phishing
Orhan DURAK

Orhan DURAK

DURAKTAKİ ADAM

SAĞLIKTA BAŞ OLMAK VE BAŞLAR!

SAĞLIKTA BAŞ OLMAK VE BAŞLAR!

 

Bazı insanlarımızda hükmetmek duygusu adeta tavan yapmıştır. Buna Ego da diyebilirsiniz. Küçük bir iş de olsa başta olmak, sözü dinlenir bir kimse olmak, önde gelmek, lider vasfı taşımak çok insanın doğasında vardır. Kişi bulunduğu yerde bir şeye baş olmayı kafasına koyduysa ve kendini o düzeyde görüyorsa ne yapar, eder o konuma gelir. Bunu yaparken de düzene ayak uydurarak öpmedik el çalmadık kapı bırakmaz. Onur, gurur gibi kavramlar yerlerde sürünür! Aslolan onun bir yerlere ‘baş’ olmasıdır. Onur ve gurur nedir ki? Yeter ki hükmeden o olsun! Nasıl olsa el etek öptüğü günler unutulur gider..

Bazen de  ayaklar baş, başlar ayak olur.. Bunun anlamı ise  değersiz ve hiçbir iş yapma yeteneği olmayan kişilerin başa geçmesi, değerli ve bulunduğu konumu şaha kaldıracak yetenekteki  kimselerin geride kalmasıdır. Bu açılımın diğer bir adı ise “adamın olursa her yere baş olursun”dur. Ha böylemi olmalı? Kesinlikle hayır. İnsanlar kabiliyet, yetenek ve liyakatlerine göre görev almalıdırlar. Diğer şekli ile bir yerlere gelmek etik olmadığı gibi haksızlıktır da..

AFYON’DA BU İŞİ YAPACAK ELEMAN MI YOKTU?

Sevgili okurlarımız; bu kadar gevezeliği neden yaptım meraklandınız biliyorum. O halde sadede gelelim ve konumuzun özüne dönelim.. Bildiğiniz gibi son 15 gün içersinde Afyon Devlet Hastanesindeki ‘başların’ çokluğundan bahsetmiş “Bu konuda açıklamalarım olacak”  demiştim. O halde bakalım Devlet Hastanesinde neler oluyor?

Öncelikle Afyon’a atanan Genel Sekreter Murat Çağlayan’dan bahsetmek istiyorum. Çağlayan, bir önceki Genel Sekreter Dr. Fikret Başkan’ın yerine atandı. Daha kendisi gelmeden kişiliği hakkında bilgiler geldi ve gelen bilgiler olumluydu. Tespitlerimize göre işini bilen deneyimli bir bürokrattı ve üst kademelerle ilişkisi de üst düzeydi. Ancak Çağlayan gelirken Mustafa Gülcan isimli bir kardeşimizi de beraberinde getirmiş aynı zamanda onu Mali İşler Başkanı yapmıştı. Her ne kadar dillendirilmediyse de bu oluşum teşkilatta rahatsızlık yarattı.. Bu yapılanma teşkilatta, ‘Mustafa Gülcan’ın  görevlendirildiği alanda Afyon’da bu işi yapacak eleman mı yoktu da Eskişehir’den getirildi’ şeklinde yorumlandı..

ŞU ANDA DEVLET HASTANESİNDE YÖNETİCİ YOK

Diğer bir algılama ise; Afyon’da bu görevi yapacak düzeyde dürüst ve namuslu insan mı yoktu? Daha göreve gelirken beraberinde Mustafa Gülcan’ı da Eskişehir’den getirerek Mali İşler Başkanı yapması Genel Sekreter Murat Çağlayan için ilk olumsuz atamaydı. Bunun dışında yapılan Mehmet Duran ve Hüseyin Atlı atamaları son derece isabetli idi. Bu atamalarda; Dr. Mehmet Duran İdari İşler Başkanlığına, Dr. Hüseyin Atlı ise Tıbbi İşler Başkanlığına getirildi. Ancak şunu çok iyi biliyorum teşkilat  Afyon’da onca insan varken Genel Sekreterin Eskişehir’den bir kişiyi alıp gelip Mali İşler Başkanı yapmasını içine sindiremedi..

