SİNİRLENMEYİN
Birkaç gün önce Afyon Devlet Hastanesi ile ilgili bir analiz yazısı kaleme almış, hastanede yaşananları ve yakın gelecekte yaşanması muhtemel olayları belirtmiştim. Duydum ki Sn. Genel Sekreter bu yazımla ilgili olarak çok sinirlenmiş ve “Bu bilgileri kim aktarıyor bana bulun” demiş tabir caiz ise yıkmış ortalığı.
Sayın Genel Sekreter; inanın sizinle hiçbir alış verişim yok. Sizi tanımıyorum bile. Benim isyanım yaptığınız yanlış ve yanlı uygulamalara. Hiçbir günahı yokken bi gayrı hakkın görevden aldığınız yine liyakati itibariyle o görevde olmaması gerekenleri oralara atamanıza olan isyanımdır yazdıklarım. Bu yazılanlardan dolayı benim ne çıkarım olabilir? Benim isyanım size biat etmedi, yasal olmayan işleri yapmadı diye belki de hastanenin en beyefendi insanını görevden almanız ve yerine konu ile hiç alakası olmayan birinin bu göreve getirilmesi ile ilgilidir. Devam ediyorum çok kısa bir süre sonra yine size biat etmedi diye birilerini görevden alacaksınız ve yerine alakası olmayan insanları göreve getireceksiniz bunu da çok iyi biliyorum. Afyon’da eleman yokmuş gibi Eskişehir’den elemanınızla birlikte göreve gelişinizi de içime sindiremiyorum. B bloktaki Erzurumlu bir anestezi teknisyeninin Md. Yardımcısı oluşunu anlamış değilim. Bu görevleri yapacak hiç mi Afyon’lu eleman yok Afyon’da? Size göre Afyon çok mu sahipsiz?
SAĞLIKTA ÇOK TANIDIĞIM VAR
Sayın Genel Sekreter; kimden bilgi edindiğimi çok merak ediyormuşsunuz, aslında yazdıklarımın saklı gizli yanı yok! Yazdıklarım aylardır Hastanede konuşulan konulardır. Ancak insanlar bu konuları dışa vuramıyorlardı. Benim yaptığım yaşananların ve yaşanması muhtemel gelişmelerin dışa vurumudur. Ancak yazımda belirttiğim “tecavüz” olayının deşifre olmasını istemezdim. Fakat yazımda da belirttim bu konuyu yayan iki kattan sorumlu olan bir hemşirenizdir. Başka suçlu veya ispiyoncu aramayın. Kaldı ki sizin daha dün geldiğiniz teşkilatın içinde ben 32 yıl görev yaptım, elbette birçok tanıdığım var. Hatta bu tanıdıklarım sadece Afyon merkez değil taşra teşkilatı ile 81 ildir. Bu bilgileri nereden öğreniyor diye meraklanmayın. Yazımda da belirttiğim bir hususu tekrar yineliyorum; yazmış olduğum o yazının daha 2 bölümü var, onu da yayınlayacağım ve çok ilginç şeylere tanık olacaksınız. Bütün bunları yazıp çizerken ana temam çalışanları çok hakir görmeniz olmuştur. Diğer önemli bir husus ise görev yeriniz ile ilgili ikamet anlayışınız. Bir önceki yazımdan sonra hastane çalışanlarınca özellikle bu konuyu dile getirdiğim için sayısız teşekkür telefonu aldım. Bundan da şu çıkıyor Hastane çalışanları sizin hastanede kalmanızdan son derece rahatsız. Ben yazıyorum değerlendirmek size ait.
BÖYLELERİ DE VAR ?
