TARAFTAR MEKTUBU ÜZERİNE..
Her Pazar köşe yazarlarımız ve yazı işleri ailesi, gazetede toplanarak bir durum değerlendirmesi yaparlar. Mutat olduğu üzere bu Pazar günü de müsait olan arkadaşlar gazetede yine bir araya geldik. Hal hatır sorduktan sonra konulara geçildi ve Yazı İşleri Müdürümüz Polat Yılmaz bana bir zarf uzatarak içindeki mektubu okumamı istedi. Mektup bir Afjet Afyonspor tarafından kaleme alınmıştı ve de oldukça ilginçti. Yazılanlara bakılırsa taraftarımız takımı ve yaşananları çok iyi takip eden birisi olmalıydı. Öyle ki geçtiğimiz sezon bazı futbolcuların takımda ne kadar süre yer aldığını ve hangi dakikalarda takıma dahil olduğuna kadar biliyordu. Bu taraftarımızın merak ettiği bazı soruları vardı ve bunların cevaplandırılmasını istiyordu.
Değerli okuyucularımız; mektup ve yazılanlar üzerinde istişarelerde bulunduk. Mektuptaki konularla ilgili geçmişte benim de bazı yazılarım olmuştu. Gazete olarak mektuptaki konulara madde madde yorum getirmek yerine mektubu olduğu gibi yayınlamayı uygun bulduk. Yönetimin bu konularla ilgili yapacağı açıklamaları da gazetemizde yayınlayacağız. Mektubu aynen yayınlıyoruz:
BİR TARAFTARIN MEKTUBU
“Koyu bir AFJET Afyonspor taraftarı olarak tüm bu yazılanlar benim şahsi görüşlerimdir. AFJET Afyonspor’un 2017/2018 futbol sezonu transfer politikası nasıl işlemektedir? Transferleri gerçekleştirilen oyuncular hangi kriterlere göre alınmaktadırlar? İç transferde izlenen yolu yönetim kurulumu belirlemiştir? Bu yolda teknik heyetin ve sportif direktörün ya da genel menajerin rolü nedir? Mor-beyazlı renklere gönül vermiş biri olarak yapılan transferlerde yanlış olan bir şeylerin olduğunu düşünmekteyim. Öyle ki, Spor Toto 3. Lig için yetersiz görülerek bir başka takıma kiralık verilen bir oyuncumuzun tekrar takıma dönerek bir üst lig olan Spor Toto 2. Ligde 2 yıllık sözleşme yapması ne derece doğrudur? Şayet bu oyuncu 2. Lig için yeterli görülüyorsa o zaman sormazlar mı? 3. Lige kiralık verilerek yerine neden Oltan Karakullukçu’nun transferi yapılmıştır. Kulübün parası bu kadar çok mudur? Devamında 2. Transfer döneminde oyuncu transfer edilmiş. Bu oyuncu hiç forma giymeden sezon sonunda gönderilmiştir! Bu transfer kim ya da kimler tarafından gerçekleştirilmiş. Üstelik bu oyuncunun kulübe maliyeti ne olmuştur? Devre arasında alındığı için nokta transfer olarak adlandırılan bu oyuncu hiç oynamadan sezon bitimine takiben kiralık olduğu için gönderilmiştir. Zira devre arası olarak adlandırılan 2. Transfer dönemlerinde hemen her takımda izlenen yol ya takıma direk katkı sağlayacak oyuncu ya da çok iyi bir yedek olabilecek transfer olması değil midir?
TRANSFER EDİLEN OYUNCULAR GERÇEKTEN BİLİNEREK Mİ ALINMIŞLARDIR?
Gönderilen oyuncuların içerisinde şampiyonluğun garantilenmesinden sonra bile oynatılmamış Ünal Kurtuluş isminde oyuncumuz vardı. Bu olay teknik ekibin tercihi olarak mı yaşanmıştır? Keza, Uğurcan Aslantürk, 1 tek Bergama Bld. Maçında ilk 11’de yer almış. Orhangazi ve Sakaryaspor müsabakalarında 90 + küsur dakikalarda oyuna dâhil edilmiştir. Selim Şahinbaş, çok iyi bir sol ayağa sahip olmasıyla birlikte üstelikte genç olmasına rağmen teknik ekibin görüşü doğrultusunda mı gönderilmiştir? Bu oyuncu İsmet Benli’nin alternatifi olarak kadroda yer almış. Ziraat Türkiye Kupasında Yozgat 1959 FK ve Orhangazi ile Maltepespor maçlarında 11’de, Muğlaspor (Dk. 76) ve Bergama Bld. Karşılaşmasında (Dk. 65) İsmet’in yerine oyuna dâhil olmuş. Ankara Adliye müsabakasında ise 18 kişilik esami listesinde adı bulunmasına rağmen oyun esnasında görev almamıştır. Tüm bunlarla beraber 2017/2018 sezonu için dış transferde şu ana dek bünyeye katılan oyuncular gerçekten bilinerek mi alınmışlardır? Bir örnek; Kayseri Erciyes’ten transfer edilen Tuğay Adamcıl, kim tarafından izlenmiş ya da kimlerin tavsiyesi doğrultusunda transferi gerçekleştirilmiştir? Bir başka düşüncem; Afyon menşeili oyuncularımızın yeterlilikleri bana göre soru işaretleridir! Şahsım olarak ben kafama takılan bu soruları AFJET Afyonspor kazandığı zaman büyük mutluluk duyan, kaybettiği zaman çok büyük üzüntü duyan bir taraftar olarak konunun muhataplarına sorma ihtiyacı hissettim.
