Değerli Kurtuluş okurları;
Daha önce de belirttim: Devlet Hastaneleri yepyeni bir statüye büründüler. Artık hastanelerimiz Baştabip, Hastane Müdürü ve Başhemşire ile yönetilmiyor. Hastanelerin yönetimleri baştan aşağı değişti. Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Merkez ve ilçelerdeki hastanelerden sorumlu.. Bu hastanelerin idaresinden kullanılan malzemenin teminine kadar yine genel sekreterin yetki ve sorumluluğu var. Daha doğrusu kamu hastanelerindeki tüm işlemler Genel Sekreterin bilgisi dahilinde yapılıyor. Özetlemek gerekirse Kamu Hastaneleri Genel Sekreterinin bilgisi olmadan kurumlarda kuş bile uçmaz. Çünkü Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri çok geniş yetkililerle donatılmıştır. Tabii bu kurumlardaki sorunları da çözecek olan kişi Genel Sekreter..
KARYOLALARIN BACAKLARI EL ALTINDAN KESİLDİ
Gazeteniz Kurtuluş’ta birkaç kez Afyon Devlet Hastanesi’ndeki alımlarla ilgili
yazılarım ve bu konularla ilgili sorularım oldu.. Sorularımı cevaplaması ve konularla ilgili açıklama yapması gereken kişi Genel Sekreter.. O ise bu konularda sessiz kalarak adeta iddiaları doğruluyor.. Hani meşhur bir söz vardır "sükut ikrardan gelir."
Buradaki durum atasözü ile bire bir örtüşüyor.. Devlet Hastanesi B Blok için alınan karyolaların alımı ve bacaklarının aynı firma tarafından ücret karşılığı kesilmek istenmesini gündeme getirip bir açıklama beklediğimizi beyan etmiştim. Şimdiye kadar bu konu ile ilgili bir açıklama olmadı. Ancak yazılarımdan sonra adı geçen karyolaların bacaklarının alım yapılan firma tarafından el altından kesildiğini biliyorum.. Üstelik bu alımları yapan şahsın eski para ile 152 trilyonluk bir harcama yetkisine sahip olduğunu belirtmeliyim. Bütün bu dedikoduların üzerine alımları yapan bu şahsın ihale yapmadan pazarlık yöntemi ile alımlara devam ettiği ve alımları da bu kez O....L isimli bir firmadan sürekli alındığını belirtmeliyim. Ancak şaibeli olarak bu makamın hangi şekil ve yöntemlerle malzeme aldığını belirtmek lazım.
DURUMDA DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
İkinci bir konu ise Diş Hastanelerinin tuttuğu nöbetler ile ilgili. Bu konu ile ilgili bir yazı yazarak Diş Hastanelerinde Cumartesi-Pazar nöbet tutan diş hekimlerinin kesinlikle çekim yapmadıklarını belirtmiş, Genel Sekreterin bu yayın sonrası olaya el koyarak çözüm getirmesini önermiştim. Nöbet tutan diş hekimlerinin Cumartesi Pazar hiç diş çekmediklerini gelen hastalara bir antibiyotik birde ağrı kesici yazıp gönderdiklerini belirtmiştim. Dolayısı ile de bu kurumdan doğrudan sorumlu olan Genel Sekreterin sarayından çıkarak, eskilerin deyişiyle ortalığı şöyle bir tarassut etmesi gerekmez mi?
Durumda değişen bir şey yok, eski tas eski hamam. Hafta sonları yine ağrı ile Diş Hastanemize başvuran insanlarımıza bir ağrı kesici birde antibiyotik yazılıp gönderiliyor. Soruşturdum Kamu Genel Sekreteri buralarda herhangi bir inceleme ve araştırma yapmamış. Üstelik bazı hekimler gelen hastalara "bizleri şikayet edersiniz ha?" diye kapris yapmaktalar.
ÇENEDE KOCAMAN YARIK, YÜZDE ŞİŞLİK
Hafta başı, Salı günü yakın bir arkadaşım, düşen dolgusunu tamir ettirmek amacıyla Diş Hastanesine başvurur. Arkadaşımızın dişine bakan hekim, "bu diş çekilecek" der. Arkadaşımız dişin tedavisi için ısrar ederse de hekim, filmi göstererek çekilmesi gerektiğini söyler ve laf arasında, “Buraya ulaşmak zor” gibi cümleler kurar. Hekim, dişi çekerken bile, ulaşmıyorum yollu şikayetlerine devam eder..
Neticede operasyon tamamlanır.
Ancak, arkadaşımız diş çekilen çenesindeki kocaman yarığa, 3 gündür süren ağrılara ve yüzündeki şişliklere yanmıyor da…
Kafasındaki şu soruya cevap bulamıyor: Hekim, arkadaki azı dişlerinden birisini doldurmak ve gerekirse kanal tedavisi gibi uzun çaba gerektiren bir işlemden kaçınmak için mi dişi çekmeyi tercih etti?
Sayın Genel Sekreter, sahi siz, Diş Hastanesi’nin sizin kurumunuza bağlı olduğunu ve hizmet verdiği yeri biliyor musunuz?
Biliyorsanız, problemler için nasıl bir çözüm düşünüyorsunuz?
YORUMLAR