Önceki gün esnaftan iki arkadaşım uğradı ve güncel konular üzerine sohbet ettik. Konuşurken arkadaşlarım Devlet Hastanesindeki iki doktorumuzu anlata anlata bitiremediler. Bu iki güzide doktorumuzu yere göğe sığdıramadılar. Üstelik bu iki arkadaşlarımız değişik zamanlarda bu iki doktorumuza gidip muayene olmuşlar. Kim bunlar? Hastanemizin karı koca 2 kardiyoloji uzmanları. Kardiyolog Doktor Hakan Çakmak ve eşi Kardiyolog Doktor Hale çakmak. Arkadaşlarımın anlattıklarına göre bu iki doktorumuz hastaları ile o denli iyi ilgileniyorlarmış ki bu kliniğe gelen hastalar genellikle bu iki doktorumuza görünmek istiyorlarmış. İnsan böyle güzel şeyleri duyunca baya gurur duyuyor ve mutlu oluyor. İnşallah bu tür doktorlarımızın sayısı artar. İnsanlarımız bu davranışları görmek bu tür hekimlerimizi tanımak istiyorlar. Sanırım çok fazla bir şey istemiyorlar?
KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ !
Birkaç gün önce Ankara’dan çok sevdiğim bir dostum aradı ve Afyon’da yapılan Kalp Cerrahisi vakalarındaki mortalite (ölüm) oranlarını sordu. Doğrusu bu konuda yeterli bilgi sahibi değildim. Yaptığım araştırmalarda mortalite konusunda net rakamsal bilgiler edinemedim. Bazı bilgilere ulaştım ancak doğruluğu konusunda teyit alamadığım için burada yayınlamayı sakıncalı buldum. Bu araştırmaları yaparken çok ilginç bir konu ile karşı karşıya kaldım. Değerli okurlarımız bir defa şunu çok iyi bilesiniz; Katip Çelebi Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim dalı müsaade etmedikçe Afyon Devlet Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi uzmanları Kalp Ameliyatları yapamaz. Tabi bu arada hastanemizdeki Kalp Damar Cerrahisi uzmanı Dr. İlker Alat’ın da “oluru” gerekir. Yoksa hiçbir Kalp Damar Cerrahi uzmanımız Dr. İlker Alat ve Katip Çelebi Üniversitesinin müsaadesi olmadan Afyon’da kalp ameliyatı yapamaz. Aslında böylesi bir uygulama Afyon Devlet Hastanesinde görev yapan Kalp Damar Cerrahisi Uzmanları için onur kırıcı bir uygulamadır. Bir tarafta Katip Çelebi Üniversitesi vardır ve onların teşkilatla olan bir anlaşması sonucu sadece Afyon’a destek için böyle bir uygulamanın içinde olmuş olabilir. Ancak Kalp Damar Cerrahlarının birlikte çalıştıkları mesai arkadaşlarından operasyon yapmak için olur izini almaları zorunluluğu kabul edilebilir bir durum değildir. Bu konunun tekrar bir gözden geçirilmesi gerekir.
PERŞEMBE PAZARI
Söz Devlet Hastanesinden açılmıştı onunla yazımı noktalamak istiyorum. Hastane yöneticileri sanıyorum çok meşgul olduklarından olsa gerek bir konuyu gözden kaçırıyorlar. Hastanenin her köşesindeki satıcıları görmüyorlar. Kuru fasulye ve nohuttan gümüş eşya, medikal terlik ve bezelye satanlara kadar birçok kişi satış yapıyorlar. Bunlara bir bakanda yok. Bu tür konular hep aklıma bir reklamı getirir. Çatı izolasyonu ile ilgili reklamda binada oturan daire sakinleri “yöneticimiz uyuyor mu?” diye feryat ederler. Ben de buradan sesleniyorum; satıcılar hastaneyi Perşembe pazarına çevirdiler, yöneticilerimiz uyuyor mu?
Hastanede onca baş varken seyyar satıcıların cirit atması anlaşılır gibi değil doğrusu. Buradan da şu çıkıyor Hastane bir an önce Baştabibine kavuşmalı. Kim gelecekse biran önce gelmeli. Gelen Baştabip’in görevini layığı ile yapabilmesi için kesinlikle Genel Sekreterlik bir başka binada görev yapmalı ve hastane yöneticilerinin işine karışmamalıdır. Genel Sekreterlik kendi hizmet binasına geçmez ise Hastanede sıkıntılar hiçbir zaman bitmeyecektir. Bunu iddia ediyorum ve sözümün ardındayım.
YORUMLAR