Değerli Kurtuluş okurları;
Futbol ile ilgili olanların bildiklerini gibi son 3 yıldır, 2012’den bu yana yerel gazetelerde Afyon Futbolu’na emek veren ve kubbede hoş bir seda bırakarak aramızdan ayrılanları “kimler geldi, kimler geçti” yaşamakta olanları ise “yaşayan efsaneler” başlığı altında yayınlamıştım. Yine bildiğiniz gibi bunlarla yetinmeyin gerek kendi yaşadığım, gerekse arkadaşlarımızdan ağabeylerimizden duyduğumuz futbol ile hakemlerle ilgili bazı ilginçlikleri “anılar” adı altında yayınlamıştım. Tahminimin üzerinde ilgi ve akala gören bu konular nerede ise bir kitap oluşturacak kadar çoktu. Durum böyle olunca “hiçbir maddi menfaat” düşünmeden bu yazdıklarımı bazı yeni ilavelerle zenginleştirerek “kitap” haline getirmeyi düşündüm. Amacım Afyon Futbol tarihini ölümsüzleştirmek ve gelecek nesillere bırakmak. Bu nedenle aylardır bu konu üzerinde çalışıyorum. Ancak bazı konularda çok zorlanıyorum…!
Nedeni ise ilçe ve kasaba takımları ile ilgili yeterli bilgi toplayamamam. Tüm kulüplere tek tek mektup yazarak amacımı belirtip ilçelerindeki, kasabalarındaki takımlar ile ilgili yeterli bilgi, belge ve resim istedim. Tabii işi bitince iade etmek koşulu ile… Ancak ne yazıktır ki hiçbir taşra kulübünden yanıt alamadım.
Merkezde buna benzer sıkıntılarım olmadı diyebilirim. Bu şekilde merkezde çözüm sağlayabiliyorum. Oysa bana yardımcı olsalar bu işe konu olan kulüpler Afyon Futbol Tarihindeki yerini kitabımda alacaklar. Ancak tüm uğraşlarıma rağmen başarılı olamadım. Dolayısı ile de yazmakta olduğum kitabı beklemeye aldım.
Bu sıkıntılarımı köşe yazarı değerli kardeşim Mehmet Dönerkaya’ya açtım. Sağ olsun bu konuda bana çok destek verdi ve desteğinin devam edeceğini söyledi. Bu anlamda da ilk iş olarak beni Vali Yardımcımız Sn. Erhan Güney’e götürerek durumu anlattı.
Sn. Vali Yardımcımızdan hiç beklemediğim ve ummadığım biçimde destek aldım. Sn. Vali Yardımcımız böylesine konularda Valilik olarak “Proje” kapsamında destek verebileceklerini söyleyip ilgililere bu konuda yardımcı olunması konusunda talimat verdi. Beklemediğimiz bu gelişme beni yeniden hareketlendirdi. Hiçbir maddi beklentim olmadan sadece gelecek nesillere bir eser bırakabilmek umudu ile çıktığım bu yolda bana desteklerini esirgemeyen Sayın Vali Yardımcımız Erhan Güney ile değerli dostum gazeteci yazar Mehmet Dönerkaya’ya minnet ve teşekkürlerimi iletiyorum.
Yukarıda belirttiğim gibi; Afyon’da Futbol Bizim Dünyamız adını vermeyi planladığım bu eseri umarım kısa sürede tamamlar, Afyon Futbol Camiasına armağan ederim.
ÇOK DUYGULANDIM
Uzun zamandır çok arzu ettiğim halde bir türlü gerçekleştiremediğim TÜFAD ziyaretimi nihayet dün yapabildim. Bu ziyaret esnasında oldukça duygulandım. Zaman zaman gözlerim doldu, zaman zaman mutlu anlar yaşadım.
