Değerli okurlarımız;
Dünkü köşe yazımda Tıbbiye’nin kuruluşundan başlayıp l6 Haziran 2016 tarihinde yönetmeliği yayınlanan afiliasyona kadar olan 185 yıllık süreçten kısaca bahsetmiştim. Tahmin ediyorum okurlarımız "Afiliasyon” kelimesine takılmışlardır. Nedir afiliasyon kelimesi..? Afiliasyonun kelime anlamı "bağlantı" demektir. Tıptaki anlamı ise müşterek, birlikte hareket etmek anlamını taşıyor. Bu girişten sonra şu andaki bu konu ile ilgili durumu siz okuyucularımıza aktarıyorum…
16 Haziran 2016 Perşembe günü 29744 sayılı Resmi Gazete ile Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına ait sağlık tesisleri ve üniversitelere ait ilgili birimlerin birlikte kullanımı ve işbirliği usul ve esasları hakkındaki yönetmelik yayımlandı. Bu yönetmelik nüfusu 750 binin altında olan illerin devlet hastaneleri ile tıp fakültelerinin müşterek çalışacaklarını ve çalışma esaslarını belirtiyor. Konu Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra bazı ilgililerle görüşmelerim oldu. Neden bu noktaya gelindi, bundan sonrası ne olur? Bunun analizini yaptık, ilginç şeyler söylendi, tartışıldı..!
TIP FAKÜLTELERİ DAR BOĞAZDALAR
Sevgili Kurtuluş okurları;
Son birkaç yıldır Afyon'da Tıp Fakültesi'nin ekonomik açıdan çok zorda olduğu bu nedenle de Devlet Hastanesi ile birleştirileceği dillendiriliyordu.! Son yayımlanan yönetmelik birkaç yıldır söylenen dedikoduları da tescil etmiş oldu. Aslında sıkıntı sadece Afyon Tıp Fakültesi'nde değil, diğer fakültelerde de var. Tıp fakülteleri dar boğazdalar. Nedenini anlamak ise bir hayli güç.. Gelir açısından değerlendirdiğimizde karşımıza çok çarpıcı gerçekler çıkıyor.. Bir defa tıp fakülteleri yaptıkları tıbbi müdahaleleri 3’ncü basamaktan faturalandırıyorlar. Aynı müdahaleleri devlet hastaneleri 2’nci basamaktan fatura ediyorlar. Bunun anlamı ise şu: Kaba bir misal olarak veriyorum: Tıp fakültesinin 3 bin TL aldığı bir müdahale için devlet hastaneleri 800 TL alıyor. Arada tıp fakültesi lehine uçuk farklar varken, üniversiteler ekonomik olarak zorda. Devlet hastanelerinin daha az ücret aldığı bir ortamda üniversitelerin neden ekonomik dar boğazda oluşları sorgulanmalıdır diyorum.
PASTA BÖLÜNECEK
Sıkıntı yaratacak diğer bir durum ise döner sermaye primleri olacaktır. Şu anda Devlet
Hastanesi'ndeki bir anestezi uzmanı 6 bin TL civarında bir döner sermaye primi almaktadır. Maaşı ile bu miktar 10 bin lira dolayındadır. Tıp Fakültesinde ise bir anestezi doçenti 3 bin TL döner sermaye primi almaktadır. Bu birleşmenin gerçekleşmesiyle devlet hastanesinde önceden dolgun rakamlarda prim alan doktor, hemşire, teknisyen gibi personel eskisi gibi yüksek rakamlarda prim alamayacaklar. Bir yerde pasta bölünecek. Buna benzer bir birleşmenin neticelerini aktarmaya çalışacağım.
BOLU’DA PRİMLER DÜŞTÜ
1 Ağustos 2014 yılında Bolu İzzet Baysal Üniversitesi ile Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastaneler birleşerek ‘afiliye’ olurlar. Neticesinde döner sermaye primleri uzman hekimlerde 3-6 bin TL, yardımcı sağlık personellerinde ise 300-500 TL arasında bir düşüş gösterir. Sağlıkla ilgili sendikalar bu duruma tepki gösterseler de netice alınamaz. Birleşmeden dolayı sağlık gelirleri artmasına rağmen ek ödeme yönetmeliğinden kaynaklanan gelir kaybı primlerinde düşmesine neden olmuştur.
