiklerini bundan sonra da okumaya devam edecekler. Amerika’nın bile çare bulamadığı hastalıkları yüzleri bile kızarmadan tedavi ettiklerini söylemeye devam edecekler. Nasıl olsa derdine çare arayan insanlarımızın gözü bir şeyi görmüyor.. Yeter ki hastaları iyileşsin. Bilmiyorum bu sefer ilgilenen olacak mı bu konu ile.?
BU YAZIYI SAĞLIK BAKANLIĞINA DA GÖNDERECEĞİM
Sağlık Bakanlığı’na da göndereceğim bu yazıyı. İnşallah orası ilgilenir de insanlarımız aldatılmaktan kurtulurlar. Eğer bu mesele Afyon’a kalırsa birilerinin verilen bu ilaçlardan Allah korusun ölmeleri gerek. Yoksa bakan çeken falan yok. .
Dipnot olarak şunu da ifade etmek isterim: Türk Dermatoloji Derneği bu şarlatanlarla ve hastaları kandırmayı meslek edinenlerle mücadele ediyor ama nereye kadar?
YORUMLAR