Kendisi Beden Eğitimi Öğretmeni, Türkiye Badminton Federasyonu İl Temsilcisi, Badminton Hakemi, Badminton Antrenörü, Şemsettin Karahisari Ortaokulu Müdürü.
Mustafa Yaşar’dan söz ediyorum.
Sosyal bir öğretmen olduğu için okuldaki sosyal etkinlikleri de ister istemez körüklüyor. Sosyal etkinliklerin daha çoğalmasını sağlıyor.
Çocukların sosyal etkinliklerindeki başarıları da eğitimlerindeki başarılarına yansıyor.
Afyonkarahisar’ın önde gelen okullarından olan Şemsettin Karahisari Ortaokulu Müdürü Mustafa Yaşar, kendi öğretmenlerinin yetişemediği yerlerde de Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nden yardım isteyerek, okulun başarısını artırıyor.
Uyanık bir müdür de diyebilirsiniz, işini iyi bilen bir müdür de…
Her ne derseniz deyin, kendisini ve öğretmenlerine başarılarından dolayı teşekkür ediyorum.
Bundan sonra da Şemsettin Karahisari Ortaokulu’nun başarılarına daha çok şahit olacağız, buna da inanıyorum.
Gözde bir okul dedik ve herkesin çocuğunu burada okutabilmek için araya hatırı sayılı kişilerin de konulduğunu da biliyoruz.
Yetmeyen okula yeni bir ek bina yapımı sağlayan Okul Müdürü Mustafa Yaşar, böyle giderse daha çok öğrenciye, Şemsettin Karahisari Ortaokulunda eğitim imkânı sağlayacak.
Sadece bunlar mı dersek dahası da var. Mesela anasınıfı olarak kullanılan bina (eski iş atölyesi) yeni ek bina bitiminde Spor Salonu yapımı için yeniden inşaata başlanacak. Okulun her karış yerini en iyi şekilde değerlendirme çabası var Müdürün.
TEOG’da sağlanan başarı ve Okulun Voleybol Kız takımının başarısı nedeniyle bu öğrencilerimiz Bahçeşehir Koleji tarafından yüzde 100 burslu olarak okutuluyor.
Kızların voleybol’daki başarıları onlara yeni kapılar açtı.
Ne diyeyim, kendisine ve öğretmenlerine, okulda okuyan tüm öğrencilerimize başarılar dilerim.
***
İnsanlar tecrübeleri oranında değil tecrübelerinden aldıkları dersler oranında olgundurlar. BERNARD SHAW
***
Hayvanseverler çoğalıyor
Soğuk havalar nedeniyle sokakta yaşayan hayvanları sahiplenenlerin sayısı giderek artıyor.
Bu da insanlığımızı unutturmama adına sevindirici bir olay.
Bazı insanlarımız ise sokak hayvanlarının rahat bir kış geçirmesi için kendi imkanları ile küçük kulübeler yaparak, yağmur ve kar görmeyecek bir kenara bırakıyorlar.
Bu kulübelerin içlerine de yiyeceklerini koyuyorlar.
Güzel bir duygu.
Bu çalışmaların ardından ise genellikle küçük kardeşlerimizin parmağı olduğu ortaya çıkıyor.
Çocuklarımız bir noktada bizlere örnek oluyor ve bizlere adeta ders veriyorlar.
Bu çocuklarımızla ne kadar övünsek azdır diye düşünüyorum.
Bazen onlara kulak vermek sanıyorum en doğrusu.
Bizler yaşadığımız çocukluklarımızı sadece anılarda yaşatma yerine onlarla birlikte tekrar yaşama imkanı yakalayabiliriz.
Köşenizdeki bakkaldan alacağınız bir karton kutuyu güzelce su geçirmez hale getirerek, sokakta yaşayan diğer dostlarımıza sizler de bir el uzatabilirsiniz.
Siz uzatamıyorsanız, bırakın çocuklarımız ilgilensinler.
İnanın onların yaptıkları hem sizin hem de sokak hayvanlarının hoşunuza gidecek…
***
Sen bana kendi gözünle bakma, benim gözümle bak da biri iki görme! Bana, bir an olsun benim gözümle bak da varlıktan öte bir meydan gör! MEVLANA
***
Pirofosor dediğin ne çi?
Erzurum’un son halk hikâyecisi Behçet Mahir hastadır.
Edebiyat Fakültesi Halk Edebiyatı hocaları hasta ziyaretine giderler.
Kalabalık hoca grubuyla aniden karşılaşan ev halkı telaşlanır.
Ancak Behçet Mahirin karısının oralı olmaya hiç niyeti yoktur.
-“Ana! Neydececeyığ, bak bir sürü pirofosor gelmişler”
Diyen kızına telaşlanmaya gerek olmadığını şu sözlerle açıklar:
-"Di get! Pirofosor dedeğin ne çi? Behçetin yalanlarını yazir, yazir pirofosor olirlar"
YORUMLAR