Gelelim Devlet Hastanesindeki yapılanma ve başlara; Devlet Hastanesindeki görevlendirmeler ile ilgili “isim” telaffuz etmeyeceğim. Ancak bir konuda çok ciddi açıklamam olacak. Şu anda Devlet Hastanesinde Yönetici (yani Baştabip) yoktur. Bir Baştabip muavini vekaleten Baştabip hizmetini yürütmektedir. Genel sekreter bir baskın atama ile yine dışardan (Karabük’ten) Yönetici ataması yapmaya kalkmış ancak son anda siyasi irade bu atamayı durdurmuştur. Siyasi iradenin Baştabip adayı bellidir. Hal böyle iken Genel Sekreterin bir oldu bitti ile Karabük’ten ithal bir Baştabip getirmeye kalkışması anlaşılamamıştır. Haa olay sadece Genel Sekreterin atama teşebbüsü ile kalmamış mevcut Baştabip muavinlerinden ikisi Baştabip olabilmek için çok ciddi girişimlerde bulunmuşlardır ve bu isimler bizce de bilinmektedir. Ancak bahsettiğim kişilerin Baştabiplik hayalleri suya düşmüş siyasi irade bu taleplere sıcak bakmamıştır.

Hastanenin Baştabipten sonra  5 muavin kadrosu vardır. Yeni Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesinin hizmete girmesi ve Devlet Hastanesi ile birleştirilmesinden sonra bir Baştabip Muavini oradan yani (B) Bloktan sorumlu olmuştur. Diğer muavinlerinde sorumlu oldukları birimler vardır..

BU UZMANLAR NE UZMANIDIR!

Hastanede attığınız her adımda bir Baş’a çarparsınız. Nasıl mı? Anlatayım; Kurumda idari işlerden sorumlu bir Müdür ile 3 yardımcısı vardır. Aynı şekilde  1 otelcilik müdürü vardır ve onunda 2 yardımcısı görev yapmaktadır. Saydıklarımla bitmiyor başlar! Hastanenin 1 Başhemşiresi ve 3 yardımcısı vardır.  3 şef 10 civarında da uzman vardır. Şimdi uzman deyince aklınıza mutlaka Uzman Doktor gelmiştir. Ancak yanıldınız.. Bu uzmanlar ne uzmanıdır atayanlar gibi atananlarda neyin uzmanı olduklarını bilmemektedirler. Akşama kadar hiçbir işi olmadığı için diğer birimlere çay kahve içmeye giden ve misafircilik oynayan bu uzmanlar ! Hatırı sayılır bir maaş almakta son derece lüks odalarda hizmet ! vermektedirler. Bu ballı kadrolardan bir tane kapabilmek için siyasi iradenin kapısını aşındıran o kadar çok kerameti kendinden menkul isim varki anlatılamaz. .

Değerli okurlarımız şu birkaç satır içinde bile kaç tane baş saydım okudunuz. Peki başlar bittimi  ? Hayır bitmedi sevgili okurlarımız. . Bunca baştan sonra sorumlu saltanatı var Hastanede. ! Örneğin ; Ameliyathane sorumlusu, E. K. G sorumlusu, Servis sorumlusu vs. vs.. O kadar çok sorumlu var ki hastanede saymakla bitmez.. Bu sorumlular hiçbir iş yapmazlar elleri ceplerinde akşama kadar hastanede dolaşırlar, havalarından yanlarına varılmaz. Aslında bu isimler sorumlu oldukları birimlerde huzursuzluğun gerçek nedenleridirler. Ciddi bir araştırma yapılsın hastanede bu sorumlulara karşı anormal bir tepkinin olduğu görülecektir.

Şu anda Hastane cadı kazanı gibi kaynamaktadır. Birçok personelin sözleşme süreleri dolmuştur. Tekrar sözleşme yapılıp yapılmayacağına Genel Sekreter karar verecektir. Hastanede merak son safhadadır. Kimlerle sözleşme yapılacak, kimlerle yapılmayacak  ? Aslında fısıltı gazeteleri kimlerin pozisyonunun ne olacağını belirtiyor. Ancak aslolan idarenin tasarrufu. Genel Sekreterin bu konuda her türlü çalışmaları yaptığı ve planlamasının belli olduğu söyleniyor. Özellikle Baştabip ve Muavinleri hakkında çok net kararlarının olduğu ifade ediliyor. Bekleyelim ve görelim diyorum.

SİZCE  OLUR MU?