Belirttiğim nedenlerle çalışanlar bu birleşmeye sıcak bakmıyorlar. Bir diğer önemli husus da daha düne kadar devlet hastanesi ile organik hiçbir bağı olmayan profesörler, doçentler, yardımcı doçentler, baş asistanlar lüzumu ve ihtiyaç halinde devlet hastanesinde de görev yapabilecekler.
İzlenimlerimden Devlet Hastanesi çalışanlarının bu oluşuma henüz hazır olmadıklarını ve sıcak bakmadıklarını anladım. Burada birleşmenin önemini vurgulamak bakımından çok dikkati çeken birkaç maddeyi köşeme taşıdım.
7. MADDE BİRLEŞMEYİ ŞART KOŞUYOR
Sağlık Tesislerinin işletilmesi ile ilgili 7’inci madde (1.Bent): “Birlikte kullanıma geçilen sağlık tesisleri, Bakanlık tarafından bu yönetmelik hükümleri saklı kalmak kaydıyla Bakanlığın tabi olduğu mevzuat uyarınca işletilir. Birlikte kullanılan sağlık tesisi yöneticileri, Üniversitenin görüşü alınarak Bakanlıkça atanır. Yönetici görevlendirmeleri Kamu Hastaneleri Birliği mevzuatı çerçevesinde yürütülür.”
7’inci madde (2.Bent): “Sağlık tesisindeki her türlü sağlık ve destek hizmeti, üniversite personelinin sağlık hizmeti sunumu da dahil olmak üzere hastane yöneticisinin sorumluluğundadır.. Hastane yöneticisi eğitim ve sağlık hizmetlerinin aksamadan ve verimli şekilde yürütülmesi için ilgili mevzuat çerçevesinde her türlü tedbiri almaya yetkilidir ve bu konuda Dekan ile işbirliği içinde çalışır.”
7’inci madde (3.Bent): “Birlikte kullanıma geçilen sağlık tesislerinin döner sermaye hesapları sadece birlikte kullanılan birimlerle sınırlı olmak kaydıyla aktif ve pasifleriyle birleştirilir.”
KLİNİK, LABORATUVAR VE EĞİTİM SORUMLULUKLARININ GÖREV VE YETKİLERİ BÖLÜMÜ
8.Madde (6.Bent): “İşbirliği ve birlikte kullanımda sağlık tesisleri ve ilgili birimlerde görevli tüm tabipler eğitim faaliyetlerinin aksatılmaması kaydıyla, önemli ve acil vakalarda, kendilerine yapılan davete icabet etmek, ihtiyaç duyulan tıbbi ve bilimsel danışmanlık, protokolde nöbet tutulmasına ait düzenleme bulunması halinde nöbet, konsültasyon ve sağlık hizmetlerini yerine getirmekle yükümlüdürler demektedir.”
MALİ HUSUSLAR BÖLÜMÜ
Madde 9: “Birlikte kullanımdaki sağlık tesisleri, sundukları sağlık hizmetlerinin ücretlendirilmesi bakımından üniversite hastanesi statüsündedir demektedir. Yönetmelikte bunlara benzer birçok hüküm yer almakta olup Resmi Gazetede yayımlanarak resmiyet kazanmıştır.”
BU OLUŞUM TEKERE ÇOMAK SOKMAKTAN İBARETTİR
Bu yeni oluşum konusunda umutsuzum. Bir tarafı kurtarmak uğruna bir makine düzeninde çalışan ve her geçen gün oturmaya başlayan devlet hastanelerinin işleyişine bana göre çomak sokulmuştur. Bu oluşumun istifaları da beraberinde getirmesinden korkuyorum. İnşallah yanılırım.
YORUMLAR