SAYIN EMNİYET MÜDÜRÜM
KAHRAMANLAR DİYARI AFYON’UMUZA HOŞGELDİNİZ
Sayın Emniyet Müdürüm;
İlk bakışta “Hoş geldiniz” kelimesi göreve geldiğiniz süreç nedeniyle “Bayatlamış” gibi algılanabilir. Ancak olay farklıdır. Sizin geldiğiniz dönemde gazetemiz Hükümetimizin kararı ile yayınını durdurmuştu. Ancak Devlet Baba, babalığını göstererek gazetemizin tekrar yayın hayatına başlamasına müsaade etti. Bu “Hoş geldiniz” sözcüğü de o nedenle gecikti.
Sizden önceki Emniyet Müdürümüz de Afyon’umuz için güzel ve hayırlı hizmetler verdi. Sizinde Afyonumuzun insanının rahat ve huzurlu yaşamı için elinizden geleni yapacağınızdan şüphemiz yoktur.
Sayın Şen; sizin de bildiğiniz gibi Afyonkarahisar ili büyük taarruzun yapıldığı, sayısız kahramanlık destanlarının yaşandığı, Cumhuriyet’imizin temellerinin atıldığı toprağı sert, insanları mert bir kentimizdir. Kentimizin insanları yasalara saygılı, kadirşinas kendisine hizmet eden kamu görevlilerini başına taç eden bir ilimizdir. İnsanlarımız güvenlik güçlerine son derece saygılı ve yardımcıdırlar.
Sayın Şen her yerde olduğu gibi, ilimizde de mutlaka münferit olaylar olacaktır. Ancak sizi üzecek,toplumu gerecek olayları Afyon’da göremezsiniz.Yukarıda da bahsettiğim gibi Afyon insanı kadirşinastır ve “kantarı” elindedir.
Bu vesile ile gazetemiz Kurtuluş adına size tekrar hoş geldiniz diyor, şahsınızda tüm Emniyetiniz çalışanlarına başarılar diliyoruz.
Rabbim burnunuzu kanatmasın…
Sn. KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ GENEL SEKRETERİ UZM. DR.MURAT ÇAĞLAYAN AFYON’A HOŞGELDİNİZ
Sayın Genel Sekreter,
Kısa bir süre önce göreve geldiniz. Sefa geldiniz, hoş geldiniz. Görevinizin yabancısı olmadığınızı oldukça tecrübeli ve deneyimli olduğunuzu biliyorum. Sorunlarında üstesinden geleceğinizden eminim.
Sayın Genel Sekreterim,
Teşkilatınız dikensiz gül bahçesi değildir. Sizden önceki Genel Sekreter döneminde bazı alımlarla ilgili olarak,14.05.2016 / 20.06.2016 / 23.06.2016 tarihlerinde köşe yazılarım olmuştu. Bu yazılarıma hiç kimse cevap veremedi. Sadece birileri araya “ricacılar” koyarak bu konuyu kaşımamamı istediler. Alımları yapan zat ise hastane içerisinde bu bilgileri bana kim vermiş “köstebek” arayışı içine girdi.
Sayın Genel Sekreter,
Tarihlerini belirttiğim yazılara internetten ulaşabilirsiniz. Dahası benimle birebir de görüşebilirsiniz.
Merak ediyorum bakalım siz ne yapacaksınız?
Devletin malı deniz mi….?
HASTANEDE BEBEKLERİN NE İŞİ VAR... ?
Dünkü yazımda, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Hastanesi’ni yazmıştım. Bugün de devam edelim. Hastanenin koridorlarında gezen, dolaşan ve oyun oynayan ufak bebekler. Ellerinde simit, bisküvi ve emzikleri ile salonlarda oynayan ufak çocuklar ellerinden düşürdüklerini tekrar alıp ağızlarına götürüyorlar.
Değerli okurlarımız; inanın zaman zaman çok ağır hasta olan eşimi unutup orta yerde gezen, oynayan çocukların sorumsuz aileleri ile tartıştım. Neden çocukları hastaneye getirdiklerini sorup dilim döndüğünce yanlışlarını anlatmaya çalıştım. Bunu bir yerde insani bir görev olarak düşündüm. Ancak gördüm ki aileler aynı duyarlılığı göstermiyorlar. Çocuğunun sağlığı için tartıştığım bir ailenin ferdi bana “Abi bunlara bir şey olmaz, çocuk değil mi düşe kalka büyüyecekler” demez mi ? Dondum kaldım .Söyleyecek başka söz var mı...? Alan memnun, satan memnun... !Ancak burada aileler kadar bu çocukların hastaneye girmelerine göz yuman güvenlik görevlileri de sorumlu...
GÜVENLİK GÖREVLİLERİ NE İŞ YAPAR... ?
Yukarıda bahsettiğim gibi ufacık çocuklar hastane koridorlarında cirit atıyorlar bakan, çeken yok. Ben 15 güne yakın yoğun bakımın önünde adeta nöbet tuttum tek bir defa Güvenlik görevlisi gördüm ve bu bebekler konusunda ikaz ettim. Görevlinin bana verdiği cevabı aynen aktarıyorum ; “Abi bizim bu D blokta geceleri iki kişi nöbetçi kalıyoruz, koskoca blokta nereye yetişelim? Geçenlerde gazeteciler bir kırık hasta yatağının resmini çekip haber yapmışlar neredeyse işimizden oluyorduk “... !
Değerli okurlarımız abartmıyorum ve iddia ediyorum gece saat 03,04 civarlarında D blok önüne bir Tır çekip elinize ne geçerse yükleyip götürün. İnanın size müdahale eden kimse olmayacaktır. Çünkü size “ hayrola ne yapıyorsunuz, bu malzemeleri nereye götürüyorsunuz” diye soran olmayacaktır.
YORUMLAR