Dr. İbrahim Özsoy’un Sağlık Bakanı olduğu dönemde Afyon Sağlık Teşkilatına 50 güvenlik görevlisi kadrosu tahsis edilmişti. Bu kadrolara o zaman İlçe ve kasaba Belediye başkanlarının önerdiği isimler belli bir denge sağlanarak atanmışlardı. O dönemde Devlet Hastanesinde görevliydim ve atananların büyük bölümünü de tanıyordum.

Değerli okurlarımız; lütfen burayı dikkatle okuyunuz; Bu güvenlik görevlileri çalışırlarken çıkan bir yasa ile kurumların güvenlikleri özel şirketlere devredildi ve her kurum kendi güvenliğini sağlamak için ihale ile hizmet alımına gitti. Durum böyle olunca Sağlık Bakanlığı daha önce Güvenlik görevlisi olarak atadığı o 50 kişiyi memur statüsüne geçirdi. Buraya kadar olanlar Devletimizin tasarrufudur ve de normaldir. Ancak o dünün Güvenlik Görevlisi A. E’nin Sağlık Müdür Muavini olarak atanması normal midir? Vereceğiniz cevabı merak ediyorum. Böyle bir atama yapılmış ise nasıl yapılmıştır ben şahsen merak ediyorum, ya siz?

İNSANIN  İNANASI  GELMİYOR. .

Konu Sağlıktan açılmışken devam edelim diyorum. Bu kez konumuz Üniversite Hastanesi.. Abimin geçirdiği 2 büyük kalp ameliyatı nedeniyle son zamanlarda Hastane Acil Servislerine adeta abone olduk. Rahatsızlığı tamamen atamadığımız için sık sık Hastaneye başvuruyoruz.

07. 07 2017 Cumartesi sabaha karşı saat 04. 00 civarı yine rahatsızlanan abimi Üniversite Hastanesi Acil Servisine götürdük. . Abim yine nefes almakta zorlanıyordu. Daha Acil Servise ayağımızı atar atmaz farkındalığı hissettik. Mükemmel bir ilgi ve alaka ile karşılaştık ve hastamızı görevliler adeta kapıp elimizden aldılar.. Sabahın o saatinde yüzlerinden kötü bir gece geçirdikleri belli olan Doktor, Hemşire ve Teknisyenler hastamıza inanılmaz ilgi ve alaka gösterdiler, gereken her şeyi de yaptılar. . Ancak bu güzelliklere gölge düşüren bir olay yaşadık gecenin o saatinde. Acil görevlisi Doktor hanım abimin Akciğer filmini istedi. Röntgen hemen Acilin karşısında. Yan yana iki kapı var ve birinin üzerinde yapışılı olan kağıtta yan taraftaki odaya doğru çıkarılmış bir ok işareti var ve Röntgen Teknikeri yanda diye yazılı. Uzunca bir süre kapıyı çaldık. Anlaşılan uyuyordu neticede kaldırmaya başarılı olduk. Kapıyı açan tekniker belli ki uyandırıldığı için çok öfkeliydi, saçı başı karışmış yüzü adeta sirke satıyordu. Bin bir tafra ile filmi çekti. Benim esas üzerinde durmak istediğim olay Teknikerin suratı değil, filmin çekildiği salonun fiziki yapısı. Kapıdan daha ayağınızı içeri atar atmaz tökezliyorsunuz ve bir yerlere tutunmaz iseniz yere kapaklanıp düşebilirsiniz. Çünkü girişte kapının eşiğinde 8-10 cm derinliğinde ve 40 cm çapında bir çukur var ! Nasıl ve niçin kazıldı bilmiyorum. O güzelim zeminde o çukurun ne işi var anlamış değilim.

O cansiperane çalışan Acil ekibine ne o tekniker nede o salon hiç yakışmıyor. Çok mu zor o çukuru kapatmak merak ediyorum . .

BAŞTABİP  DEĞİŞTİ..

Geçtiğimiz günlerde İhsaniye Devlet Hastanesinde yaşanan bazı olumsuzlukları köşeme taşımıştım. Yapılan soruşturmalar sonucunda Hastanede Baştabip değişikliğine gidildi ve  Dr. Ömer Necmi Şen bu göreve getirildi. Dr. Şen görevi devraldıktan sonra çalışan personelleri grup grup toplayarak istek ve taleplerini iletti. Hizmette Hasta memnuniyetine dikkati çeken Şen tüm personeli işlerine ciddiyetle uymaları konusunda uyardı.

 

               

 

                                      

  

YORUMLAR

  • 0 Yorum