Şurası bir gerçek ki TÜFAD’da bir tarih yatıyor. Daha dış kapıdan girer girmez “buram buram” tarih kokuyor Panolarda; yıllarca beraber futbol oynadığım arkadaşlarımı, yöneticilik dönemi kardeşlerimi, bizden önceki jenerasyonun hakkın rahmetine kavuşan futbolcu ağabeylerimizi resimlerde gördüm. Bir ara “zaman tünelinde” daldım gittim. Futbol oynadığım, yöneticilik yaptığım yıllar film şeridi gibi gözümün önünden geldi geçti… Bu vesile ile de hakkın rahmetine kavuşan eski futbolcu ağabeylerimize “mekânları cennet olsun” derken, yaşayan efsanelere de sağlık, mutluluk ve uzun ömürler diliyorum.
TÜFAD ziyaretimi panolarda asılı 3-5 resim gibi göstermek o camiaya hem haksızlık hem de saygısızlık olur diye düşünüyorum. Bu nedenle Afyon TÜFAD’ın kuruluşundan bugüne kadar emeği geçenleri kutluyorum. Sağ olsunlar çalışıp, çabalayıp bu mümtaz bir kuruluş olan TÜFAD’ı hem Afyon hem de Türk Futbol’una kazandırmışlar. Ancak süreç sadece TÜFAD’ın kuruluşu ile sonlanmamış…!
Şu anda TÜFAD Başkanı olan Mustafa Keser, “Terfi ligindeki” yeni Afyonspor’da; ben Genel Kaptan iken o da çok değerli bir futbolcumuzdu. Afyonspor’a çok büyük emekleri ve katkıları vardır.
Sevgili Keser, Başkan olduktan sonra boş durmamış şu andaki mevcut binayı TÜFAD’ın demirbaşı haline getirerek satın almıştır. Bir yerde birçok sivil toplum kuruluşu kiralarda gezerken Keser, TÜFAD’ı mal sahibi yapmıştır. Kutluyorum kendisini…
TÜFAD binasına daha adımımızı atar atmaz sizi güler yüzlü karşılayan değerli üyeleri görüyorsunuz. Bir anda kendinizi futbol âleminin içinde ve “geçmişe yolculukta” buluyorsunuz. Ben ve benim gibi eski ve yaşlı futbolculara, yöneticilere gösterilen saygıyı iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Keser ve ekibini böylesi önemli bir kuruluşun başında görmek, başarılı çalışmalarını gözlemlemek beni çok onurlandırdı, gururlandırdı. Geç kalmış bu ziyaretim nedeniyle mahcubum. Ancak gördüklerim ve yaşadıklarım nedeniyle de mutluyum.
Başta Keser olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerine, aktif olarak çalışan hocalarımıza başarılar diliyor, sayfalar sunuyorum.
VEBALİ KİME AİT…?
Bu konuyu defalarca yazdım. Ancak hayret edilecek bir biçimde vurdumduymazlık ve umursamazlık var.
Bilindiği gibi İscehisarspor’un maçlarını Afyon’da oynaması nedeniyle Atatürk Stadı’nda her hafta müsabaka var. Afjet Afyonspor’un lider, İscehisarspor’un ise sıralamada iyi yerde olması seyirciyi stada çekiyor. Müsabakaları kalabalık bir taraftar gurubu izliyor. Özellikle Afyonspor’un maçlarında stat doluyor. Buraya kadar her şeyimiz iyi… Peki stat bahçesinde her türlü gıda maddesi, çay ve ayran gibi içecekler açıkta satılıyor. Buna ne demeli…? Ben daha önceki yazılarımda da söyledim; kimsenin rızkı ile oynansın demiyorum. Bu satıcılar bir disiplin altına alınsın. Ne sattıkları bilinsin. Açıkta satış yapılması… Satıcıların belli kıyafetleri olsun. Olayı insan sağlığını tehdit eden etkenlerle karşılaştırırsak fazla bir şey istenmediği görülür.
Buradan sesleniyorum; sorumluları kimse bu işe bir çözüm getirsinler. Burada insanlarımızın her zaman bulaşıcı hastalıklarla karşı karşıya olduğunu iddia ediyorum. Bir yerde buradaki satıcılar PORTÖR görevi yapıyorlar. İnsanlarımıza sağlıksal zarar veriyorlar. Peki bunun vebali kime ait…? İlgilenmesi gereken birimler vicdan muhasebesi yapıyorlar mı acaba…? Onlar olsa bu gıdaları tüketirler mi…?
YORUMLAR