NİHAİ KARARLAR TABİİ Kİ SİZLERİNDİR
Bu kulübün 2 kilo peynir parası bulamadığı günlerden bir eli yağda bir balda olduğu günlere geldiğini çok iyi biliyorum. Amacım haddimi aşarak birilerini kırmak ve incitmek asla ve asla değildir. Sadece şahsi düşüncelerimi iletmektir. Gönderilen oyunculardan Selim Şahinbaş, benim babamın oğlu ve yahut da aile bağı bulunan bir akrabam falan değildir ve kendisiyle her hangi bir görüşmüşlüğüm dahi yoktur. Lakin bana göre geleceğinin çok iyi olduğu ve bu oyuncunun gönderildiği günden itibaren dikkatle takip edilmesini istiyorum. Takdirini spor kamuoyuna bırakıyorum. Vazgeçilerek gönderilen bu oyuncunun çok yakın bir zamanda çok iyi yerlere geleceğini tahmin ediyorum. Nihai kararlar tabii ki sizlerindir. Son düşüncem olarak AFJET Afyonspor hakkında kamuoyu, şampiyonluk karşılığı olarak UMRE ziyaretinde yer alan toplam 74 kişinin kimlerden oluştuğu, kafilenin masraflarının bazı şahıslar ile kurum ve kuruşlardan para talep edilmesi suretiyle karşılığında gerçekleştirildiği yönünde gerçek bilgilerle aydınlatılmalarını istemektedirler. Üstelik Balıkesir’de oynanan ve AFJET Afyonspor’un 2-0 üstünlüğüyle tamamlanarak 3. Lige terfi ettiği Halide Edip Adıvarspor maçı öncesi 1 futbolcumuzun öncülüğünde antrenmanlara ve maça çıkmama tehdidiyle (Bu futbolcumuz hala takımın bünyesinde yer almaktadır.) futbolcular tarafından talep edilen yüksek orandaki primin nasıl temin edilerek ödendiğini (750-500 Bin) bilmek istemektedirler. İlaveten de 0-0 eşitlikle nihayete eren Orduspor-AFJET Afyonspor maçı için ilimizden ziyaret amacıyla oldukça kalabalık gidilen kafilenin masrafları kafalarda soru işaretleri bırakmaktadır.”
Yorum size ait değerli okurlar.
SİZİ ALLAH İSLAH ETSİN MAGANDALAR
Köşemde defalarca yazdım; geceleri saat 01.00’den sonra İnönü Bulvarında araçlar yarışıyorlar diye. Bu yetmiyormuş gibi yazın gelmesi ile bazı pislikler araçlarındaki egsoz susturucularını çıkararak müthiş bir gürültü ile gecenin sessizliğinde araç kullanıyorlar. Biliyorum o haltı yaparlarken ağızları kulaklarına varıyor dört köşe oluyorlar. O saatte yaşlılara, hastalara ne denli rahatsızlık verdiklerini düşünmüyorlar. Acaba aynı şey kendilerine yapılsa, yaşlı veya hasta anne babaları, akrabaları anlattığım durumlarla karşılaşsalar ne yaparlar? Hiç mi düşünmüyorsunuz?
PİSLİK BU TÜR İNSANLARIN GENLERİNDE VAR
Sevgili okurlarımız anlattığımız şekilde yaşanan olaylarda tüm çözümü polisimizden bekleriz. Böylesi pislik insanlara polis ne yapsın? Bu tür insanların hepsinin de başına birer polis koysanız yine de bildiklerini yaparlar. Çünkü pislik bu tür insanların genlerinde var. Polis ne yapıversin? Polisin bu magandalara gelinceye kadar yapacağı o kadar çok işi var ki.. Arada bir de bu pislikler çıkıyor. O caddelere attıkları bira kutuları, alkol şişeleri ise cabası! Ya doğru dürüst yolunda gidenleri laf sözle taciz etmelerine ne demeli? Ne diyeyim Allah ıslah etsin bu pislikleri, magandaları.. Bu tür pisliklere polisiye tedbir almak bence polisimizin zamanını çalmak gibi bir şeydir!
YORUMLAR