ZOR DOSTUM ZOR..!
Yağan kar ardından buzlanmayı da beraberinde getirdi. Yağan kara ihtiyacımız vardı.. Çiftçimiz “toprak kurudu” diye çok huzursuzdu. Dedim ya kar ve ardından buzlanma.. Kar yağışı sonrası en korkulan tabiat olayı.. Özellikle yürürken dengeyi sağlayamayan insanlarımız kolunu kanadını kırarak sağlıksal sorunlar yaşamaktadırlar. Aynı aşağıda anlattığım gibi..
İsmini vermiyorum, Afyon’umuzun eşrafından, sizlerin de tanıdığınızdan emin olduğum bir tanıdığımızın eşi buzda ayağı kayıyor ve her iki kolu da el bileklerinin üst kısmından kırılıyor. Hemen Devlet Hastanesi’ne götürülen hastamıza bir ortopedi uzmanı tarafından müdahale ediliyor. Yapılan operasyon ile hastamızın kırıkları yerine getiriliyor ayrıca da protez uygulanıyor. Bütün bunlar fevkalade güzel şeyler. Ancak bu güzel şeylerden sonra hastamızın taburcu olacağı gün yaşananlar yapılan o güzellikleri alıp götürüyor. Peki nedir bu hoşa gitmeyen şeyler..?
SAĞLIKTA HANUTÇULUK MU?
Ameliyatı gerçekleştiren ortopedi uzmanımız taburcu işlemlerini yaptıktan sonra hasta ve beyini odasına çağırarak yapılması gerekenleri anlatıyor ve “Pansumanlarınızı mutlaka xxx bey yapacak, bu ameliyatın pansumanını Afyon’da yapacak kimse yok” diyor ve ekliyor: “Her iki eliniz için de el bilek protezi yazdım onu da xxx’dan alacaksınız. Onun malı kalitelidir.”
Pansumancı, “Eve gelirim her pansuman için xx TL alırım” diyor. Doktor beyin tarif ettiği protezci 400 TL istiyor , hastamız aynı protezi aynı yere 260 TL’ye yaptırıyor. İş sadece bunlarla da bitmiyor reçeteyi alıp hastane dışına (doktor beyin söylediği çok iyi protez yapan kişiye) giderken bu sefer de etrafını eczane ve medikal çalışanları sarıyor, kimisi abi biz daha sağlam yaparız derken bazıları da biz daha ucuza yaparız diyorlar. Ellerinden zor kurtuluyor hasta sahibi dostumuz..
BURASI PATAGONYA DEĞİL
Şimdi buradan operasyonu yapan doktora soruyorum: Ne güzel operasyonu yapıp hastayı sağlığına kavuşturmuşsun be kardeşim! Sana ne pansumancısından, protezcisinden..? Siz onu bunu tavsiye etmekle bu işi yapan diğer insanların kazançlarına engel oluyorsunuz. Haksız bir rekabetin sebebi oluyorsunuz. Siz gerekeni hastaya söylüyorsunuz bırakın onlar çaresine baksınlar. Burası Patagonya değil sizin o söyledikleriniz bir şekilde yapılır.
Sağlıkta sorunlar bitecek gibi değil. Aslında gerçeği söylemek gerekirse sağlıkta bayağı yol alındı. Şu anlattıklarım bu dönemde olmamalı artık. Buradan doktorumuza da sesleniyorum: “Bırak hoca, herkes alacağı malzemeyi nereden alırsa alsın, pansumanını kime yaptırırsa yaptırsın.Yoksa sen sıkıntı yaşarsın. Kimseye iyi niyetini anlatamazsın.”
SİMİT Mİ, MİKROP MU SATIYORLAR..?
Söz hastaneden açılmışken daha önce defalarca yazdığım, ancak hiçbir tedbirin alınmadığı, değişikliğin yaşanmadığı bir konuyu bir defa daha yazıyorum. Belki birileri gereğini yapar..!
Sizlerin de bildiğiniz gibi en ekonomik karın doyurma çay ve simit ile oluyor. Büyük şehirlerde sabahları işe gidenlerin yol güzergahı üzerindeki simitçilerden birkaç simit alıp işyerinde çay veya meyve suyu ile kahvaltılarını yaptıkları bir gerçek.. Bu şekilde kahvaltı yapma geleneği artık sadece büyük şehirlerde değil bizim gibi büyümeye çalışan yerlerde de olmaya başladı. Bu şekilde ki bir kahvaltıya “evet” derken bazı çekincelerim var doğrusu..! Bu simitler tüketiciye temiz bir şekilde ulaşıyor mu..? Burası çok önemli. Eğer bu soruya bir cevap arıyorsanız Devlet Hastanesi’nin bahçe girişi kapısı yanındaki küçük kulübeye şöyle bir göz atın.. Cevap orada..! Salya sümük elinde eldiven olmadan çocuk denecek yaştaki satıcılar.. Para saydıkları pis elleri ile simit satanlar orada.. Alan memnun, satan memnun..!
BEKLİYORUZ BAKALIM NELER OLACAK?
Değerli okurlarımız; kimsenin rızkı ile oynansın gibi bir düşünce içersinde değiliz. Zaten buna hakkımız da yok.. Ancak insan sağlığını hiçe sayarak sadece para için bu işi yapanların da buna hakları yok. Aslında bu şekilde gıda maddesi satanlara kızmamak gerekir…! Çünkü hiçbir kontrol mekanizmasının bulunmadığı bir ortamda diledikleri gibi satış yapmaları çok normal..
Özetlemek gerekirse; hastaneye şifa bulmaya gelenler tam tersine yeni yeni hastalıklarla dönüyorlar evlerine. O kadar yazdım ilgilenen olmadı, inşallah bu sefer ikazımıza kulak verirler. Bekliyoruz bakalım neler olacak?
YORUMLAR