UFUK HOCA, SKOR SİZİ ALDATMASIN!
3. afta müsabakasında Uşak ekibi Vefa Spor ile kendi sahasında oynayan BAL’daki temsilcilerimizden Sandıklı Spor, müsabakayı 10-1 skor ile kazandı. İlk yarısı 7-1 Sandıklı spor’un galibiyeti ile biten müsabakayı Sandıklıspor 10-1 gibi farklı bir galibiyetle tamamladı. Müsabaka 90 dakika ev sahibi Sandıklı Spor’un baskısı altında geçti. Neticede ev sahibi Sandıklı Spor zayıf rakibini tarihi bir skor ile yenerek 3 puanı hanesine yazdırdı. Kazanmak güzel elbette, ancak etik değerlere de uymak zorundayız. Ben eski bir futbolcu ve yönetici olarak müsabakayı 2 önemli ana başlıkta değerlendiriyorum:
SAĞLIK SPOR BASKET ATAR GİBİ GOL ATABİLİRDİ
İlki skor sizi aldatmasın. Rakip çok zayıftı. Bunları söylerken Sandıklı Spor’un başarısına gölge düşürdüğümü falan da zannetmeyin. Takım aylardır bu günler için hazırlanmış ve alnının teriyle müsabakayı farklı kazanmıştır. Netice sadece şapka çıkartılacak ve tebrik edilecek bir maçtır. Ben de Sandıklı Spor’u elbette tebrik ediyorum. Unutulmasın ki ben 60’lı yıllarda Sandıklı Kumalar Spor’un formasını yıllarca giymiş eski bir futbolcuyum.
İkinci konuyu ise bir örnekle vermek istiyorum. Yıllar önce Afyon Sağlık Spor’un başkanı idim ve o yılların en kaliteli kadrosunu kurmuştum. Takımları silindir gibi ezen adeta gol makinesi bir takımım vardı. Takım sezon boyu yüzün üzerinde gol attı. Bıraksam bu rakam 150’leri bulurdu. Dikkat ederseniz “bıraksam” diye bir ifade kullandım. Çünkü çok güçlüydük, çok zayıf olan köy ve kasaba takımları vardı. Bıraksak takım bu rakiplere basket oynar gibi goller atabilirdi.
KARŞI TAKIMIN ONUR VE GURURU
Oysa gerek ben, gerekse takımın hocaları rahatlayacağımız skora ulaştıktan sonra (4-0/5-0 gibi) takıma oyunu rölantiye alın fazla gol atarak rakibin onuru ve gururu ile oynamayın diye tembih ederdik. Görünüşte söylediklerim yanlış algılanabilir, ‘böyle futbol mu olur’ denilebilir. Bu benim şahsi fikrimdir, beni bağlar. 50 tane gol atsak hanemize yazılacak puan 3’tür. Hiçbir futbolcu on tane gol yiyen bir takımın futbolcusu ve hocası olmak istemez. Bu maçta da Sandıklı Spor’un hocası belli bir skoru sağladıktan sonra karşı takımın hocasını ve futbolcularını da düşünmeliydi diyorum. Üstelik tekrar söylüyorum; yazdıklarım benim kişisel görüşümdür ve beni bağlar. Her şeye rağmen Sandıklı Spor’u tebrik ediyorum. İnşallah bundan sonraki maçlarınızı da böyle bol gollü alırsınız.
MEĞER KAPISI VARMIŞ !
Değerli okurlarımız. Biraz fazla abarttığımı falan zannetmeyiniz. Aylardır ‘Eski Devlet Hastanesinin kapıları neden değiştirildi ve çıkarılan kapılar ne oldu’ diye soruyorum. Adeta “duvar” olan ilgililer nasıl olduysa Eskişehir’den beni telefon ile arayarak “Zaten hastanenin kapıları yokmuş, o nedenle plastik kapı yapılmasına onay verildi” dediler. Ben de konuyu dünkü köşeme; “Hastane Kapısız Olur mu” başlığıyla taşımıştım. Yazımı internette gören eski hastanede birlikte çalıştığımız bir arkadaşım hastanenin ana kapısı önünde çekilmiş ve hemen hemen tamamına yakını hakkın rahmetine kavuşmuş doktor, hemşire, idari personel ve bir kısım hizmetlinin bulunduğu gördüğünüz resmi getirdi. Resim tahminlerime göre 1965 yılını anımsatıyor. Resmin arkasında o muhteşem tarihi eserin giriş kapısı duruyor. Bu resmi “Zaten hastanenin kapıları yokmuş” diyenlere gösteriyorum. Bakın bakalım hastanenin kapısı var mıymış, yok muymuş? Bakalım bu sefer hangi tarihi lafı edeceksiniz merak ediyorum.
O DOKTORLAR YOKLUKLAR İÇİNDE FEDAKARCA ÇALIŞTI
Bu arada belirtmeden edemeyeceğim; bu resimde üç genel cerrah (Op. Dr. Kamil Özgür, Op. Dr. İhsan Saraçoğlu, Op. Dr. Ahmet Özkoçak) yine Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Burhanettin Kültür, iç hastalıkları uzmanları Dr. A. Naki Saraçel ve Dr. Abdullah Aydın, Diş Hekimi Suat abi hakkın rahmetine kavuştular. Doktor kadrosundan sadece şu anda Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Sıtkı Özkum sağdır. Hemşire, idari personel ve hizmetlilerden ise hayatta kalan birkaç kişi var. Ölenleri rahmetle anarken sağ olanlara da uzun ömürler diliyorum. Sağlığın Afyon’daki bu unutulmaz isimleri yokluklar içersinde fedakarca çalıştılar. Bu vesile ile onları saygı ile verdikleri hizmetler nedeniyle de minnetle anıyorum. Çalışırlarken, ne “malzeme yok” dediler, ne de yaptıkları işleri gazetelerde boy boy fotoğraf çektirip “Afyon’da ilk” dediler.
YORUMLAR